SESSİZ AŞK ✅

((14))

     Kapının çalmasıyla koltuktan sıçradım. Hyejin bana gözlerini dikmiş bakarken kalkıp kapıyı açmaya gittim.

     Wheein gelmişti. Ve yanında iki arkadaşı vardı.

     "Merhaba Moonbyul. Bunlar arkadaşlarım Mina ve Chaeyoung. Kızlar bu da Moonbyul. Arkadan gelende Hyejin." Dedi gülümseyerek. Kısa, kahverengi saçlı olan ve kısa olan Chaeyeong, omuzlarında siyah saçlı olan yanındaki kıza göre uzun olan kzı ise Mina'ydı.

     Hepsine gülümseyip içeriye davet ettim. Kızlar içeriye geçip koltuğa oturdular. Hyejin hepsiyle koyu muhabbete daldı. Ben bu sırada Yongsun'un gelmesini bekliyordum.

      Kapı çaldı. Koşarak kapıya gittim. Gülerek kapıyı açtım. Tam sevinmiştim derken Eunji'nin geldiğini görünce yüzüm düşmüştü.

     "Ne o Moonbyul. Geldiğime memnun olmamış gibisin. İstersen gideyim." Dedi.
     "Saçmalama Eunji geç içeri. Sadece başka birini bekliyordum." Dedim. Gülümseyerek içeri girdi. O da kızların arasına karışıp muhabbete daldı.

     Beklemekten canım sıkılmıştı. 10 dakikadır kapının yanında dikiliyordum. Omuz silkip içeri geçtim. Mina eline yastık almış Chaeyoung'u dövüyordu. Eunji kenarda kahkaha atarken Wheein ve Hyejin gülmekten yerde yatıyorlardı.

     Onlara boş boş bakarken kapı çaldı. Koşarak kapıyı açtım. Yongsun, Hyerin, Junghwa ve bir tane kız gelmişti. Gülümsedim. Ellerimi oynatarak

     "Hoşgeldiniz. İçeri geçin."
      "Hoşbulduk Moon." Junghwa koluma vurup içeri girdi. Ardından Hyerin, onun ardından tanımadığım kız ben hepsine tek tek bakarken Yongsun kapıda durmuş bana bakıyordu.

      "Chorong'u getirmem sorun olmaz değil mi? Haber vermedim biliyorum." Kafasını önüne eğmiş beklerken kafamı hayır anlamında salladım. Gülümseyerek içeri girdi.

     Bende kapıyı kapatıp arkamı döndüm. Yongsun kapıda dikiliyordu. Yanına gittim. Ve neden dikildiğini anladım.

     Mina ve Chaeyoung kavgayı bırakmış Hyejin ve Wheein'i dövüyordu. Hyerin ile Junghwa ise onları ayırmaya çalışıyordu. Eunji her zamanki gibi köşede gülmekten ölüyordu. Chorong ise Eunji'ye uzaylıymış gibi bakıyordu.

     Ben olayı şokunu yeni yeni atlatıp içeriye daldım.

     "Lan ne oluyor burda. İki dakika yoktum. Birbirinize girmişsiniz. Ayrılın bakalım. Siz şuraya, siz şuraya sende şuraya otur. Yeter ama daha gece başlamadı." Hepsini ayırıp oturtunca derin bir nefes aldım.

     Yongsun alttan alttan gülüyordu. Ona baktım. Bana tatlı bir surat yapıp koltuğa oturdu. Ben kalbimi nasıl dizginlerim diye düşünürken Hyejin araya girip

     "Hadi yemek yiyelim. Açım ben."
     "Hay ağzını öpeyim Hyejin." Junghwa'nın bunu demesi ile kafasına Hyerin bir tane geçirdi. Wheein'in içtiği su boğazına kaçmıştı ki öksürüyordu. Chaeyeong sırtına vuruyordu ama çoktan kıpkırmızı olmuştu. Eunji her zamanki gibi gülüyordu.

     "Ne dedim be ben. Hem lafın gelişiydi o. Açım ben." Sonunda dediği şey ile hepimiz gülerken kalkıp mutfağa gittik. Hepimiz masaya oturduk. Yemeklerimizi yedik. Mutfağı topladık. İçeriye geçtik.

     "Eee ne yapıyoruz." Dedi Hyejin. Mina ortaya atlayıp
     "Şişe çevirmece oynayalım." Dedi. Herkes onaylar sesler çıkarırken ben Yongsun'a bakıyordum.