MH6

43.8K 1.5K 496
                                    

6.BÖLÜM

Usulca geri çekildiğim de aşağı tekrar inmiş ve dosyayı yerine bırakmıştım. Hiç bir şey olmamış gibi bir tavır takınarak odama ilerlediğimde Araf durdurmuştu.

"Ada."

"Araf bey hemen kızmayın saat yeni on oldu ve işimi ancak bitirebildim, şimdi odama çıkıyorum. "

"Çıkma. Buraya gel. "

Dediğinde yanlarına doğru ilerleyip arada birkaç metre mesafe kalacak şekilde durmuştum.

"Bir şey mi lazımdı? "

"Servis yap yemek yiyeceğiz. "

"Peki."

Konuşurken aynı zamanda da başımla onayladıktan sonra mutfağa geçmiştim.
Sadece iki kişinin yiyeceği ama bana eziyet olsun diye bütün takımı yıkattıkları porselen tabaklardan ikişer tane alıp iki tane de takımın bardaklarından almıştım. Yemekleri tabaklara doldururken arkamdan gelen ses bana ne yapmamı söylüyordu.

"Fazla lükse gerek yok yabancı değil. İşini hızlıca hallet ve odana çık. "

"He birde iki tane kadeh getir. "

Diye tamamlamıştı sözünü. Ses çıkarmamıştım fakat bu sinir olmadığım anlamına gelmiyordu. Kenarları altın sarısı desenle kaplı uzunca bir tepsiye tabakları dizdikten sonra salona götürmüştüm. Bir yandan önüme bakmaya çalışrken diğer yandan da yemekleri sarsıp tepsiye dökmemeye çalışıyordum.

Sırat köprüsünden geçercesine hissettiren mutfakla masa arasındaki yolda nihayet hedefe ulaştığımda düzenlice dizmeye başlamıştım. Tam işim bittiğinde arkamdan ablası söylenmişti.

"Yeşillik sevmem etin üstüne bile sunum olsun diye maydonoz koymuşsun başka bir şey yok mu. "

Şimdiden anlamıştım bu kadın kaldığı sürece sınav olacaktı bana.

"Maalesef."

"Ne demek maalesef boşuna mı para alıyorsunuz siz. "

Sesini yükseltmemişti ama aşağılar derecede itirazı bağırma etkisi oluşturuyordu.

"Çorba var. "

"Sadece bir tabak çorbayla mı karın doyuracağım."

"Yemekleri ben yapmıyorum hanım! "

Efendi diye ekleme yapmıştım cümlemin sonunda ses tonumu indirerek.

"Neyse Ada sen odana çık ben dışardan hallederim. "

Araf en baştan yapması gerekeni artık yaptığında bende sakinleşmek için derin nefes alıp odama çıkmıştım. Dersini görmediğim bir sınava giriyormuş gibi hissediyordum kendimi. Zerre bilgim yoktu, yapabildiğimin en iyisini yapıp kalmamaya çalışıyordum sadece. Yoruyordu da bu insanı. Mafyanın evinden dosya çalmakta neydi? Ya da babanın en yakın arkadaşı sandığı adam tarafından tutsak olmak.

Yine ağrımaya başlamıştı başım. Yatağıma uzandığımda ayın parlak ışığı çarpmıştı gözüme. Bu gece manzara hayran bırakırcasına diğerlerinden daha da güzeldi. Perdeyi sonuna kadar açıp yastığımı ters yöne çevirmiştim. Bu kadar derde rağmen yinede izlenmeye değerdi onun güzelliği.

MAFYANIN HİZMETÇİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin