Dark ᴶᴶᴷ

20.16

Jungkook yolunu bildiği odaya adımlarını hızlıca yönlendirirken vücudundaki hisler yüzünden başı çatlamak üzereydi.

Gri na'ya işkence ettiğini hissedebiliyordu ve bu his delirmesine neden olacak cinstendi.

"Mi ri!!"

Durup öyle bir bağırmıştı ki ses bütün saraya yayılmıştı. Mühür yüzünden beynindeki fısıltılar yardım etmesi gerektiğini defalarca tekrarlıyordu. Uzun koridorun ardından kendi odasına kıyasla daha büyük olan odanın önüne geldiğinde beklemeden sinirli bir şekilde içeri girmişti. Karşılaştığı koca bir boşluktu. Ne Gri na, ne de Mi ri oradaydı. Beynindeki fısıltılar hâlâ devam ederken ellerini başına götürüp avuç içlerini şakaklarına bastırmıştı.

"Efendim?"

Jungkook duyduğu sesle ellerini başından çekip yanına gelen bedene baktı. Mi ri'nin itaatkârlardan biriydi.

"Min sung, Mi ri nerede?"

"B-bilmiyorum efendim. Saraydan çıktıktan sonra bir daha gelmedi."

Jungkook sağ elini başına götürüp gözlerini yumduktan sonra derin bir nefes alıp gözlerini açtı. "Geri gelir gelmez direk benim saraya geliyorsun."

"Emredersiniz efendim."

Jungkook adımlarını sarayın çıkışına yönlendirip hızını artırdı. Mi ri'ye sözünü dinlemediği için cezaların en büyüğünü verecekti.

"Efendim?!"

Jungkook Taehyung'un kendisine doğru koştuğunu görünce kaşlarını çattı. Taehyung yanına geldiği gibi selamını verdikten hemen sonra konuşmaya başladı.

"Efendim Ölü saray koruyucularından biri Mi ri'yi Ölü ormanın yanındaki boş saraya giderken görmüş."

"Ölü orman mı?!"

Taehyung nefes nefese başıyla onaylarken Jungkook hızla yanından geçip şelaleye doğru ilerlemişti. Taehyung Jungkook'un peşinden giderken neden bu kadar sinirlendiğini merak ediyordu. Gri na'nın Jungkook'dan etkilendiğini biliyordu ama Jungkook'dan böyle bir karşılık beklemiyordu. Gri na için endişeleniyordu...

|●|●|

Hızlı gittiklerinden kısa süren yolculuk sonucu Jungkook ölü ormanın yanındaki saraya gelmişti. Kapının önünde olan Mi ri'nin itaatkârlardan kolayca geçip sarayın kapısına ilerlemişti. İsteseler de Jungkook'a engel olamazdılar zaten.

Jungkook'un tek sözüyle yok olacaklarını biliyorlardı çünkü..

Jungkook yolun yarısından sonra herhangi bir his hissetmediğinden endişeyle karışık siniri yüzünden ne yapacağı bilinmezdi. Sarayın geniş salonuna girdiğinde Mi ri'yi tekli koltukların birinde oturmuş, yerde hareketsizce yatan Gri na'yı sırıtarak izlediğini görmüştü.

Salona doğru adımlarken gözleri Gri na'nın hareketsiz bedenindeydi.
Sinirle solurken bakışlarını ayağa kalkmış, kendisine bakan bedenin gözleriyle buluşturmuştu.

"Bütün bunları neyine güvenerek yaptın?"

Sinirli olmasına rağmen sakin konuşmasını korurken Mi ri derin bir nefes aldı.

"Ben sadece doğru olanı yaptım."

"Doğru olanı mı yaptın? Peki. Madem doğrular yapılması gereken şeyler o halde ben de çok öncelerden yapmam gereken doğruyu yapacağım, Mi ri."