Yavuz, Bahar'ın eline baktığını görünce kendide baktı.. Bahar'ın parmakları kan içindeyken karnının sol tarafında hissetiği acı ile yüzünü buruşturdu. Elini acıyan tarafa getirerek oraya sürdü. Tekrar kaldırıp eline baktı. Gördüğü kan ile güçsüzleştiğini anlayarak kendini geriye doğru bıraktı. Ama Bahar'ın kolunu tutması ile sadece sendeledi.
"Yavuz! İyi misin! Vuruldun mu?" dedi Bahar telaşla. Bir yandan Yavuz'un kolunu tutmuştu.
Bahar, Yavuz'un cevabını beklerken Yavuz camdan dışarı baktı ve gelen teröristleri gördü. Bahar'ı hızla arkasına doğru çekti.
"Yavuz! Yardım çağır. Yaralısın."
Bahar, Yavuz'un arkasında saklanırken Yavuz bir yandan gelecek tehlikelere karşı Bahar'ı koruyor bir yandanda camdan teröristlere bakıyordu.
"Çağıramam. Yanımda telsiz,telefon hiçbir şey yok. Sadece ikimiz varız." dedi Yavuz etrafına bakınarak. Ardından Bahar'a doğru döndü.
"Çıkacağız şimdi buradan. Merak etme canım."
"Sen gidebilecek misin?" dedi Bahar merakla. Çünkü Yavuz pek iyi görünüyordu.
"Giderim ben. Sen beni düşünme." diyerek arka kapıya doğru ilerledi Yavuz.
Arka kapıyı kontrol ettikten sonra Bahar'ın güvenle çıkmasını sağladı. Ardından kendi silahını da alarak Bahar'ın arkasından çıktı. Elini tutarak oradan ormana doğru koşmaya başladı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yavuz arkasına baktıktan sonra Bahar'ın yanına geldi. Vurulduğu yerin acısı artık dayanılacak gibi değildi. Yere çökerek gözlerini kapatıp açtı. Bahar ise Yavuz'u görüp yanına koştu.
"Yavuz! İyi misin?" diyerek yarasına bakmak için eğildi Bahar.
"Gittikçe daha kötü oluyor. Dayanamayacağım gibi." dedi Yavuz, Bahar'ın elini tutarak.
"Dayanacaksın! Dayanmak zorundasın!"
"Bahar beni bırakıp git. Bu şekilde seni koruyamam. Daha kolay olur senin için." dedi zorlukla Yavuz.
