Rogers İnşaat'ın önüne park eden arabadan bir süre hiç kimse inmedi. Aracın içindeki iki genç de önlerinde yükselen büyük binayı izliyordu. Geçen birkaç dakikadan sonra Chanmi hareketlendiğinde Namjoon bu sefer ondan önce hareket edip kendini arabadan dışarı atmıştı. Ondan önce kapıdan girmek için adeta bir çocuk gibi koşturduğunu gören Chanmi kıkırdamış gözlerinde inanamadığını anlatan bir ifade dolmuştu. Namjoon yaptığının çocukça olduğunu biliyordu ama o kağıt parçaları o kadar küçük parçalara ayrılmıştı ki Namjoon görse bile umursamazdı ama bu kız tek tek hepsini sadece iki saat içinde toplamıştı. İtiraf edemese de bu çok canını sıkıyordu. Cesedin adli tıbba alınıp kimliğinin bulunması birkaç saatlerini alırdı ama bu en azından cesedin kimliğine yaklaşmak için bir adım olabilirdi. Hatta şirkete adımını atıp gördüğü resim ile düşündüğünden daha çok yaklaştığını anlamaıştı. Ona doğru gelen güvenlik görevlisini görmüştü ama hemen yanı başına gelen kızı fark etmemişti bu yüzden onu yanında görünce irkilmesine engel olamadı. Kızın yanaklarının içini ısırdığını görünce elinin tersi ile ağzının tam ortasına bir tane çakmak istese de hala rehabilitasyon döneminde olduğunu hatırlayıp kendini dizginlemişti. Neyse ki onu düşüncelerinden uzaklaştıran güvenlik görevlisi tam karşılarında duruyordu artık.
-Size nasıl yardımcı olabilirim?
-Kim Chanmi FBI.
Namjoon yine ondan önce davrandığı için kıza kızmaktan vazgeçip rozetini adamın burnuna sokup parmağıyla resmin durduğu yeri işaret etti.
-Bu adam kim?
-Bay Rogers mı? Buranın sahibi.
-Eski sahibi.
-Efendim?
-Önemli değil bir yetkili ile görüşebilir miyiz?
Namjoon kızın kendinden emin konuşmasından sıkılmıştı ama! Burada başkomiser oydu bu kız kim olduğunu sanıyordu? Güvenlik artık sadece kıza dönmüş onun sorularını yanıtlıyordu ki Namjoon çileden çıkıp kızın kolundan tuttuğu geri çekmişti.
-Çaylak biraz hızlı gittiğini düşünmüyor musun?
-Buna mecburum amirim tam olarak 10 saat 3 dakika 42 saniyem kaldı. Bana kızmanız bittiyse yetkililerle konuşmaya gidelim mi?
Güvenik görevlisi gözlerinden ateş çıkacakmış gibi bakan başkomisere ve yüzünde çiçekler açtıracak kadar sıcak gülen komisere bakıp neler döndüğünü anlamaya çalışıyordu ta ki ikisi de dönüp son kez bir yetkiliyle görüşmek istediklerini söyleyene kadar. Adam sabah sabah FBI'ın gelme sebebini anlamasa da önlerinden giderek onlara yol göstermişti.
-Bay Rogers sabah erken saatlerde gelmişti sizinle ilgilenebilir.
-Bay Rogers mı?
-Matthew Rogers, Adam Rogers'ın oğlu aynı zamanda yönetim kurulu üyesidir.
İkili bir anda gerildiklerini hissetmişlerdi. Bir evlada babasının öldüğü haberini vermek çok da kolay bir iş değildi ama mesleklerinin bir parçasıydı sonuçta. Kapının önüne gelip sekreterle karşılaştıklarında güvenlik durumu anlatmış ve görev yerine dönmüştü. Saçları sıkı bir topuz yapılmış oldukça güzel esmer bir bayan telefonla içeriye haber vermişti. Chanmi etrafa göz gezdirirken kızın melodik sesi "Bay Rogers sizi bekliyor" diye dikkatini dağıtmıştı. Genç kız odaya onlardan önce girip içeri geçmelerine yardım ettikten sonra kapıyı kapatıp çıkmıştı. Chanmi karşısındaki masadan kalkıp onların yanına geldiğinde Chanmi elinde olmadan küçük bir ısılık çalmıştı. Namjoon şaşkın bir şekilde kıza döndüğünde kızın gözlerinin yuvalarından çıktığını daha büyük bir şaşkınlıkla izledi. Genç Rogers yüzünde bir gülümsemeyle yanlarına geldiğinde Chanmi kendini kısa sürede toplamıştı ama Namjoon hala kızın bu ani tepki değişimlerine alışamamıştı. Sonunda Matthew Rogres konuşmaya başladığında kafasını sallayıp ona dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsane İkili
ActionBiriminde üstün başarılarına rağmen sorunlu kişiliği yüzünden canavar diye anılan bir başkomiser. Herkesin cıvıl cıvıl gördüğü yetenekli, inatçı ve zeki bir komiser. Bir arada kalmaları mümkün görülmeyen bu iki polisin çatışmaları arasında çözülen c...