8.Bölüm- Evlenmek istiyorum.

9.1K 453 101
                                    

Keyifli okumalar..

Hayatın mecburiyetleri vardır her daim..
Bazen sınırlar koyup, esaret altına alırken..
Bazende kuşlar kadar özgür kılar insanı...
M.P

Selin, yanında üç kişiyle içeri girmişti. Başında, kolunda ve bacağında sargılar vardı. Diğer arkadaşlarda yaralanmıştı.

Gördüğüm rüya aklıma gelince, ani bir atak yapmış, endişeyle kendimi Selin'in yanında bulmuştum. Kendini yorgunlukla sandalye ye bıraktı ve elini başına götürüp ovalamaya başladı.

Söyleyeceklerimi toparlayamıyor, başında dikilmiş, öylece ona bakıyordum.
Bakışlarımı sürdürürken mırıldandım.

"Selin."

İsmi dudaklarımdan dökülü dökülmez, başını kaldırıp siyah gözlerini gözlerime dikti.
Buz estiren bakışları beni ürpertirken, dilim düğümlenmiş gibi sus pus olmuştum.

Müdür bey gelip dinlemelerini söylediğinde, önce diğerleri ardından Selin'de kalkarak eve gitmek üzre kapıya ilerledi.

Olduğum yere çakılmış gibi arkasından izlemekle yetindim. Serkan ve Tuna çıkan arkadaşların yanından geçerek içeri girdiğinde, ben kendimi ancak toparlaya bilmiştim.

"Günaydın."

"Sizede."

Arkadaşlarla tekrar masaya dönerek oturdum. Aklım hala Selin'de iken bön bön önümdeki boş dosyalara bakıyordum.
Serkan dosyanın üzerine sertçe vurunca şaşkınlıkla bakışlarımı kaldırdım.

"Uyuyor musun arkadaş?"

"Hayır, ne uyuması?"

"Pek bir dalgınsın."

"Giden arkadaşlara takıldı aklım. Neden yaralanmışlardı?"

"Seçkin grup onlar. Gece çağrılmışlardır."

"Biz neden çağrılmadık."

Serkan gülerek Tuna'ya sonrada bana baktı.

"Dedim ya seçkin grup. Takviye gerekseydi bizede haber verirlerdi. Alışsan iyi olur bu duruma, onlar genelde kırık dökük gelir görevlerden."

"Ne demek kırık dökük?"

"Yaralı işte, sağlam geldiklerini görmedim daha önce."

Son söylediklerinden sonra ikiside kahkahayla gülmeye başladı. Gülmeleri canımı sıkmıştı. Kakmak için yeltendiğimde önüme konan kahve ile duraksadım. Kahveyi koyan kişiye baktığımda gülümseyerek bana bakıyordu.

"Günaydın. Sana kahve getirdim."

"Sağol Şeyma."

Kendi kahvesinide masaya bıraktıktan sonra hemen yanımdaki sandalye ye oturdu.

"Eee neden bahsediyordunuz?"

Tuna yalandan öksürüp beni süzdü ve kollarını masaya bırakarak Şeyma'nın sorusunu cevaplamaya geçti.

"Giden arkadaşları sordu yeni arkadaşımız..."

Şeyma, Tuna'nın lafını bitirmesine izin vermeden atladı.

"Ay evet ya. Ucuz kurtulmuşlar, bomba patlamış. Bizim egoist kraliçesi ikinci bombayı son anda farkedip imha etmiş. Yoksa hepsinin helvasını yiyor olurduk."

Duyduklarımla gerilmiştim. Arkadaşlarının canları bu kadar ucuz muydu? Dalga geçerek alay ediyorlardı.

Sinirden önümdeki ılımış kahveyi bir yudumda içerek kalktım. İnsanları anlayamıyordum.

SESSİZ EMANET   (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin