Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"24'den devam.1"
"Çoğunluk 24.bölümü istediği için bu bölümü yazıyorum.."
"Umarım beğendiğiniz bir bölüm olur.."
Bahar'dan
Kolumdaki kızarıklığa bakıp yavaşça kaşıdım. Nefes vererek etrafa baktığımda Nazlı ile göz göze geldim. Yaklaşık bir saat önce Nazlı ile konuşurken yanımızdan geçen bir kadının bayıldığını görmüştük. Onu hastaneye götürmek için ambulansa bindirirken kolundaki kızarıklık dikkatimi çekmişti. O kızarıklığın aynısı bende de vardı.
Ve ne tesadüf ki kamptaki diğer insanların bazılarında da vardı bu kızarıklık. Bunlara Hatice de dahildi.
"Bahar? Ne yapacağız?"diyerek yanıma yaklaştı Nazlı. Görmemesi için kolumu kapatırken Nazlı devam etti;
"Bahar? Yanlış gördüğümü söyle lütfen."
Kafamı olumsuz anlamda iki yana sallarken Nazlı'nın gözlerindeki endişe büyüdü. Endişesini geçirmek için burukça tebessüm ederek konuştum.
"Nazlı bu hastalığın ölümcül olup olmadığına bakılacak. Bulaşıcı olduğu belli zaten. Merak etme sen. Her şey hallolacak canım benim."
Nazlı'ya şuanda sarılıp teselli vermek istesem de ona da bulaşmasın diye yapamadım. Çünkü daha ne olduğu belli bile değildi. Nazlı çalan telefonu ile benden uzaklaşırken yanıma gelen Haticeyi kucağıma aldım.
Ardından Hatice kucağımdan atlayıp arkadaşlarının yanına giderken bende doktor Murat'ın bulunduğu çadıra gitmeye başladım. Bir an önce bir şeyler yapılmalıydı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yavuz'dan
Erdem komutanım endişeli bir şekilde bana bakarken bende merakla ona bakıyordum. Agah az önce arabaya bindirilip emniyete götürülmüştü.
"Komutanım bir şey mi oldu? Pek iyi görünmüyorsunuz." diyerek çatık kaşlarla Erdem Yarbay'a baktı Fethi.
İç sesim olan Fethi'ye bakıp ardından bende Erdem komutanıma döndüm.
