Moonbyul o gün o odaya bir daha girmemişti. Cesaret edememişti. Ne diyeceğini ne yapacağını bilmiyordu. Nasıl bakacaktı gözlerine, kalbi dayanır mıydı, ya kendini tutamazsa sarılırsa ya da tam tersi bağırır çağırırsa.
Onu kaybetmek istemiyordu, hiç istememişti zaten. Gitme sebebi vardı. Ama yine de bunu ona söylemeliydi. 2 yıl boyunca acı çektirmesine gerek yoktu.
Moonbyul alarmın çalmasıyla uyandı. Uyuyamadığı uykusundan. Sabaha kadar düşünmüştü, ağlamıştı ama onu bulduğu içinde mutluydu. Kısacası duygu karmaşası yaşıyordu.
Yataktan kalkıp elini yüzünü yıkadı. Gözleri şişmişti ve kızarmıştı. Bunu önemsemedi. Onu görmek istiyordu. Hızlıca üstünü giyindi. Yan odaya -artık Seulgi ve Irene'in odasıydı orası- gidip kapıyı çaldı. Seulgi hazırlanmış bir şekilde kapıyı açtı.
İkiside yurttan çıkıp hızlıca durağa vardılar. Otobüse binip boş koltuklara oturdular.
"Hayırdır Moonbyul. Uykusuz gibisin. İyi misin?"
"Evet. Sadece kafama bir şeyler takıldı."
"Konuşmak istersen burdayım. Biliyorsun."
"Evet. Biliyorum. Teşekkür ederim." Moonbyul gülümseyerek arkadaşına baktı. Şansı aşktan yana gülmemişti. Ama arkadaşlıktan yana hep onun yanındaydı.Kafasını yavaşça Seulgi'nin omzuna yasladı. O an ne kadar çok uykusunun olduğunu anladı. Ama artık çok geçti. 15 saat çalışması gerekiyordu.
Otobüs durağa gelince birlikte indiler. Hastaneye doğru yürüdüler. Soyunma odasına gidip ilk önce üstlerini değiştirdiler. Sonra da görev yerlerine dağıldılar.
Moonbyul hocasıyla birlikte tek tek odaları geziyor. Ve doktorun dediklerini not alıyordu. Sıra 146 numaralı odaya geldiğinde Moonbyul ne yapacağını bilemedi. Kalbi göğüs kafesini parçalayıp dışarı çıkmak istiyordu sanki. Ciğerleri oksijeni kabul etmiyor , nefes almasını engelliyordu. Bahane uydurup gidemezdi de daha bir öğrenciydi. Daha ikinci günden göze batmak istemezdi. Derin bir nefes alıp içeriye girdi.
Dünki gibi Yongsun yine uyuyordu. Dosyasına baktı ve yazılanları doktora okudu. Tedavinin son evresindeydi. Bu yüzden ilaçları çok ağırdı ve bedeni çok yorgundu. Artık yapılacak başka bir şey yoktu. Her şey Yongsun'a bağlıydı. Ya savaşıp kazanacak ya da bu zorlu mücadeleyi bırakacaktı. Moonbyul kalbinin sızladığını hissetti. Onu kaybetmek istemiyordu. Ölmesindense onu terk edip başkasıyla mutlu olmasına bile razıydı.
Yongsun hala uyurken odadan çıktılar. Ve kalan odaları gezdiler. Bir sürü hasta vardı. Çocuk, genç, yaşlı. Hepsi yaşamaya çalışıyorlardı çünkü hayatın değerinin farkındaydılar. Ertesi güne uyandıklarında bile mutlu oluyorlardı. Moonbyul onların yaşam mücadelesini gördükçe umut doluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SESSİZ AŞK ✅
FanfictionMOONSUN VE WHEESA BAŞLANGIÇ TARİHİ : 16.11.2018 BİTİŞ TARİHİ: 21.04.2020