IV

1.7K 272 113
                                    

Harry sırasıyla Louis'nin ve ablasının elini öptü.

"Tanıştığımıza memnun oldum." dedi ikisine ithafen ama sadece Louis'nin gözlerinin içine bakarak.

Tanışmış olduklarını babasına söylemediğini biliyordu, ve küçük sırlarını o istemediği sürece açığa çıkarmayacaktı.

Louis'nin heyecandan eli ayağına dolaşmıştı.

Harry'yi görünce neden bu kadar heyecanlandığına anlam veremedi.

Aslında bir anlamı vardı ama...

Hayır, onu düşünmek istemiyordu.

Louis bir yalan bulup oradan uzaklaşması gerektiğini hissetti. Biraz daha kalırsa kendini rezil etmesi yüksek bir ihtimaldi.

"Ş-şey," diye söze başladı. Sonra duraksadı. Tanrı aşkına ne mazeretle yanlarından ayrılacaktı ki?

O sırada gözüne yanında durdukları masadaki şarap çarptı.

Bir takımını feda edebilirdi değil mi? Nasılsa onlardan bir sürü vardı.

Dünya'daki en sahte oyunculukla kolu yanlışıkla şaraba çarmış ve üstüne dökülmüş gibi yaptı.

"Hay aksi, gidip değiştirsem iyi olacak." dedi Louis titreyen sesiyle.

Oyunculuğu o kadar sahteydi ki Harry sırıtmasını kimse görmesin diye burnun ucunu kaşıyormuş gibi yapmak zorunda kaldı.

Louis tedirgin bir gülümsemeyle yanlarında ayrıldı ve merdivenlerden üst kata çıkmaya başladı.

Harry içinden tuvaletlerin üst katta olmasını dileyerek; "Tuvaletler nerde acaba?" diye sordu Bay Tomlinson'a dönerek.

"Üst katta, sağdan sondaki oda." dedi adam gülümseyerek."Dilerseniz sizi götür-"

"Hayır, hiç gerek yok." dedi Harry adamın sözünü kesmesinin kaba olmasını umursamadan.

Dük Harry çıkmadan önce ona garip garip baktı. Gerçekten anlatılanlar kadar garipmiş diye düşündü.

Harry tabi ki tuvalete gitmeyecekti.

Üst kata çıktığında etrafına bakındı.

Beklediğinden daha az oda görmesiyle gülümsedi.

Şimdi tüm odalara bakıp Louis'yi bulabilirdi.

Ve, evet, odaları karıştımanın çok ayıp olması pek umrunda değildi. Biri onu yakalasa bile bir şey söylemeye cesaret edemezdi.

"Bakalım küçük Louis neredeymiş." diye mırıldandı kendi kendine ilk odanın kapısını açarken.

Yaklaşık beşinci kapıya geldiğinde durdu ve kapıya kulağını dayadı. İçeriden sesler geliyordu. Zaferle sırıttı.

Bir saniye bile düşünmeden kapıyı açtığında Louis gömleğinin düğmelerini iliklemeyi henüz bitirmişti.

Kapı birden açıldığında korkuyla ufak bir çığlık atmıştı. Tanrı'ya şükür ki aşağıdaki müzikten dolayı bunu kimse duymamıştı.

Louis hemen ceketini de üstüne giydi ve kocaman açılmış gözleriyle Harry'ye döndü.

"Bay Styles," dedi merakla "Sanırım yolunuzu kaybettiniz, tuvaleti mi arıyordunuz?" diye sordu Louis, Harry'nin kedi mırlamasına benzettiği sesiyle.

"Aslında," dedi Harry odanın içine bir adım atıp kapıyı arkasından kaparken. "Seni arıyordum ve aradığımı buldum."

Louis'nin gözleri sanki mümkünmüş gibi daha çok büyüdü.

"N-nasıl?"

"Şöyle ki;" dedi Harry ona adım adım yaklaşırken. "Aşağıdaki oyunculuğunun ne kadar berbat olduğunu belirtmek istemiştim." Tam Louis'nin dibinde durdu.

Bu sefer Louis gözlerini kıstı. "Kimse anlamadığına göre pek de kötü oynamış sayılmam." dedi. Ve hemen ardından dilini ısırdı. Çünkü birincisi karşısındaki Harry Styles'tı böyle konuşmamalıydı ve ikincisi bir aptal gibi kendi yalanını ortaya çıkartmıştı.

"Az önce kendi kendimi mi ifşa ettim ben?" diye mırıldandı ayak uçlarına bakarak.

Harry çenesinden tutup gözlerine bakmaya zorladı.

"Biraz öyle oldu sanırım." dedi şefkatli bir gülümsemeyle.

"Neden yaptığını anlamasam da benden kaçmana gerek yok Louis." dedi sert bir sesle."Seni yiyecek değilim." diye alayla ekledi.

"Ben...ben biliyorum. Ama, yani sadece," Louis birkaç saniye sessiz kaldı. Ne diyeceğini bilmiyordu, gerçekten.

Ve doğruyu söylemeyi tercih etti.

"Sadece sizin yanınızda garip duygular hissediyorum." diye açıkça söyledi yeşilin en güzel tonlarına bakarak.

Harry bir adım daha atarak Louis'nin tam olarak dibinde durdu.

"Cesaretinize hayranım Louis." dedi ve tam olarak göz göze olmaları için biraz eğildi. "Ve belirtmem gerekir ki hissettiğiniz garip hisler tek taraflı değil. Ancak kaçmak yerine bunlarla yüzleşmenizi öneririm." dedi Harry.

Odadan çıkmadan önce arkasında ne bırakacağını bilmeden Louis'nin yanağına bir öpücük kondurdu.

öhöm şimdi bu kitaba normalde not yazmıyordum ama yazıyım dedim. şöyle ki hiç oy almasam da tam bir yüzsüz gibi yazmaya devam ediyorum (cidden baya sıfır oy yani şuan djdjxjdjxjndjd) ve ileride de hiç oy almasam da yazmaya devam edeceğim çünkü bu kitabı seviyorum. ayrıca my last duchess şiirini derste öğreniyoruz ve bu kitaba da şiiri sevmek/daha iyi anlamak için başlamıştım yani oy amaçlı başlanan bir kitap değil ama yine de bir iki oy gelse mutlu olabilirdim sanırım sjdjdjdjjxkdkdkd. neyse kendi kendime konuşuyormuşum gibi hissettim gidiyorum. sizi seviyorum💐

My Last Duchess |l.s|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin