24. Bölüm: "Güneş Gözlerde Fırtına Bakışlar ve Gözyaşı Yıldızlar

693K 31.2K 200K
                                    

24. Bölüm: "Güneş Gözlerde Fırtına Bakışlar ve Gözyaşı Yıldızlar"

Feridun Düzağaç, Özledim

Bebe, Siempre Me Quedara

Murat Yılmazyıldırım, Ben Sana Ölüyorum

Yonca Lodi, Sana Bir Şey Olmasın

Bir mıknatısın onları çeken iki farklı ucu ortalarında duruyordu da, onları kendine sırt sırta gelmeleri için çekiyordu sanki.

Genç adamın yara kabuğu rengindeki gözleri daldığı boşluktan usulca uzaklaştığında, genç kadın aynanın önünde durmuş siyah, kısa saçlarını parmaklarıyla tarıyordu. Üzerinde askılı siyah bir tişört, altında dışarıdan geldiği andan itibaren çıkarmaya üşendiği için bacaklarını sarmaya devam eden lacivert bir kot pantolon vardı. Mavi gözleri, aynadaki yansımasına çakıldığında, kulağından aşağı sarkan halka küpelerin gümüş yüzeyi dışarıdaki güneş ışığının üzerine devrilmesiyle dev bir ışık patlamasına yol açtı.

Kahverengi gözler, mavi gözlere tutunduğunda, ikisi de aynanın en ücra köşesine çekilmiş bakışlarını birbirlerine sunmuştu; bir yansıma, yansımasına bakıyordu. Altı ve üstü siyaha boyanmış mavi gözlerin içinde yangınlar yanan denizler vardı; su donduran soğuklar, boğaz kurutan rüzgârlar, dağ deviren fırtınalar vardı. Genç adam kalbinin derinliklerini saran tutkuyu, şefkati, önü kesilemez bir şekilde o kadına doğru akan aşkı hissetti.

Onu izledi, izledi ve izledi; bu hayatta sonsuza dek yapabileceği bir şey olacağını söyleseler ve ondan bir seçim bekleseler o adam, bu kadını izlemeyi seçerdi.

"Bana bu şekilde baktığında kendimi güzel hissediyorum," dedi sonunda genç kadın konuştuğunda. Parmakları siyah saçlarından ayrılarak kulağına sıralanmış halka küpelere gitti. Büyükten başlayarak gitgide küçülen halka küpeler kulağındaki yolu dolduran telaşlı, içinde hikâyeler ve insanlar gizleyen otobüs duraklarına benziyordu.

Adam baktı, aynadaki yansımada kolunun dış kısmında bir yunus balığı dövmesi olan kadının dövmesine dokunan gözleri derin bir dalgınlığı doğurdu ama çok geçmeden adam yine kelimeleri saklandıkları yerden çıkarıp, kadının önüne koydu.

"Güzelsin," dedi genç adam, komodinin üzerindeki taş kül tablasının içine bıraktığı sigaranın neredeyse yarıya kadar ölmüş bir küle dönüştüğünü hatırlayınca, gözlerini kadından çekmeden elini komodine uzatıp sigarayı baş ve işaret parmaklarının arasına aldı. Sigaranın külü, kül tablası yerine komodinin üzerine devrildi ve parçalandı. Adam bunu fark etmeden sigarayı dudaklarının arasına taşıdı, derin bir nefesi içine çekmesiyle ateş, sanki yıllardır birbirini görmeyen iki aşığın göz göze geldiği an göğüslerinden fırlayan duyguları gibi harlanarak yandı. Sigaranın dumanı dudaklarından sızarken gözleri kısılmış, gözlerinin altındaki şişkin torbalar daha da belirginleşmişti. "Ama sadece güzel değilsin."

Genç kadın küpeleri bir bir çıkarırken gözlerinden muzip bir ifade firar ederek adamın zihninde canlandı. "Sadece güzel değilsem, neyim?"

"Bilmem," dedi genç adam, parmaklarının arasında duran sigaranın gri külü hassas bir kadının kırılan kalbi gibi boynunu büktü. "Çok düşündüm ama kafamın içinde buna da bir cevap bulamadım. Zaten seninle ilgili hiçbir şeyin cevabı bende yok."

"Ben benimle ilgili her cevabın yalnızca sende olduğunu düşünüyorum," dedi Leyla, geniş gülümsemesi inci gibi beyaz dişlerinin görünmesini sağladı. "O kadar az konuşuyorsun ki, bazen beni hiç sevmediğini düşünüyorum ama öyle bir bakıyorsun ki, hiçbir kelime yığını gözlerinde gördüklerim etmez."

VAVEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin