congratulations |taejin

είκοσι ένα (2)

kim seokjin/epiphany

"taehyung,"

seokjin sol eliyle taehyung'un saçını okşarken ikisini kendi montuna biraz daha sarmayı denedi. sabah ilk ışıklarını vermek üzereydi ve işte, sokak lambaları sönmüştü. birazdan bütün şehir uyanacak, güneşe halatlarla asılacaklardı.

seokjin bu büyünün bozulmasını istememek bencilliğine düştü. ona göre bu, hayatındaki en güzel bencillikti.

küçük olana seslenmek yerine biraz daha saçlarını sevmek istese de taehyung uykusu hafif bir insandı, yavaşça doğrularak uykulu gözlerle hayran olduğu siyah saçlara baktı. "günaydın, şimdi mi uyandın?"

büyük olan gülmek istiyordu, bütün gece uykunun yakalarından çekiştirdiğini, yine de küçüğünü izlemekten vazgeçmediğini haykırmak istiyordu.

bunun yerine sadece kafasını salladı.

bu onun için bir nevi yalan değildi, güzel geçirdiği masalsı saatler sonunda rüyasından uyanmak zorunda kalmıştı. seokjin şimdi çok keyifli bir rüyadan uyanmış da mecburen gerçekliğe dönmüş gibiydi.

sonra, sol şakağında derin bir buse hissetti.

bu, bir insana "yaşa, yaşa ki beni de burada yaşat" demenin en güzel yolu değil miydi?

taehyung geri çekilerek seokjin'in sol bileğini tuttu. ikisinin de kalbi kafesinden fırlamak üzere tir tir titriyordu.

"sevgilim," dedi taehyung sözüne başlarken. siyah saçlı rüzgarda yanıyormuş gibi gözlerini sımsıkı kapattığında gözünden bir damla yaş, küçüğün elleri arasındaki sol bileğine düşmüştü.

küçük olan acıyla gülümsedi bu görüntüye. içi ayazda kalmış gibi titriyordu. aralarında başka kimsenin anlayamayacağı bir dil vardı ve bunu kelimelerle ifade etmek mümkün değildi. kendisini toparlayarak bir kez daha denedi taehyung, "sevgilim."

iki adam da gözyaşlarını tutma gereği duymuyordu artık. hıçkıra hıçkıra döküyorlardı içlerindeki özlemi.

devam etti taehyung.

"sen iyi ki varsın. iyi ki bende yaşıyorsun, beni yaşatıyorsun. sevgilim sen, insanın içinde açabilecek en renkli çiçeksin. sen bir asrın şahitlik ettiği en güzel tablosun. sevgilim..." dedi taehyung, seokjin'in bileğini dudaklarına götürüp mühürlerken.

göz göze geldiler.

"iyi ki doğdun."