12. "Şimdi gel de şu kanı temizle."

16.6K 213 10
                                    

12. bölüm.

"Sadece şakaydı..." Öylesine büyük bir endişeyle söylemiştim ki, sanki bu iki kelimenin altında 'Lütfen bana zarar verme' mesajı vardı. Sesimi kendimin bile zor duyması ise ayrı bir mesele tabi. Kaşlarımı çatıp masum bakışlarımı Kenan'ın sert ve erkeksi suratına yönelttiğimde bir kaç saniye sonra... Önce donuk gözlerinin içi parladı sonra ise sağlam bir kahkaha patlattı.

Aynı benim az önce Kenan'a güldüğüm gibi.

"Ha, hadi ama şu haline bak." diyerek kolumu bıraktı ve kendisini geriye atarak kumlara oturdu ve kıvranarak kahkaha atmaya devam etti. Bildiğin katıla katıla gülüyordu öküz!

"Ne bu şimdi? Şaka mı!" diyerek çıkıştım. Olduğum yerde doğrulup kaşlarımı çattım, beni kandırdı ama bu haksızlık! Beni böylesine korkutmaya hakkı yoktu. Bunun öcünü almam gerekiyor ama bunu daha sonraya bırakacağım.

"Evet şakaydı." dedi az önce benim 'Sadece şakaydı...' da ki ses tonumu taklit ederek.

"Sen varya." diyerek bir an gülümsesemde hala sert bakıyordum. Kumda sürünerek hemen yanında bittim ve göğüsüne sonra da kollarına ufak yumruklar attım. Ben ona vururken sanki bundan zevk alırcasına gülmeye devam ediyordu. Onun gülmesi benimde gülmeme neden olunca dişlerimi göstererek kahkaha atmaya başladım... Kavgamızı kahkahalarla devam ettirirken Kenan göbeğimi gıdıklamaya başladı. Bende onu gıdıklayacaktım ancak fırsat vermiyordu ki... Ah bi bıraksa. Bıraksana!

"Ya d, du, duğ, duğğğ, duuur!" sadece 'dur' kelimesini bile 5. denememde söyleyebilmiştim, o derecede koca parmaklı ellerini böbreklerime kadar sokmuştu yani... Bu haykırışımla durdu ve tuhaf tuhaf baktı.

"N'oldu."

Omuz silktim "Sadece..." dedim, ne diyeceğimi bilmiyordum yine... Canım sıkılmış bir ifadeyle yüzümü astım ve bakışlarımı kumsala uzattığım ayaklarıma çevirdim. Gözlerimin önüne düşen bir tutam saçı geriye attım ve tekrar Kenan'a döndüm. Evet, bir soru sormalıydım, her ne kadar kafam oldukça karışık olsa da Kenan'a karşı birşeyler hissetmeye başlamıştım. Bunun farkı...

-O senin teca.

Ah evet evet o benim tecavüzcüm saygın iç sesim ancak bir çeneni kaparsan?

Nerede kalmıştım. Dediğim gibi birşeyler hissettiğimin farkındayım ancak ona karşı bakış açım hala farklıydı... Yani sanki o mutlu olunca mutlu oluyorum, onun canı sıkılınca bende sıkılıyorum. Onun yanında kendimi güvende hissediyorum, ona bakmak bile hoşuma gidiyor anlamsızca... Ama bir yandan da ona yakınlaşmak istemiyorum çünkü biliyorum saygı değer iç sesim biliyorum o benim tecavüzcüm... Yaptığı o iğrenç şeyden sonra nasıl olurda böylesine hiç birşey olmamış gibi davrana bilir anlam veremiyorum ama... Sanki hoşlanıyorum... İstemsizce beni kendisine çekiyor, hayır hayır seksi bir vücudu olduğu için değil... Sadece nedensizce hoşuma gidiyor, nedensizce...

"Evet?" diyerek cevap beklercesine başını aşağıya indirdi. Gözlerinin içine derin derin bakıyordum.

"Ben sadece... Seni tanımadığımı düşünüyorum." duraksadım. Yutkundum. "Tanımak istiyorum."

Endişeyle bekleyen yüz ifadesi ufak bir tebessüme dönüştü ve başını iki yana sallayarak gözlerini tekrar benimkilerle buluşturdu. İki ellerini yana açarak.

"Tamam tanırsın o halde. Ve aynı şekilde bende seni tanırım?" derken tek kaşını havada bırakmıştı, ukalaca bir bakıştı sonuncusu... Başımı aşağı yukarı salladım ve dudaklarına baktım, konuşmaya başlasın artık çünkü şuan kendimi çok tuhaf hissediyorum. Çünkü daha önce hiç bir erkeğe seni tanımak istiyorum dememiştim. Aman tanrım ne oluyor bana...

ISSIZ BiR ADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin