((6))

393 30 5
                                    

     Yongsun gözüne vuran gün ışığı ile gözlerini açtı. Yan tarafına baktı Chorong hala uyuyordu. Saate baktı. 07.45. Gözlerini kocaman açarak Chorong'un üzerine atladı.

    Chorong yattığı yerden sıçrayarak uyandı. Yongsun arkadaşının tatlı ifadesine bakıp gülümsedi. İçinden yanaklarını sıkmak gelmişti.

    Saat aklına gelince kafasındakileri bir kenara atıp Chorong'a saati gösterdi. Chorong'ta aynı tepkiyi verince ikisi de yataktan fırladı.

     Hızlıca üstlerini değiştirdiler. Kahvaltıyı okulda yaparız diye kararlaştırıp evden çıktılar. Hemen otobüse bindiler. Az olan mesafeyi otobüs ile hızlıca gelince otobüsten indiler.

     Koşarak bahçeye girdiler. Zilin çalmasına 4 dakika vardı. İki kız birbirine bakıp gülümsedi.

    Yongsun bahçede Hyojin ve Hyuna'yı görünce koşarak yanlarına gitti. Kızlar onu görünce gülümsediler ve sarıldılar.

    Dört kız beraber gülerek sınıfa doğru giderken Yongsun arkasından birinin onu izlediğini hissetti. Arkasını döndü.

    Bu dün otobüste gördüğü kızdı. Gerçekte daha tatlıymış, deyip önüne döndü ve yürümeye başladı. Arkadaşları ile beraber sınıfa girdi.

    Hocalarının gelmediğini öğrenince sevinmişlerdi. Aralarında kararlaştırıp kantine indiler. Chorong ve Yongsun kahvaltı yapıp bahçeye arkadaşlarının yanına çıktılar. Bankta oturuyorlardı.

    Yanlarına gittiler. Beraber sohbet ederlerken onu gördü. Kafasını önüne eğmiş sessizce yürüyordu. Kahverengi saçları ve hemstırı andıran yüzüyle sevimli gözüküyordu.

    Kız kafasını kaldırdı. Gözgöze geldiler. Yongsun biran titredi. Derin bir nefes alıp önüne döndü. Arkadaşları ayaklanmıştı. Beraber sınıfa girdiler.

     Yongsun kafasına sıraya dayamış o kızın bu okulda ne yaptığını düşünüyordu.
   
     Chorong  ,instagramda gördüğü kızı aklından çıkaramıyordu. Sevimli gülümsemesi, büyük gözleri ile onu büyülemeyi başarmıştı.

   Hyojin ve Hyuna ise en arka sırada uyuyorlardı. Bu onların günlük olarak hatta yıllık olarak yaptıkları bir aktiviteydi.

    Sınıftaki herkes derslerin bitmesini beklerken hocaları dersin bittiğini bildiren hareketi yaptı. Hepsi ayaklandılar. Hyojin ve Hyuna hariç. Onlar hala uyuyorlardı.

    Yongsun ikisine yaklaşıp omuzlarını dürttü. İkisinde de bir hareket yoktu. Chorong Yongsun'u kenara çekip

    "Bana bırak" bakışı attı. Yongsun kenara çekilip onu izledi. Chorong hızlıca sırayı sallayınca iki güzel kızda oturdukları yerden hoplamıştı. Yongsun ve Chorong buna gülerken Hyuna ve Hyojin hala ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

    Göz göze gelince iki kız kaçmaya başladı. Diğer iki kız ise onları kovalıyordu. Sessiz gülüşler okulun koridorunu doldururken Solji birden önlerine çıktı.

    Öndeki kızlar durunca arkadaki kızlar onlara çarpmıştı. Onlarda Solji'yi görünce hemen sıraya geçtiler. Solji onlara kızgın bir şekilde bakarken onlar ise korku ile bakıyordu.

    "Koridorlarda koşmanın yasak olduğunu bilmiyor musunuz?"
    "Şey. Efendim. Biz."
    " Siz. Ne . Hyojin."
    "Biz okul boşalınca şey etmiştik."
    "Kurallar okul boşalana kadar değil. Okuldan çıkana kadar geçerlidir. Anladınız mı beni?"  Dedi. Ellerini oynatmayı bırakıp. Hepsi aynı anda kafalarını salladılar.

    "Cezalısınız. Kütüphaneyi bugün siz temizleyeceksiniz."
    "Ama siz demiştiniz ki. Bugün size yardım ..."
    "Hayır. Bugün yardım etmeyeceksiniz. Bugün cezalısınız. Gidin ve başlayın. 1 saate gelip kontrol edicem. Tamam mı?" Dedi Müdür Yardımcısı. Kızlar tekrar senkronize bir şekilde kafalarını salladılar.

    Kızlar kafaları önlerinde kütüphaneye doğru ilerlediler.

  Eğlenerek kütüphaneyi temizlemeyi bitirdiklerinde Solji geldi.

    Yaptıkları işe bakıp onlara onay verdi. Kızlar selam verip okuldan ayrıldılar.

     Chorong ve Yongsun koşarak otobüse durağına geldiler. Otobüs geline Chorong'a el sallayıp otobüse bindi. Her yer doluydu. Bir yer dışında.

    Sakince oraya oturdu. Yanındaki kız ona bakınca önüne döndü. İlk başlarda normal gelmişti ama kız uzun zamandır ona bakıyordu. Ve Yongsun rahatsız olmuştu.

    Daha fazla dayanamayıp kıza baktı. Şaşırmıştı. Kız aniden sola dönünce kafasını cama çarptı. Yongsun 'tatlı hemstır' diye geçirdi içinden.

    Gülümsemesi yerini yavaşça tebessüme bıraktı. Aklına ev arkadaşları gelince onlara sevdikleri tatlıdan almaya karar verdi. Pastaneye yaklaşınca ayağa kalktı. Düğmeye bastı. Otobüs yavşladı ve durdu.

    Yanındaki kız hala onu izliyordu. Ona döndü. Yüz ifadesi gülümsemesini sağlamıştı. Gülümseyip otobüsten indi.

    Arkasına baktı. Kız öylece durmuş kalbini tutuyordu. Tekrar gülümseyip pastaneye doğru yürüdü.

(...)

     Kapının çalma sesini duyunca Jeonghwa eonniesinin yanından kalkıp kapıya ilerledi. Kapıyı açtı. Karşısında Yongsun'u görünce hiç düşünmeden sarıldı.

    Sarımaları bitince ikiside içeri geçti. Yongsun elimdeki poşeti sallayınca iki kız da ellerini çırpıp Yongsun'a koşmaya başladı.

    Yongsun son anda mutfağa kaçarak onlardan kurtulmuştu. Nasıl derseniz. Kapıyı kilitlemişti.

    Pastaları ve kurabiyeleri tabağa koydu. İçecekleride koyunca her şey hazırdı. Yaptığı işe gülümserken yavaşça kapıyı açtı.

    Elindekilerle içeriye geçti. Kızlara tabaklarını verdi. Altyazılı bir film açtılar. Korku filmiydi.

     Hyerin ve Jeonghwa çığlıklar atarken Yongsun sadece çıkan görüntülerden ürküyordu. Bir süre sonra sıkılmaya başladı.

    Yanındaki kızlara baktı. Hyerin Jeonghwa'nın üstüne çıkmış çığlık atıyordu. Yongsun iki deli kıza gülümsedi.

    Düşünmeye başladı. Acaba birisi olacak mıydı? Bu iki kızdan başka onu her şeyi ile seven birisi olacak mıydı?

      Vote vererek destek olabilirsiniz. Okuduğunuz için teşekkürler.
    

    Medyada aşık olduğum bir şarkı var. Bir kez dinlemenizi tavsiye ederim. LİNKİN PARK - IN THE END

SESSİZ AŞK ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin