ANAHTARI DIŞARIDA BIRAK...

279 17 4
                                    

Sevdiklerimizi kırmadan önce,söylediklerimize dikkat edelim onları da düşünelim... Haydi gelin! Kırdıklarımız için anahtarı dışarıda bırakalım ki tekrar girebilsinler gönlümüze :)

....

Fettah olanın adıyla...

Dünyanın tüm kelimelerini tek tek toplayasım,kucağıma doldurasım ve kirpiklerime saçasım var. Olur da içlerinden biri gelişinin girizgâhını bulur da,ben de onun eteğine yapışır içeriye girerim diye ümitlenesim var...

Bir daha benden giderken anahtarı dışarda bırak,buralar çok soğuk üşüyorum."Kapıyı aç" diye bağırasım var. Ellerim kan revan içinde kalana kadar kapıya vurasım var. Tüm gücümü toplayıp ayağa kalkıyorum;tam kapıya varacakken oracığa düşüyorum. İçerdesin biliyorum

....

Çocukken okuldan döndüğümüzde annem evde olmayınca biz bilirdik anahtarın yerini. Annemin bıraktığı yerden anahtarı alır,kapıyı açar ve içeri girerdik. Soba yanıyor,içerisi sıcacık... Hiç dışarıda kalmazdık.

İlk tesettüre girdiğim gün eve döndüm,evde sadece babam vardı. Annem komşudaydı. Anahtar da dışarıda değildi. Zile basmam gerekliydi. Başıma gelecekleri biliyordum. Keşke annem gelene kadar oturup merdiven de bekleseydim. Beklemedim... Sanırım incinmek için acelem vardı. İçeride hayatta en çok sevdiğim,âşık olduğum insan vardı. Kapının gerisinde babam vardı...

Söylemişti; "Örtünürsen eve almam" demişti. Sanırım bu tehdit bana inandırıcı gelmedi. Babam beni çok severdi,üzemezdi. Kovamazdı baba ocağından... İtmezdi ötelere yakınlığından...

"Nerden geldiysen oraya dön,artık senin evin yok."

Ve hiddetli olduğu kadar da heybetli bir bakış da bu sözlerin üzerine eşantiyon gibi geldi. Çoğu zaman kendi elimle anahtarı alıp içeri girdiğim kapıdan ötesi yok olmuştu. Babam evimizi alıp kaybolmuştu. Geride bir tek kapalı bir kapı kalmıştı. Hayat ayaklarımın altından kaymıştı. Babam sadece evimizi değil,ayaklarımın altındaki hayatı da almıştı.

"Nerden geldiysen..." Nerden gelecektim ki? Olsa olsa Allah(CC)'tan gelebilirdim. Üzerimde O'nun ayeti vardı. Örtünmek bizim evde suç sayılırdı. Sanırım hemde ayıptı. Ayıptı yaptığım... Ayıplarımla utandırdığım babam için orada saatlerce ağladım. Çocuk da değildim. Lise ikinci sınıftaydım. Ama o an çocuktan öte bir bebektim. Doğumu istenmemiş bir bebek... Zira ben örtündüğüm gün doğmuştum. Ve aynı gün babamın gözlerinden,yüreğinden kovulmuştum.

Ben doğduğumda adımı babam koymuş "Mahyâ,hayat demek,ismi Mahyâ olsun demiş..." İsmimi hayat koyan babam cismimi bir merdiven kenarına terk etti. Bazen hatırladıkça diyorum;acaba babam da o gün benim kadar üzülmüş müdür? Benim kadar ölmüş müdür?

....

Bir daha beni kovarsan anahtarı dışarıda bırak... Geldiğimde yine sus konuşma,ya da öfkeni kus korkma... Sadece beni bir kapı eşiğinde bırakma...

"O da benim gibi üzülüyor mudur? Benim kadar ölüyor mudur? Ben bu sahra da susuzluktan eriyorken gözyaşımda santim santim öldüğümü biliyor mudur?"

Sevgili gözyaşım! Bir daha beni yüreğinden kovup da sustuğunda,bu suskuların anahtarını dışarıda bırak... Bir iz bırak... Annem gibi... Babam gibi kovmadan,bana o olanca hiddetinle ve heybetinle bakmadan ,bir "selametle kal" niyazı bırakıp ruhumu yakmadan evvel anahtarı usulca yerine koy...

Bırakma beni böyle hem yetim hem öksüz... Bırakma ömürsüz... Bırakma evsiz... Bırakma sensiz... Bırakma kelimesiz... Bırakma çimensiz... Bırakma emelsiz...

Sevgili gözyaşım! Sen "selametle kal" diyerek kapıyı kapatınca ve ben dışarda böylece boynu bükük kalınca... Alnı çizgili bir adam bana "Nerden geldiysen oraya dön,artık senin evin yok" dedi. Ben senden geldim ey Cân... Nereye gitmeliyim şimdi? Gidecek yerim yok senden başka. Gelişinin kapısını kapatma bu Âşk'a...

Bir daha beni bir merdiven kenarında sensiz bırakırken... Anahtarı dışarı koy,üşüyorum... Ucu sensizlik olan uçurumlara düşüyorum... Buralar bana bigâne,hava da kararmaya başladı korkuyorum... Çorak kirpiklerime değen her bir harfte seni okuyorum... Hiç biri anahtar değil... Pencereden aşağı eğil,dağlanmak bu değil... Şeyda'ya tutulmak bu değil...

Bir daha beni dışarıda bırakmadan... Beni kendine yabancılaştırmadan... Hayatı ayaklarımın altından çekip almadan ... Karanlıklara salmadan evvel anahatarı dışarda bırak...

Gözlerimi kapatıyorum

Kirli parmaklarımla kirpiklerime dokunuyorum.

"Su"diyorum...

"Su" diye inliyorum... "Sus" demiyorum ki...

Gelişinin ayak seslerini hayal ediyorum

Bilmez misin ki;

Seni her okuduğumda dalıp giderim ötelere

Bir heyecan sarıp sarmalar eskimemiş kederlerimi

Zira aceleleri vardır yerleşivermek için gözlere...

Sevgili gözyaşım! Bir daha Âşk'ı üzüp ve kız çocuğunu küstürüp öylece çekip gitmeden evvel ANAHTARI DIŞARIDA BIRAK!..

   Ayşegül Yıldız-NİSANUR DERGİSİ

•NİSANUR•(cennet kadınları)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin