Begüm'den
Sürekli sevdiğin adama sevgini ispatlamak zorunda hissetmek yoruyor bazen. Belki de bu konuda fazla bilgim olmadığındandır belli edememem. Hayatım boyunca aşk, sevgi, şefkat nedir bilmemiştim ve sonradan öğrendiğim bu duyguları ifade etmekte sanırım hala başarısızdım. Eğer öyle olmasa böyle bir soruyla tekrar karşı karşıya kalmazdım.
Uykuya dalana kadar düşündüm. Daldım ama yine uyandım bilinçaltıma yerleşen düşüncelerin ağırlığıyla. Sonunda düşünmenin hiçbir faydası olmadığını anlayınca oğlumun yanına gittim. Yavaş yavaş hareketlenmeye başlayınca her bir hareketini içimde büyük bir sevgiyle izledim.
Dünyalara bile sığmayacağını hissettiğim bu sevgi küçük bir et parçasının, kalbin içine nasıl sığıyordı acaba?
Dudağı hafif büzülüp ağlama moduna geçen oğlumu kucakladım. Karnı acıkmıştır diye düşünerek doyurdum. Tekrar daha emerken uyuyakalan oğlumu yavaşça yerine yatırıp çıktım odadan. Su içecektim aslında ama Eda'nın odasının önünden geçerken ona da bir bakmak istedim. Ve cam kenarındaki koltukta uyuyakalmış olduğunu görünce yanına gittim. Yaşadıklarından sonra huzurlu bir uyku uyuyamadığı belliydi. Zamanla azalacaktı bu durum ama şuan herşey daha çok tazeydi.
"Eda..."
Seslenir seslenmez açtı gözlerini. Gülümsedim ürkek bakışlarına aldırmadan. "Neden burda uyıdun güzelim? Boynun tutulabilir."
"Begüm abla ben...Uyuyamayınca burda oturdum ama uyuyakalmışım."
Saçını okşadım şefkatle. "Hissettiğin huzursuzluğu anlamaktan ziyade biliyorum. Ama sana bunları yaşatanlar yaşattıklarından fazlasını yaşayacaklar güven bana."
"Güveniyorum... Peki beni yurda ne zaman götüreceksin?"
Kaşlarımı çattım anında. "O nerden çıktı? Gitmek mi istiyorsun?"
"Eninde sonunda beni yurda vereceksiniz. Size daha fazla alışmadan gitsem daha iyi..."
"Olmaz. Daha iyi falan olmaz küçük hanım. Ha eğer bizimle olmaktan mutlu değilsen baştan söyle başka bir şey ayarlarız. Ama yurt olmaz..."
"Sizinle olmaktan mutluyum ben. Çok mutluyum hatta."
Gülümsedim bu kez. "İşte buna sevindim. O zaman konuşulacak başka konu da yok."
"Yok Begüm abla."
Sarıldı birden boynuma. Ben de sarılışına karşılık verdim.
Yatağına yatıp uykuya dalana kadar yanında kaldım. Benim de artık uykum iyice gelince odaya döndüm ve gördüğüm manzarayla gülümsedim.
Arslan kalkmış, Furkan'ı kucağına alıp odadaki berjere oturmuş orda uyuyakalmıştı. Tabi oğlumuz da göğsüne doğru yatmış başı sevgili kocamın omzuna düşmüş ikisi de gayet huzurlu uyuyorlardı. Yavaşça yatağın onların tarafındaki kısmına oturup izledim ikisini. Nasıl güzel bir manzaraydı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veliahtlar (Bsk-2)-TAMAMLANDI-
General FictionBen sokak kızıyım adlı hikayemin devamı olacaktır... Anne-Baba olmayı daha öğrenemeden boşluğa yuvarlanan veliahtlarımız eskisinden daha tehlikeli şekilde sahalara geri dönüyor... ** "Ben esersem mevsimler değişir bebeğim öğrenemedin mi hala?"