good bye, john

2.1K 102 18
                                    

"sevgili john. seni ilk gördüğüm günü hatırlıyorum. o yalnızlığını hissedişimi, sende kendimi görüşümü de. her şeyi hatırlıyorum john, seninle ilgili. tek bir tanesini dahi silmemiştim, silememiştim. bazen uyuşturucu alıp o anıları tekrar yaşatıyorum zihnimde. eminim bunu bilsen bana çok kızardın. kendime zarar vermememi isterdin. biliyorum john, söyleyeceğin her kelime çoktan geçti aklımın en kuytu köşelerinden. ama yapamıyorum. evet, ben; sherlock holmes, yapamıyorum ve bunu kabul ediyorum. burda olsan bunu 'şimdiye dek gösterdiğim en insani davranış' olarak nitelendirirdin. ama yanılırdın john, bunun sebebini anlatmak için burdayım.
ben sevgiyi anlayamamış, kavrayamamış biriydim. bana göre her şey bilim ve matematiksel verilerdi. ama sevginin ne bilimde ne de matematikte karşılığı yoktu ve anlayamıyordum. daha küçücükken, sevgiyi anlama yolundayken en büyük motivasyon sebebimi aldılar elimden. en yakın arkadaşımı. bu daha da kendimi kapatmama sebep olmuş, şimdi anlıyorum. birini seversem yine elimden alınır diye korktum belki, belki de sevmenin zayıflık olduğunu düşündüm. çünkü arkadaşım gittiğinde yıkılmıştım. ama sonra sen geldin, tüm o 'yalnız ve güçlü' tavırlarının altındaki hüznü gördüm, birine tutunma çabasını. bu duyguları biliyordum çünkü en derinime sakladığım en zayıf yönlerimdi onlar.
bana tutun istedim john. böylece bende sana tutunabilecektim. yalnız olmamanı istedim, çünkü birlikte yalnız olmak çok hoş bir fikir gibi geliyordu.
seni tamamlamak istedim john. hiç hüznün olmasın, tüm yaraların kapansın istedim.
ama unuttuğum bir şey vardı. sevgi, zayıflıktı. sen benim zayıf yönümdün ve bunu herkes biliyordu. o yüzden ilk tehditleri sana yönelik oluyordu.
peki neden john? neden koruyamadım seni? sevgi, sana karşı beslediğim o büyük sevgi neden yetmedi seni korumaya? neden elimden gelen her şeyi yapmama rağmen, seninle değil de, adına dikilmiş bir mezar taşıyla konuşuyorum şimdi?
acıtıyor john. aynı anda sevdiğim adamı, en yakın arkadaşımı, ailem diyebileceğim tek insanı kaybetmiş olmak acıtıyor.
sana ne olduğunu bilememek acıtıyor. nerdesin şimdi? yalnız mısın yine? cennet cehennem varsa eğer, hangisindesin? kim karar veriyor buna?
peki ya geride kalanlar nasıl dayanıyor?
anlamıyorum john. anlamıyorum. her sabah çay içtiğin kişinin yokluğuna nasıl alışır insan? onca güzel anıyı nasıl unutur? ölümün kaç gün geçsede canımı aynı derecede yakıyor john. asla azalmıyor.
anlamıyorum.
nasıl yaşamaya devam edeceğim? eğer vazgeçersem, kızar mısın bana, yoksa anlar mısın sebeplerimi?
eğer vazgeçersem, buluşur muyuz yine bir yerlerde, tesadüfi şekilde?
korkuyorum john. asla birlikte olamamak korkutuyor beni. sık sık bunu düşünüyorum bu aralar. nereye kadar? yaşam, ölüm. sonrası ne? nereye kadar sürebilir john, insanların varlığı?
eminim elinde olsa kalkar ve bana garip bakışlar atardın. ne zaman farklı konuşsam yaptığın gibi.
insan ne çok özlüyor, o küçük detayları bile.

seninle ilgili her şeyi özlüyorum john. ve bununla yaşayamıyorum. ben artık kimsesi olmayan biriyim, bu ağır geliyor. yanına gelsem john, yine eşlik eder misin bana? yine her koşulda yanımda olur musun? söz, bu kez daha insancıl olacağım.

sanırım cevabı senin yerine benim vermem gerekecek. olumlu düşünüyorum ama, belki de bu bir son değildir.

herşeyi ayarladım john. aramızda sadece birkaç metre olacak. ama umarım ruhlarımız arasında hiç mesafe olmaz.

kendimi öldürmek zaten daima düşündüğüm bir fikirdi. sadece daha ileri yaşlarda yapacaktım. ama sorun değil, sensiz yaşamanın tadı tuzu yok zaten.

hoşçakal john, yeniden görüşebilmek ümidiyle..."

one shots// johnlock+sheriarty ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin