Cinayet şube normal bir sabaha uyanmıştı. Pazartesinin vermiş olduğu uyuşukluk şubedeki herkesin gözlerinden belliydi. Kimisi eline bir fincan kahvesini almış uyanmaya çalışıyor kimisi de yeni gelen dosyaların üzerine kafasını koymuş uyuklamaya çalışıyor fakat yeni günün telaşından buna fırsat bulamıyordu. Yeni hafta her zamanki gibiydi burada. Yeni cinayetler, yeni dosyalar ve yakalanması gereken bir yığın suçlu. Bu şubenin temelinde ölüm yatıyordu bu yüzden hiçkimse parçalanmış bedenlerin fotoğraflarından etkilenmiyordu. Adli tıptan gelen raporlar bir aşk romanı okurmuş gibi okunuyordu.
-KIM NAMJOON!!! SENİ LANET OLASICA SERSERİ! DÜN GECE NE HALTLAR KARIŞTIRDIN YİNE! HER HAFTA TONLARCA ŞİKAYET MEKTUBU ALIYORUM!
Evet sıradan bir gündü cinayet büro için yine yeni bir başlangıç ve şefin Monster'ı azarlayan sesiyle başlayan yepyeni bir pazartesi. Emily hızlıca odaya dalmış elindeki dosyaları ortağı Mike'ın masasına atıp elinden kahvesini çekerken gözleriyle de şefin odasına kaçamak bakışlar atmıştı. Haftalardır üzerinde çalıştıkları dosya artık içinden çıklmaz bir hal almışken Mike adli tıp raporunu bir milyonuncu kez okumak için dosyayı önüne çekmiş ve Emily'e kaptırdığı kahvesine derin bir iç geçirmişti.
-Monster bu sefer ne yapmış?
-Haftasonu narkotiğin uzun zamandır izlediği uyuşturucu baronunun kıçına tekmeyi basmış.
-Neden?
-Yürüttüğü bir dosyada maktülle sürtüşmeleri olduğunu fark etmiş daha sonra konuşmak için gittiğinde sevkiyatın olduğu güne denk gelmiş.
-Şaka yapıyorsun.
-Keşke şaka olsa. Sevkiyat günü Monster olayı görünce alana dalmış ve bulduğu herkesi bir temiz dövmüş.
-Tek başına mı?
-Sen Monster'ın ne zaman başkasıyla çalıştığını gördün?
-Ama sonuçta herkesi nasıl haklamış?
-Narkotik olay yerine geliyormuş zaten bir duyum almışlar ama onlar gelene kadar bizimki adamı bir temiz sopalamış sonra da merkeze getirmiş.
-Narkotikte bu duruma içerlemiş mi?
-Gerizekalılar topluluğu... Monster orada olmasa ellerinden kaçıracaklardı hepsini. Ama gururlarına yediremiyorlar işte operasyonumuzu bozdu diyorlar.
Emily bir kahkaha atmıştı. Sabah sabah Monster'ın yeni maceralarıyla güne başlamak alışkanlıkları olmuştu artık.
-E peki narkotiğe mi teslim ettik adamı?
-Bomba o ya. Katil baron çıkmış.
-Uyuşturucu işi yüzünden mi?
-En komik tarafı da o biliyor musun? Adam serhoşken tuvalette kavga etmişler ama polis kontrolü yüzünden adamımızın oradan anında uzaklaşınca maktül canlı kurtuluyor. Ertesi gün tesadüfen baronun mekanlarının birinde görülünce adam onu hatırlıyor ve cezasını kesiyor.
-Tam eceli gelen köpek desene. Nasıl fark etmiş Monster bunu?
-Ah bilmiyorum tuvalete açılan çıkışta kamera mı ne varmış orda aceleyle çıktığını görmüş sanırım. Ama sonuç olarak narkotik elindeki büyük balığı cinayet şubeye kaptırdı. Bu da onları delirtmiş olacak ki sabah şefin masasına bir tomar şikayet mektubu koydum. Üstelik Monster adamı öyle bir benzetmiş ki estetiğe ihtiyacı olacak.
-Herifin hayvansal içgüdüleri nasıl çalışıyorsa artık.
Emily küçük bir kahkaha daha atarken Mike dosyayı masaya fırlatıp gözlerini kapattı. İçinden Emily'nin ne kadar haklı olduğunu düşünüyordu. Şu herifin tazı burnu bende olsa diye geçirmişti içinden belki daha iyi çözebilirdim olayları. Şefin odasından bağırışlar yükseldiğinde hiçkimse buna aldırmamış günlük işleriyle ilgilenmeye devam etmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Efsane İkili
AksiBiriminde üstün başarılarına rağmen sorunlu kişiliği yüzünden canavar diye anılan bir başkomiser. Herkesin cıvıl cıvıl gördüğü yetenekli, inatçı ve zeki bir komiser. Bir arada kalmaları mümkün görülmeyen bu iki polisin çatışmaları arasında çözülen c...