Bakalım GENÇ çiftimizi nasıl bir son bekliyor:)
---
Herkes hakettiği aşkı bulmuştu ailede. Bir tek Selim Poyraz sap kalmıştı. Ama o da atar konusunda epey iyi olan birine karşı fena halde çekiliyordu.
Leyla hanıma...
Ama pek yüz bulabildiği söylenemezdi. Aslında ilgisini baya belli etmişti ama yine de kadın pek karşılık verecek gibi durmuyordu.
Begüm ve Arslan'ın evde olmadığını bildiği bir zaman diliminde bir kez daha gitti kapıya. Gece epey düşünmüştü bu halini. Neden bu kadınla bu kadar uğraştığını, konuşmalarını, yaklaştığı an hızla atan kalbini...Sandığı kadar yaşlanmamıştı demek ki. Hala böyle hissedebildiğine göre...
Kapıyı Fatma hanım açınca hayal kırıklığına uğradı. Gözüne özellikle taktığı güneş gözlüklerini bıkkınlıkla çıkardı. Halbuki Leyla açsa ne olurdu değil mi?
"Hoş geldiniz Selim bey."
"Bizim atarlılar yok mu?"
"Yoklar Selim bey."
Aslında bildiği halde sormuş teyit edince de keyifle içeri girmişti. "Peki torunum?"
"İçeride Leyla ile birlikteler."
"Güzell!"
Zaten istediği de buydu. İçeri girdiğinde gördüğü manzarayla gülümsedi.
Leyla salondaki küçük beşikte yatan Furkan'a hareketler yapıp güldürüyordu. Furkan 3 aylık olduğu için artık tepkiler veriyordu. Ve Leyla hanım onu güldürdükçe kendisi de keyifleniyordu. Gerçekten manzara tam seyirlikti.
Biraz daha yaklaşmak isteyince adım sesini duyan Leyla hanımla göz göze geldiler.
"Selim bey?"
"Leyla hanım?"
"Ne zamandır ordasınız?"
"Bir kaç dakika oldu..."
"Neden seslenmediniz?"
Kaşları çatık halde sorduğuna dürüstçe cevap verdi Selim. "Sizi izlemek daha keyifliydi Leyla HANIM!"
Az önce çatık olan kaşlar şimdi havadaydı. Şaşkınca bakıyordu karşısındaki adama. Bir de hanım kısmını bastırarak söylemesi iyice garipsemesine sebep olmuştu. Bu yaşına kadar çok kişinin ilgisine maruz kalmıştı ve anında tanıyordu bu durumu. Ama işin garibi bu kez kendi kalbi de saçma tepkiler veriyordu.
Karşısındaki adam bir mafya babasının tekiydi. Belki de zorbaydı. Henüz ne kadar tanıyordu ki? Ama böyle ilgisini saklamayıp açıkça gösterirken de fazla mı tatlıydı?
Silkelenip kendine geldi Leyla hanım. "Arslan bey ve Begüm hanım evde yoklar. Furkan da şimdi yemek yedi uyku saati olduğundan uyutmam gerek."
"Yani kalman için bir sebep yok gidebilirsin diyorsun?"
"Yok estağfurullah Selim bey. Sadece yalnız kalacaksınız diye..."
"Sizin elinizden kahve içebiliriz ve yanına da sohbetinizi eklerseniz süper bir şekilde yalnızlığıma çare olur bence."
Leyla hanım bir şey diyemedi. Furkan'ı alıp odasına çıkartacakken Selim bey ayağa kalkıp yanlarına gitti. "En azından sevebilirim değil mi?"
Bir an neyi sevebileceğini soracaktı ki kucağındaki Furkan'ı kastettiğini anlaması uzun sürmedi neyse ki. Selim'e bebeği uzatırken ellerinin temas etmesiyle göz göze gelseler de bu temas uzun sürmedi. Leyla hanım aceleyle geri çekildi ve bekledi dede torunun keyifli hallerini. Az önce Leyla hanıma sunduğu gülücükleri dedesine de sunuyordu küçük yaramaz. Git gide sevimli olmaya mı başlamıştı ne?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Veliahtlar (Bsk-2)-TAMAMLANDI-
Narrativa generaleBen sokak kızıyım adlı hikayemin devamı olacaktır... Anne-Baba olmayı daha öğrenemeden boşluğa yuvarlanan veliahtlarımız eskisinden daha tehlikeli şekilde sahalara geri dönüyor... ** "Ben esersem mevsimler değişir bebeğim öğrenemedin mi hala?"