MH28

13.3K 523 215
                                    

"İkisi arasında bir tercih asla yapmam! Üstelik Araf’la aranda olan mevzu yaşlı bir kadını neden ilgilendiriyor. Vicdansızın ve pisliğin tekisin."

"Belki de Araf’la ilgili değildir sadece."

"O ne demek? Benimle açık konuş."

"Araf’ı senin sayende ve sen beni tanımasanda seni de çok yakından tanıyorum."

"Adnan’ın adamlarından biri misin sen?"

"Aynen öyle. Yani bu iki kişinin başına ne geliyorsa senin yüzünden geliyor. Fakat şöyle bir düşün. Birinin kurtulma şansı var diğerinin ise imkanı yok. Sen yine de hangisi için çabalamak istersin?"

"Söyle Allah’ın cezası nasıl yapacağım!"

Demiştim bir anlık öfkeyle. Bu sözün karşılığı beni ileride pişman edecekti. Farkında olmadan çok tehlikeli bir adamla anlaşma yapmıştım. Bunu yapabilecekmiydim onu bile bilmiyordum. Kafam çok karışmıştı. Nefes alıp verme düzenim ise yaşadığım korkudan kaynaklı olarak normalinden katlarca hızlıydı.

"Güzel."

Diye cevap vermişti dudağı tek bir yana sinsice kıvrılırken. Ardından yanında ki adama işaret vermişti. İri yarı olan siyah takım elbiseli adam annemi arabanın bagajından çıkardığında onu arabanın arka koltuğunda oturması için oraya götürmüş ardından yeniden eski yerine gelmişti.

"Neden onu bırakmadın!"

"Dediğimi yapana kadar anneciğin biraz misafirimiz olacak. Tabiki ona ne kadar iyi bakacağımızıda senin performansının ne kadar iyi olduğu belirleyecek."

Bu seçim beni zorluyordu. Daha fazla dik durmaya gücü kalmayan bacaklarım beni yarı yolda bıraktıklarında yere çömelmiştim. Şuan ki halim ciddi anlamda acınası gözüküyordu. Gözümden yeniden bir yaş daha düştüğünde hıçkırarak konuştum.

"Araf’ı neden öldürmek istiyorsun ve neden bunu bana yaptırıyorsun? Seni tanımıyorum bile sana ne zararım dokunmuş olabilir."

Sözümü bitirdiğim de gözlerimi diktiğim beden bana oldukça yaklaşmıştı. Birkaç saniye cevap vermeden yüzüme bakmıştı sadece. Yukarıdan yüzüme yaklaşan eli görmemin ardından baş parmağını çenemde hissetmiştim. Sigara kokan parmağı yavaş hareketle yüzümü okşuyordu.

"Korkma küçük kız seninle hiçbir derdim yok."

"Öyleyse beni ve masum bir kadını neden bu duruma düşürüyorsun."

"Her insan et parçasından ibaret, Araf’ta öyle. Tek bir mermi yeterli ölmesi için. Fakat ben onun ölüşünün bu kadar sıradan olmasını istemiyorum. Onu hayatında en değer verdiği kişi öldürmeli. Senin gözlerinin içine baktığında aslında hiç kimsesinin olmadığını görmeli."

"Saçma bir çözüm yolu. Üstelik bu işin ucunda senin olduğun öğrenilirse Araf’ın adamları seni sağ bırakmaz."

"Neyin doğru olduğuna karar vermek sana düşmedi. Kararını ver. Araf’ı öldürecek misin yoksa öldürmeyecek misin?"

Ne yapacağımdan emin değildim. Bir labirentin içine düşmüş gibiydim ve iki çıkış kapısını da seçmek istemiyordum.
Beklediği cevabı kolayca alamaması karşımda ki adamı sinir etmişti. Kolumdan tutup yerden hızlıca kaldırdığında sıktığı dişlerinin arkasından konuşmaya başlamıştı.

MAFYANIN HİZMETÇİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin