"61'den devam.1"

2K 112 74
                                    

❄Yavuz'u dizideki gibi vefasız olarak değilde karısının özlemini yaşayan bir adam gibi düşünün.

Yavuz'dan

Vücudumun her yerinde hissettiğim acı tarif edilemezdi. Ama bundan fazla acılarda yaşamıştım. Bahar'ımı kaybetmiştim mesela. Ondan büyük acı yoktu benim için. Dragan'ın da dediği gibi Bahar'ın vurulduğu yer benim için sonsuz acının başladığı yerdi. O olaydan sonra kaybetmiştim onu hem de sonsuza kadar. Bir daha asla göremeyecektim onu.

O kadar zaman geçmişti üzerinden. Yaklaşık 7 ay kadar bir süre.. O arkasında üzgün insanlar bırakarak gitmişti demek isterdim. Galiba benden başka üzülen biri bile yoktu. Eylem,Nazlı,Su,Güler Abla... Mezarı kurumuş otlarla dolmuştu. Her şeyi hak eden oydu aslında. Onun yaşaması gerekiyordu benim değil.

"Yavuz! Ne oluyor orada!"

Savcı Derya'nın sesini duymamla düşüncelerimden ayrıldım. Kaç kurşun yedim bilmiyorum ama şuanda hiçbir şey hissetmiyordum. Sadece kulağıma kurşun sesleri ve Derya'nın sesinin uğultusu geliyordu. Derya benim için arkadaştan öte değildi. Hiçbir zamanda olamazdı. Onun bana duyguları olsa bile benim asla olamazdı. Benim kalbim sadece kalbime Bahar'ı getiren kadına aitti. Ve aslada değişmeyecek bir gerçekti bu.

Derya'nın kafamı kucağına alması ile tekrar gözlerimi açtım. Karşımda Derya'yı görmeyi beklerken Baharla karşılaşmak asla olamayacak bir şeydi. Çünkü o gitmişti.

"B-bahar?"

Cevap alacakmışım gibi bir süre bekledim. Ama karşılığında hiç beklemediğim bir şey oldu ve cevap aldım.

"Evet birtanem benim.."

"Bahar gerçekten sen misin?"

Bahar'ın kafasını sallamasıyla birlikte biraz önce dolan gözlerimden birkaç damla yaş süzüldü.

"Bu bir halüsinasyon Bahar. Çünkü ben seni çook özledim. Gözlerimi kapatınca sen tekrar yok olacaksın. Ben yine hayal kırıklığına uğrayacağım..."

Bahar gözlerimdeki yaşı silip alnıma öpücük kondurdu. Gözlerimi tekrar açıp Bahar'a baktım. Daha fazla direnemeden gözlerim kapanmaya başlamıştı bile.

Bahar'dan

Sevdiğim adam kollarımın arasında bana bakıyordu. Beni hayal sanıyordu ama ben gerçektim. Birden fazla kurşun yemişti. İlk defa böyle görüyordum onu. Sanki hayattan bıkmış,tükenmiş gibi. O benim tanıdığım 'Sarı Komutan' değildi. İçindeki azim,bayrak sevgisi artık dışarıdan gözükmüyordu. Belki de kardeşlerinden ayrıldığı için böyleydi.

İstihbaratçı olmak ona göre değildi. O dağ bayır gezmeyi severdi. Vatanı için seve seve şehit olmayı isterdi. Eminim şimdi de istiyordur içten içe. Ambulans seslerinin yaklaşmasıyla hızla arabadan indim. Muhtemelen Derya isimli kadın haber vermişti. Hızla oradan uzaklaşırken çalan telefonumu açtım ve gizlendiğim yerden izlemeye başladım.

Ambulans görevlileri Yavuz'u sedyeye bindirmiş ambulansa taşırken Yavuz'un elini tutan kadına baktım. Derya, Yavuz'un elini tutmuş onunla birlikte ambulansa binmişti. Orada daha fazla durmayıp biraz önce denilen adrese gitmeye başladım.

Eylem'den

Yavuz'un yaralandığı haberini aldıktan sonra hastaneye gitmek için hazırlandım. Tim bir operasyonda olduğu için Yavuz'a olan saldırıdan haberleri yoktu. Ama Erdem Albay'ım onlara iyi bir zamanda haber verecekti eminim. Gideceğimi bildirmek için Erdem Albay'ın odasına doğru giderken Erdem Albay'ın sesi dışarı kadar geliyordu.

Hayaller&Hayatlar|Yavbah💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin