VIII

1.5K 190 61
                                    

"Louis."

Kulağına gelen nazik sesle yavaşça gözlerini araladı.

Her yeri uyuşmuş gibi hissederken rahatsızca yerinde kıpırdandı. Tanrı aşkına, ne zamandır uyuyordu ki?

Elini yumruk haline getirip gözlerini ovalarken yanındaki adamı şirinliğiyle öldürdüğünün farkında değildi.

Sol tarafına doğru dönmesiyle dibindeki Harry'yi gördü ve korkuyla sıçrayıp kafasını arabanın tavanına çarptı.

"Ah! Tanrım."

"Louis iyi misin?" dedi Harry endişeyle elini çocuğun kafasına koyup şişlik var mı diye kontrol ederken.

Louis'nin kahkaha atmasıyla şaşkınlıkla ona baktı.

Acı fetişi falan mı vardı?

"Daha eve girmeden sakarlıklarım başladı, umarım seni de bıktırmam Harry." dedi mutlu gibi görünen ama sesinde endişe kırıkları barındararak.

Louis kimsenin onu terk etmesini istemiyordu.

Buna dayanamazdı.

Harry ona doğru eğilip kafasına minik bir öpücük kondurdu. "Senden asla bıkmam." diye fısıldadı geri çekilip arabadan inmeden önce.

Louis birkaç saniye sonra ancak birinin ona bu kadar değer vermesinin şokundan çıkıp arabadan inebilmişti.

"Her iltifatımdan sonra utanmana veya şaşırmana gerek yok." dedi Harry birlikte eve doğru yürürlerken. "Sadece gerçekleri söylüyorum."

"Ben...pek alışık değilim. Beni utandırıyorsun." dedi Louis hafifçe kızararak.

Harry elindeki anahtarla ondan önce eve girdi ve Louis daha önce sadece dışını gördüğü evin içini görünce hayranlıkla nefesini tuttu.

Kapıdan ilk girdiğinizde önünüze kocaman bir hol çıkıyordu. Tam yukarıda yine kocaman ve gösterişli bir avize vardı. Duvarlara koyu renkler hakimdi. Biraz ileride iki yandan yukarı doğru kıvrılarak çıkan merdivenler vardı. Louis trabzanlardan kayarak indiğini hayal edip gülümsedi, bunu kesinlikle yapacaktı.

Louis daha girişten bile bu kadar etkilendiyse odaların nasıl olduğunu deli gibi merak ederken hâlâ hayranlıkla etrafına bakıyordu.

"Harry, söylemem gerekir ki evin çok güzel." diye mırıldandı kendine hakim olamadan.

"Evimiz." diye düzeltti Harry yanında durup ona bakarak.

"Benim olan her şey artık senindir." karşısındaki küçük yüzü iki eli arasına aldı.

"Kalbim artık senindir."

Louis Harry'ye karşılık veremediği için kendini kötü hissetti.

Onunla evlenmeyi kabul etmişti ama hem mantıksal olarak, hem de ileride seveceğine emin olduğu içindi sadece.

Şuan ona güzel cümleler adayacak kadar bir sevgi hissedemiyordu içinde.

Ama emindi ki onların kaderleri birdi, bunu hissetmişti.

Harry iltifatlarından sonra Louis'nin donup kalmasına alışmış olmalı ki elini beline koyup onu üst kata doğru yönlendirdi.

Bir odanın kapısının önünde durduklarında Harry kararsızlıkla ona döndü.

"Şey bu iki kişilik bir yatak odası ama istersen sana ayrı bir oda verebilirim, sonuçta daha yeni tanış-"

Louis Harry'nin sözünü olabilecek en güzel yolla kesti ve dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu.

"Sen benim eşimsin Harry, seninle aynı odayı paylaşıp aynı havayı solumaktan mutluluk duyarım." dedi dudakları ayrılınca.

Harry gözleri parıldayarak ona baktı ve ardından kapıyı açtı.

Louis odaya bakakaldı.

Evin geneli aksine bu oda çok daha açık renkli duvarlara sahipti. Oda Louis'nin eski odasının yaklaşık dört katıydı ve ortada tahminen on kişinin rahatça sığabileceği devasa bir yatak vardı.

Yatağın karşısında biraz solda duran bir ayna ve önünde bir masa ve sandalye vardı. Louis buraya evinden getirteceği kokularını ve babasının kullanmasına izin vermediği ve tek tük olan makyaj malzemelerini koymayı kafasına not etti.

Yatağın hemen solunda diğer her şey gibi devasa olan bir pencere vardı ve yanlarındaki ormanı gösteren manzarası çok güzeldi.

Louis dolan gözleriyle Harry'ye döndü. "Teşekkür ederim."

Harry gülümsedi, "Ne için?"

"Bana değer verdiğin için, bu çok özel." dedi Louis dudaklarında buruk bir gülümsemeyle.

"Hey, zaten hak ettiğin bir şey için teşekkür etmene gerek yok değil mi?"

Louis göz yaşlarını saklamak için Harry'ye sarıldı ve yüzünü omzuna gömdü.

Harry huzurla gözlerini kapatıp elini sırtına koydu ve bir süre öyle kaldılar.

"Bugün çok yoruldun, biraz uyuyalım olur mu?" dedi Harry yine onu yatağa doğru yönlendirirken.

Üstlerindeki resmi ve rahatsız edici kıyafetlere aldırmadan yatağa yattılar, çünkü ikisi de çok yorgun ve bunu umursamak için fazla huzurluydu.

My Last Duchess |l.s|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin