ÖLÜMÜ İLE HAYAT VEREN KADIN!

430 23 5
                                    

  Rabbimizin cenneti ayakları altına serdikleri mü'mine bacılarım! Dilerseniz,Rabbimiz kimlerin ayakları altına cenneti serecek,hep birlikte bakalım.

   Salih ve mü'min kadınlar daima Allah'ın sevdası için çalışıp durmuşlardır. Onlar hiçbir zaman davette gevşek davranmamış, ne pahasına olursa olsun islam'ı en güzel bir şekilde yaşamış ve bunu bütün insanlığa ulaştırmak için ellerinden gelen fedakârlığı yapmışlardır.

   Şimdi bu fedakarlığıyla tarihe destan yazan kadınların hanım efendisi olan Hz. Maşita'yı ele alacağız inşallah.
  Ebu'l-Aliye Rufey ibn Mihran(r.a) şöyle buyurmaktadır: ; "Firavunun hanımı olan Asiye'nin imanına vesile olan kadın Maşita olmuştur."

  Maşita(r.a), Firavun'un kızının kuaförüydü ve onun bakımıyla sorumluydu. Bir gün kızın saçlarını tararken tarak yere düştü. Tarağı yerden kaldırırken "Bismillah" dedi. Kızın gözleri fal taşı gibi açıldı ve hemen tepki gösterdi. "Yoksa sen babamdan başka bir ilaha mı tapıyorsun?" diye çıkıştı. Çünkü Firavun ilahlık iddiasında bulunuyordu. Kız "Seni babama şikayet edeceğim" dedi.

  Firavun durumu öğrenince adeta çıldırdı. Ama kendince akıllı davranıp onu ödüllendirerek kandıracağını zannediyordu. Etrafındaki askerlere öfkeyle emirler yağdırıp,Maşita(r.a)'yı huzura getirmelerini söyledi. Ve nihayet Maşita geldi. Belki onların huzuruna bir suçlu olarak çıkmıştı ama biliyordu ki İslam'ı yaşamak bir suç değildi. Aksine en büyük şerefti.

   İşte bu yüzden Maşita(r.a), onurlu,dimdik duruyordu zalim Firavun karşısında...

  Firavun önce yumuşak bir dille konuşmaya başladı: "Ey Maşita!Ben senin benden başka birine taptığını duydum doğru mu bu?" diye sorunca,Maşita korkusuz mü'mine edasıyla; " Evet ben senin,benim ve bütün âlemlerin efendisi olan Yüce Allah'a iman ediyorum ve çok mutluyum." dedi.

  Bunun üzerine Firavun Maşita'ya mal ve hazine teklifinde bulundu. "Gel sen bu davandan vazgeç,sana bütün hazinelerimi bağışlayayım" dedi. Ama nafile! Maşita(r.anha) bir kez cennet hazinelerine gönül vermişti ve onu hiç kimse bu kararından vazgeçiremezdi!

   Firavunun öfke damarları kabardı. Bağırarak; " Ya vazgeçersin yada her iki oğlunu da bebeğini de gözünün önünde keserim" dedi.

   Maşita; " Bin oğlum olsa binini de bu yolda feda etmeye hazırım" diye haykırınca Firavun Maşita'nın gözleri önünde her iki oğlunuda göz kırpmadan öldürdü. Ama vu hadise Maşita'nın imanını arttırmaktan başka işe yaramamıştı..

  Firavun beklediği sonucu alamayınca ve daha da azgınlaşarak annesinin kucağında ki mink bebeğe yöneldi. Süt kuzusu bebeğinin böyle zalim bir ele geçmesi ve diğer çocuklarının başına gelenler Maşita'yı bir an duraklatmıştı.

  Nihayetinde oda bir anneydi ve bu kadar acıyı bir anda yaşamak ona ağır gelmişti.

  Bu zor anında tek dayanağı ve medetgahı olan Rabbi yalnız bırakmadı Maşita'yı! Ona cennetteki makamı ifşa olundu ve kazanacakları yanında kaybettiklerinin hiç olduğu bir kere daha fehmettirildi.

  Firavun,Onun bir an tereddüt etmesinden faydalanmaya çalıştı. Ancak yine Maşita'nın nefret dolu bakışları ve kararlılığıyla karşılaştı. Ve cellatlara emretti; " Haydi artık durmayın,atın katrana!"

  Önce ölü çocuklarını,sonra eşini ve daha sonra Maşita'yı atmışlardı. Ve nihayet Maşita,bu zor ve zahmet dolu dünyadan,mutluluk diyarı olan cennete gitmişti. Canını,malını,işini,aşını,çocuklarını kısaca tüm varlığını,Rabbine kurban etmişti. Yani ağır bedel ödemişti Rabbinin rızasını kazanmak için! Ve nihayet arzu ve isteklerine kavuşmuştu.

  Tüm bu olaylar karşısında hayretler içerisinde kalan Hz. Asiye(Firavunun hanımı),Maşita'nın bu direnişi karşısında düşüncelere daldı...

   Muhakkak ki Maşita'nın taptığı çok yüce bir Sevgili olmalıydı... Böyle olmasaydı Maşita büyük fedakarlık yapmazdı ve işte Asiye kararını vermişti artık. Oda Maşita'nın Sevgilisi olan Yüce Rabbe gönül bağlamıştı ve onun davasına sevdalanmıştı.

  İşte cennet gülleri olan bacılarım! Bir müslüman ölümüyle dahi nice ölü kalpleri diriltebilir Allah(c.c)'ın izniyle...

  Maşita(r.anha),kendisini davasına feda ederken onun ruhuyla,Asiye Rabbini buldu. Maşita(r.anha),erirken etrafını aydınlatıyordu. İşte Asiye bu ışıkla,bu nurla Rabbini buldu. Şehid Murtaza Mutahhari ne kadar güzel ifade etmiş; " Şehid mum gibidir kendisi erir ama etrafını aydınlatır."

  İşte Maşita(r.anha), katran kazanında erirken,nuruyla etrafını aydınlatmıştı. Rabbim bizleri de nuruyla karanlıkları aydınlatan kullarından eylesin.

Vesselam...

•NİSANUR•(cennet kadınları)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin