12. Bölüm: "Müzik Kutusuna Gömülen Balerin"

827K 30.5K 150K
                                    

Selamlaaar!
Bölüm ve güzel bir haber ile geldim. İS Serisinin ilk kitabı TÜNEL internette satışa sunuldu. Birkaç güne kalmaz raflardaki yerini de alır. Kitapyurdu ve Okuoku.com'un linklerini bırakıyorum, aynı zamanda bölüm sonuna kitabı bulamazsınız diye görsellerini de bırakacağım. İS daha önce tatmadığınız bir lezzet olacak, umarım seversiniz! Siparişlerinizin fotoğraflarını Instagram'dan binnurnigiz hesabına atarsanız, severek paylaşırım!

Okuoku: https://okuoku.com/urun/detay/kitap/tunel--is-serisi-1/1083970

Kitapyurdu: https://www.kitapyurdu.com/kitap/tunel--is-serisi-1/479440.html&filter_name=T%C3%9CNEL


                    

Bölüm Şarkıları:
Nosound – Lightdark
Duman – Melankoli
Duman – Bal
Nosound – Someone Starts to Fade Away

12. Bölüm: "Müzik Kutusuna Gömülen Balerin"

Bıçak tenine saplandı diye, suçlu bıçak mı?

Sen hiç, bir bıçak olmadın mı?

Sen hiç, bir katilin ellerindeyken birine saplanmadın mı?

Güneşin geç doğduğu bir şehirde, yıldızların kuşları ışıklarıyla vurup öldürdüğü bir gecenin içindeydim. Hapishanem olduğunu fark ettiğim dört duvar usul usul üzerime yıkılmaya başladığında, gözlerimi fotoğraf karesinden çekip onun nabzı zayıf bir güneş gibi ölüme hazırlanan kahverengi gözlerine baktım.

            Bana bakışı, bir takvim yaprağının üstüne çizilmiş öleceğim günü gösteren tarihe bakıyormuşum gibi hissettiriyordu.

            Gözlerimi Özay'ın gülen yüzüne indirdiğim saniyelerde, kalbimin içinde bana ait olmayan bir his güçsüz bedenini eğe kemiğime yaslamış, uyuşmuş kolunu ovuyordu.

            "Sen bunları nereden buldun?" diye sordum yarı solgun bir sesle. Kafamın içi duman altıydı.

            Kartal'ın başını yavaşça salladığını görür gibi oldum ama bu kez kafamı kaldırıp ona bakmadım, belki bakmak istemedim belki de bakamadım. Tam yerde duran fotoğrafa elimi uzatacaktım ki ayağını fotoğrafın üstüne koyup fotoğrafı acımasızca çiğnedi. Gözlerimdeki yerini koruyan ruhsuzlukla ayağının altında ezilen fotoğrafı izlerken tek kelime etmedim.

            Bunu yapma hakkını kendinde nasıl oluyordu da bulabiliyordu?

            "Güzel gülüyormuşsun," dedi soğuk, sırtına kışı aldığı erkeksi sesiyle. Gözlerim hâlâ ayaklarındaydı. Ona bakmamak konusunda ısrarcıydım ve biliyordum ki ona bakmadığım için şu an olması gerekenden daha da sinirli hissediyordu.

            "Ne önemi var?" diye sordum sonunda konuştuğumda. Gerçekten ne önemi vardı? Gözümün önünde bana ait bir anıyı ayaklarının altına alan bu adamın karşısında dizlerimin üstünde oturuyordum. Bir önemi olmadığını göremiyor muydu? Ben anılarımı Kardelen ile birlikte toprağın altına gömmüştüm.

            "Doğru," dedi lav gibi. "Hiçbir önemi yok."

            "Evet," dedim. "Özay benim anılarıma ait bir moloz yığını."

            "Öyle mi?" diye sorunca kafamı kaldırıp ona baktım. Ardından hiç beklemediği bir şekilde ayağa kalkıp, fotoğrafların oluşturduğu anı okyanusunun içinde dimdik durdum.

VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin