Son Söz / Teşekkürler

445 39 107
                                    

Nereden başlasam, ne desem gerçekten bilemiyorum. Tıpki Rosie'nin mektubunda söylediği gibi... :')

Bu kitapla ilgili anlatmak istediğim, hissettiğim o kadar çok şey var ki... Bu kitap, gerek karakterleri gerek ise bana yaşattığı duyguları ile benim için çok özel. Yani böyle çok, çok özel.

Kitabı yazmayı bırakın, kitabın karakterlerini oluşturmak bile benim için çok özeldi. Onları benim yarattığımı bilmek, onların gerçek olmasa da arkadaşlarım olduklarını bilmek çok özel ve çok güzeldi...

Bölümleri yazarken onlarla yaşadım ben. Emily bir şey hissettiğinde, ben de hissettim onunla. Rosie iyi bir şey yaptığında, ben de duygulandım onunla. Jack o iğrenç davranışlarına başladığında, ben de kızdım ona ve dahası...

Ne demek istediğimi anlatabilmişimdir umarım. Yani bu karakterler... Nasıl desem... Güzeldi... Sadece güzel de değillerdi ama, tarif edemeyeceğim kadar özellerdi benim için.

Yalnız hissettiğimde, karakterlerin yanımda olduğunu düşünürdüm. Yalnız hissettiğim anlarda, kendimi Rosie ve Emily'nin yanına ışınlardım. Beni hiçbir zaman yalnız bırakmadılar, ben de onları hiçbir zaman yalnız bırakmayacağım. Sizi çok seviyorum; Emily, Rosie, Trina, Moon, herkes, belki de Jack bile :')

Karakterler, her zaman kalbimde bir yerlerde olacaklar. Onları unutacağımı hiç sanmıyorum. Ve bu kitabı yazarken fark ettim ki, kitabı yazmanın en iyi taraflarından biri de birçok arkadaş edinmeniz. Yazar arkadaşlarım bilir, karakterleri kendiniz yaratmak o kadar güzel bir his ki... Onların sizin benliğinizin içinden çıktığını bilmek, o kadar güzel ki... Kısaca mutluyum. Bu karakterleri yarattığım, onları yaşattığım ve en önemlisi de, onları tanıdığım için çok mutluyum.

Yalnızca karakterler de değil benim için özel olan. Bu kitabın her bir satırı, her bir satırındaki her bir kelimesi, her bir kelimesindeki her bir harf, hatta ve hata her bir harfindeki her bir anlam da çok özel benim için...

Bu kitabı yazarken birçok duygu hissettim. Sevinç, mutluluk, üzüntü, öfke, heyecan, kısacası bir sürü duygu... Sayamayacağım kadar çok...

Bu kitap benim için çok özel olmasının yanında, aynı zamanda bana çok yararlı da oldu. Artık, eskisinden çok daha iyi betimleme yapabiliyorum. Ayrıca bu kitap, okumaya olan sevgimi de arttırdı. Aynı zamanda, birçok iyi insanla tanışmamı sağladı bu platformda.

Kitabı yazmak nasıl bir süreçti, diye soracak olursanız bu soruya cevabım biraz uzun olacak.

Öncelikle, bu kitabı yazdığım için pişman değilim. Üzgün zamanlarımda bu kitabı yazarak kendimi mutlu edebiliyordum, bu kitap bana yaşama sevinci katıyordu ve daha bir sürü iyiliği var bu kitabın bana... Ayrıca yazma yeteneğimin olduğunu da keşfettirdi, yazmaya olan sevgimi çokça arttırdı.

Ama bu kitabı yazmak kolay bir süreç değildi, bunu da söylemiş olayım. Evet, yazmak iyi hissettiriyordu ve yazdığım için de pişman değilim ama zordu. Çok zordu. Bu kitabı yazmak bir maraton gibiydi. Yazın pek zorlanmıyordum ama okul açılınca yazmak konusunda zorlanmaya başladım. Çünkü aynen şöyle oluyordu: Eve geliyorum, bir şeyler atıştırıyorum, atıştırmalıkları hemen yiyip kitabın yeni bölümünün birazını yazıyorum, sonraysa hemen derse başlıyorum.

Bu yüzden yeni bir kitaba başlarsam bunun yazın olacağını düşünüyorum. Ama kendime boş zaman bulursam, kışın da başlayabilirim. (Aklımda birkaç kurgu var ama önce hangisine başlarım, ne zaman başlarım bilemiyorum. Belki yıllar sonra başlarım, belki aylar sonra, belki de günler sonra...)

76. Açlık OyunlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin