"Çırılçıplaktı, bir şey yoktu üstünde ve bedeni gibi ruhu da soyunuktu."
***
"Özlerken daha iyi tanırsın sevdiğini. Henüz gerçekleşmemiş bir düş gibi. Sözü verilmiş bir sevinç, uzun sürmüş bir ölüm gibi... Özlem, beklemektir. Çaresi yoktur bunun."
***
"Rüyalar çoğu zaman gerçekten daha gerçektirler çünkü. İnsanın en karmaşık, en dokunulmamış eğilim, arzu ve kaygılarını ortaya koyarlardı; bozulup eğrilmemiş, törpülenip yavanlaşmamış derin içselliğini. Kalıpların, yasakların içinde kenetlenen, bastırılan duyguların, denetim ortadan kalktığında sere serpe ortaya dökülen gündelik tutanaklaıydı onlar."
***
"...zaten insan yanlış yerden hayata başlamışsa, neyi tutsa elinde kalıyordu..."
***
" 'Senin sevgin de, acıların da çok sessizdi...'
'Sessizlik insancıldır,' dedi Armağan. 'Sessizlik insanın ayak basılmamış bölgesidir.' "
***
"Erkekler pek seviyorlardı gözü açılmamış bir kızdan kendilerine uygun bir kadın yaratmayı. Ama çoğu kez başaramıyorlardı bunu. Kumandayı ele alayım derken, teslim olmak zorunda kalıyorlardı."
***
Açık konuşmak gerekirse kitap çok mükemmel değil, ancak okunabilir de tabii ki. -ki ben kimim de, böyle bir yorum yapabiliyorum- Elbetteki içinde bulduğum bu güzel cümlelerin de hakkını yiyemezdim. Adından, yani 'Mor'dan da anlaşılacağı üzere kitap biraz depresif, ruhsal açıdan negatifti, ve açıkçası okuduktan sonra benim de aynı duyguları paylaşmam cabasıydı. Karakter analizidir vesaire... İlginiz varsa, okuyun ne diyeyim. Böyle klasik Türk filmi gibiydi. Yalnız bu kitaptan sonra yazarın üzerimde bıraktığı izlenim yüzünden, İnci Aral'ın başka kitabını okuyamayacağım sanırım. :(
Olumsuz bir yorum. Kitaptan sonra. Herkesin hoşlandığı tarz farklıdır, bir eserde aradıkları farklıdır diyerek, bitiriyorum. Hoşçakalın!
-kedipijamalikiz