4. "Sahip"

51.2K 340 19
                                    

4. Bölüm. Medya; Kumru 

"Şimdi soyun"

Ne? Soyun mu? Şaşkınlıktan dudaklarım aralanmış, ağzım açık kalmıştı. Gözlerimle Kenan'ın yüz ifadesini incelerken birden gülümsedim. Alaylı bir tonla "Şaka değil mi?" dedim. Gülümsememi devam ettirirken kolumu daha da sıktı.

"Soyun"

Dedi müthiş soğuk kanlı sesiyle... Gözleriyle bana meydan okurken iyice dibime girmişti. Aramızda mesafe denecek birşey yoktu. Başımı iki yana olumsuz anlamda sallarken koca avuclarıyla gömleğime yapıştı ve tek hamlede tüm düğmeleri kopardı. "Ahh." bir an irkildim. "Napıyorsun" dedim kaşlarımı çatarak. Sesim çok kırılgan çıkmıştı. Bu şekilde ona sözümü geçireceğimi sanmıyorum. Çok güçlü ve kuvvetli. Gücünü bir kenarı bırak, sadece bakışlarıyla bile beni korkutmayı başarıyordu. Gömleğimi tutup zorla çekti... Direnmeme rağmen engel olamadım. "Bırak.. Bıraksana!" Sanki ben hiç konuşmuyormuşum gibi devam ediyordu. Üzerimde sadece siyah seksi bir sütyen kalmıştı. Ancak bu sütyen dolgun göğüslerimin ancak yarısını kapatıyordu. Altımda ise kırmızı bir mini etek. Mini evet! Ama oldukça mini! Hemde bayağı! Altımda iç çamaşırımın olmayışı beni tedirgin etmişti. Bir an direnmeyi kestim.

"Bak lütfen. Ne istersen yaparım lütfen kolumu bırak."

Dedim, oldukça nazik bir ses ve masum bir kedi bakışıyla. Bir an duraksadı. Dikkatlice gözlerimin içine baktı. Kolumda ki elini çekti. Ah lanet! Bu seferde koca avuclarını belime yerleştirmişti. Beni kendisine doğru çekti. Tabi hiç karşı koyamıyordum, onun yanında bir çocuk gibi kalmıştım. Oldukca büyük kütleli bir bedeni vardı. Adeta kol kasları ve karın kasları arasında yok olmuştum. Belimde ki ellerini biraz daha aşağı indirip kırmızı mini eteğimi biraz daha yukarı çekti ve kalçalarımı sıktı. Kalçalarımdan tutarak beni erkekliğine bastırıyordu. Göbeğime baskı yapan sertleşmiş erkekliğini hissedebiliyordum. Gözlerim yaşlar içerisindeyken suratımda ise, bıkkın bir hal vardı. Evet bıkkın! Hayata karşı, bitmiş tükenmiş bir ifade... "Lütfenn..." dedim kelimeyi ve dudağımı uzatarak. Titreyen dudaklarıma engel olamıyordum. Kenan sert bakışlarla dudaklarını iyice yaklaştırdı... Önce dudaklarını burnuma sürttü, ardından yanaklarıma. Şimdi ise dudağıma sürtüyor... Ancak öpmüyor, sadece dudağını dudağıma sürtüyor.

"Ah! Dur!"

Aniden saçlarımı avuçlarının arasına aldı ve sıktı. Hızla yürümeye başlayarak benide saçımdan çekerek arkasından sürüklemeye başladı. Canım çok yanıyordu, korkudan artık elim ayağım boşalmıştı. Şimdi ne yapacaktım? Hiç tanımadığım bir zalimle bir adada yalnız başımayım. Ne derse yapmak zorundayım. Karşı çıkamıyorum, çünkü karşı çıkabilecek bir gücüm yok. Bu çok saçma! Böyle olmak zorunda değildi. Uçağımız hiç düşmeseydi, New York'a gitmiş olacaktık. Orada güzel bir otelde bir gece kalıp ülkeme geri dönecektim. Anne'mi ve Baba'mı görecektim. Lanet olasıca paraşüt! Belki de uçak düşmemiştir bile! Bilemiyorum, uçağın enkazını görmeden önce buna inanmam pek mümkün olmayacak. Önümde ki iri cüsseli zalim beni hala peşinden sürüklüyordu ve hala saçlarımı bırakmamıştı. "Lütfen, en azından saçımı bırak?" masumca çıkardığım seslere bir yanıt dahi vermiyordu. Soğuk kanlı ve emin adımlar atarak, beni çalılıkların arasına sürükledi.

"Geç şuraya"

Diyerek saçımdan tutup fırlattı. Aniden yalpalayarak yere kapaklandım. Yavaşça doğrulurken hıçkırarak ağlamaya başlamıştım. "Lütfeeen... Yalvarırım... Yapma bunu bana..." Yalvarıyordum evet, ve sesim kısılana kadar bağırıyordum. Çığlık atıyordum ancak sesimi duyacak kimsenin olmadığını bildiğim için çaresizce çığlıklarımın tonunu bir kaç derece düşürüyordum. Yavaşça üzerime yürürken surat ifadesi hala aynıydı. Sert ve soğuk. Bende yerde sürünerek biraz ondan uzaklaşmaya çalıştım ancak bana yetişti. Eğilerek belimden tuttu ve ani bir haraketle kırmızı mini eteğimi altımdan aldı. "Yapmaa!" Bir kez daha çığlık çığlığa bağırınırken boğazımın acıdığını hissettim. Ağlamaktan boğazımda bir yumak oturmuştu sanki. Tek eliyle de sütyenimi tutup çekti ve kopçası arkadan koptu. Artık tamamen çırılçıplak ve savunmasızdım. Ancak bunun ne anlamı var ki? Zaten az önce kendime geldiğimde gözlerimi bir kız olarak değil,  bir kadın olarak açmıştım. Ne diyorum ben? Kendimi bu şekilde mi tatmin edeceğim? Babamın biricik kızıydım ben, tatlı, şeker kızıydım. Annemin hala bebeğiydim... Şimdi ise becerilmiş bir kadınım. Ne kadar acı bir durum. Ne kadar da  insafsızca... Bir kızın, kızlığını almak bu kadar mı basitti? Baygınken ona tecavüz etmek mi, kızlığını almak bu kadar kolaymıydı?

ISSIZ BiR ADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin