Dark ᴶᴶᴷ

21:56

Gri na hızla indiği merdivenlerin sonunda büyük odaya gelmişti. Derin bir nefes alıp sakin görünmeye çalıştı. Kapıyı açıp içeri girdiğinde Jimin ondan tarafı dönmüştü. Gri na çekingen bir tavırla ona doğru ilerleyip hafif bir tebessüm etmişti.

Jimin kendine yaklaşan bedene kaşlarını çatarak baktı. Jungkook'un yokluğunda Gri na'nın odaya gelmesi tuhafına gitmişti. Ütelik Gri na'nın gülümseyerek kendine doğru yaklaşması çok daha tuhaftı.

"Şey, merhaba. Eğer müsade edersen bir sorum olacak."

Jimin çatılı olan kaşlarını daha bir çatıp söylemesi için başını olumlu anlamda salladı.

"Ölü ormana giden yol nerede?"

Jimin çatılı olan kaşlarını düzeltip bakışlarını Gri na'dan çekmişti.

"Efendi Jungkook bunu kimseye söylememizi söylemişti. Bundan dolayı galiba. Kusura bakma söyleyemem."

Gri na sıkıntılı bir nefes verip Jimin'e olan bakışlarını sertleştirmişti.

"Ben de başkasından öğrenirim!"

"Saraydaki bilenlerin hepsi uyarılmış boşuna uğraşma."

Gri na bakışlarını çekip bir şey söylemeden ayrılmıştı Jimin'in yanından. Jungkook'un önceden uyarı yaptığını bilmiyordu. Dakikalar önce indiği merdivenleri geri çıkıp Jungkook'un odasına geri gitmişti. Giderek sinirleri bozuluyordu. Odaya hızlı bir şekilde girip kapıyı biraz sert bir şekilde kapatmıştı.

"Bu da ne demek oluyor Jungkook?! Sırf ben öğrenmeyeyim diye herkesi uyardın mı cidden?!"

"Sesini yükseltmeden konuşursan anlaşabiliriz belki?"

Gri na saçlarını geri tarayıp Jungkook'un yanına gidip yatağa oturdu. Ardından elini tuttu.

"Seni nasıl inandırabilirim bilmiyorum ama bana bir şey olmayacak Jungkook. Söyle lütfen.."

Jungkook elini tutan eli hafif sıkıp derin bir nefes aldı. Gri na'nın ölü ormana gitmesini hiç istemiyordu.

"Gri na.. eğer oraya gidersen mühür etkisiz hale gelecek ve sen zarar gördüğünde ben sana yardım edemeyeceğim.."

"Bunları düşünme ve bana oraya giden yolu söyle, Jungkook."

Jungkook bakışlarını kaçırıp hafif dolan gözlerini gizlemeye çalışmıştı. Her şeyin sonunda böyle hissedeceğini hiç düşünmemişti. Aşk, gerçekten çok değişik gelmişti ona.. Değerli olduğunu anlamış gibiydi..

"Şimdi anlıyorum ruhlar aleminin neden bu kadar kötü bir hâle geldiğini. Gerçekten aşk çok büyük bir şey olmalı. Ruhlar alemini bu hale getirecek kadar büyük.. Bu yüzden o duyguyu ilk kez hissetmişken hiçe sayıp seni oraya gönderemem Gri na. Aşkı, aşkımızı öldüremem."

Gri na, kendisine daha çok dolmaya başlayan gözlerle bakan bedene sıcak bir tebessümle karşılık vermişti. Ardından eğilip dudaklarını karşısındakinin dudaklarına bastırmıştı.
Küçük bir kelebek öpücüğü bırakıp geri çekildi ve elini Jungkook'un yanağına götürüp okşadı.

"Aşkımız hiçbir zaman bitmeyecek Jungkook. Oraya gidip sonsuza dek yok olsam da o son ana kadar, hatta ondan sonra bile sana aşık olarak kalacağım. Lütfen. Bütün kötü olasılıkları aklından atıp bana ölü ormana giden yolu söyle. Başaracağımdan eminim Jungkook. Eğer ruhlar alemi eski haline gelirse aşkımızı daha güzel yaşarız.. söyle bana, lütfen."