((4))

503 39 110
                                    

    Yarım saattir müdürün yanındaydım. 'Yok nerdeymişim, neden geç kalmışım, annemi arayacakmış' falan filan. Gereksiz yere zamanımı harcıyordu.

     "Özür dilerim efendim. Bir daha olmayacak."
     "Sana güveniyorum Byulyi. Şimdi sınıfına gidebilirsin."
     "Teşekkürler efendim."

     Odadan çıktım. Son kez arkama baktım "Müdüre Ahn Heeyeon" yazısını okuyup önüme döndüm. Yavaş adımlarla sınıfıma girdim. Girmem ile olduğum yerde kalakaldım. Hyejin Wheein'in saçını çekiyordu.

     Koşarak ikisinin arasına girdim. Zorla da olsa ayırdım. Wheein sinirle burnundan solurken Hyejin sırasına oturmuştu. İkiside sakinleşince Hyejin kolumdan tutup beni sınıfın dışına çekti.

    "Nerdeydin bakayım sen. Hoca seni sordu. Amcası doğuruyormuş dedim. Hoca tüm ders boyu bana tuhaf tuhaf baktı. Bana borçlusun."

    Gülmeye başlayınca Hyejin koluma vurdu. Gülmemi zorla durdurup:

     "Ben anlatırım acelem yokta. Sen neden Wheein ile kavga ettin. Sen bu kızı sevmiyor muydun?"
   
     "Zaten o yüzden yaptım. Sen bugün gelmeyince Wheein'in yanına otururum dedim. Ama sınıfa girdiğimde yanında başka biri oturuyordu. Bende yerime geçtim. Kızı rahatsız ettim arada laf soktum aradada vurdum ama bu o ladar önemli değil. Neyse işte kız kalktı. Wheein'in yanı boş kaldı. Cesaret edip oturamadım. Tüm gün benimlede konuşmayınca bende kendi kendime dedimki 'belki kavga edersek iki üç diyaloğumuz olur.' ama tahmin ettiğim gibi gitmedi. Birbirimize girdik. Ama pişman değilim. Hem saçlarını koklayabildim hem de ne demişler 'en büyük aşklar, kavga ile başlar.'"

     Durmuş boş boş Hyejin'e bakıyordum. Kafamı sallayıp kendime geldim.

     "Eee sen nerdeydin?"

    "Ben. Ben bugün onun üniformasını giyen nir kız gördüm. Onu takip ettim. Okulunu öğrendim. Müdür yardımcısı beni yakaladı. Onunla biraz konuştuk. Sonra okula geldim, bizim müdür yakaladı derken sınıfa bir girdim. Siz kavga ediyorsunuz."

    "Moon şöyle bize bir bakınca baya bir deliyiz." Dedi. Haklıydı. Gülerek Hyejin ile beraber sınıfa girdik. Wheein kollarını birleştirmiş Hyejin'e bakmıyordu.

     Hyejin başını önüne eğip arka sıraya oturdu. Bende sırama oturdum.

     "Neredeydin Byulyi. Beni bu manyak arkadaşınla bırakıp gittin?"

     "Manyakmış. Sensin be manyak." Bana sorulan soru birden kavgaya dönüşmüştü.

     "Hey hey tamam. Sakinleşin." İkiside kafalarını çevirip trip atmaya devam ettiler.

     Hoca derse girmiş ders anlatıyordu. Ama benim aklımda sadece o öasum gülümseme vardı. Derin bir nefes alıp verdim. Wheein dönmüş bana bakıyordu.

    "Byulyi iyi misin? Aşık gibi duruyorsun. "
   
    "Ne aşkı saçmalama Wheein. Dalmışım."

    "Hıı tabi öyledir." Hyejin'in konuşması ile elimdeki kalemi ona attım. Gülmeye başladı. Wheein dönmüş ona bakıyordu. İkisi göz göze gelince bakışlarını kaçırıp önlerine döndüler.

    Ben onlara gülerken ders bitmişti. Çantamı alıp sınıftan çıktım. Saate baktım. Beden dili dersimin başlamasına yarım saat vardı.

     Koşarak Hyejin ile durağa geldik. Hyejin'e gider ayak olayı anlattım. Bana ' aptal aşık' deyip otobüse bindi. Kendisinin bir farkı yoktu ama neyse.

  (...)

     Koşarak merdivenleri çıktım. Kapıyı çaldım. Gel sesini duyunca içeri girdim. Özür dileyip boş sıraya oturdum. Bir çok kişi vardı.

     Müdür yardımcısı Solji dersi anlatırken pür dikkat dinliyordum. Biran önce öğrenip onunla iletişime geçmek istiyordum.

     İlk ders kendini tanıtmaydı. Bir kaç tekrardan ve diyalogtan sonra ders bitmişti. Çantamı alıp sınıftan çıktım. Saat geç olmuştu.

     Koşarak otobüse yetiştim. İki kişilik koltuğun cam kenarına oturdum. Kafamı cama yasladım. Dersi tekrar ediyordum. Yanımdaki hareketlilik ile gözlerimi açtım.

     Yanıma oturmuştu. Etrafıma baktım her yer doluydu ama bu yinede benim yanıma oturduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

     Güzel yüzünü inceledim. Küçük burnunu, dudaklarını, kirpiklerini... O kadar güzeldiki uzun süredir onu izlediğimden habersizdim.

     Birden bana döndü. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Hemen dışarıya bakmaya başladım. Bu sırada kafamı cama vurmuştum.

     Camdam yansımasına baktım gülüyordu. Gülümsedim. Onun yanımda oturduğu gerçeği ile gülümsemeden edemiyordum.  

    Ayağa kalktı.

    Düğmeye bastı.

    Otobüs durdu.

    Kapılar açıldı.

    Bana baktı.

    Gülülmsedi.
 
    Ve gitti.

    Arkasında nefes almayı unutmuş bir ben ile devam eden otobüs kaldı.
 
    
Medya: Ahn Heeyon (EXID)

    vote vermeyi unutmayın. Teşekkürler.

Yazmaya çalışıyorum ama olmuyor gibi. Bu yüzden bölümleri biraz geç yayınlıyorum. Özür dilerim. Yanlılım varsa düzeltirseniz sevinirim.

SESSİZ AŞK ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin