......
Önce ki yazımızda kadının konumuyla ilgili geçmiş tarihlerde ve modern durumu tespit etmeye çalışmıştık. Farklı coğrafyalar,milletler ve dinler de;kadının içler acısı durumuna şahit olmuştur. İslam haricinde genel olarak toplumların çoğunda,kadından bir şahsiyet olarak bahsedebilmemizin imkânsız olduğunu görmüştük. Şimdi de tarihte hakkında,haktan-hukuktan ve şahsiyetten bahsedilmeyen kadını İslam'ın nasıl değerlendirdiğine bakalım inşaallah.
İslam'ın temel kaynakları olan kur'an ve hâdislerde kadınla işgili bir çok konu mevcuttur. Kadınların hak ve hukuklarından bahseden bu buyruklar tarihin zulmü altında ezilen kadının; ibadi,sosyal,ekonomik ve özel hallerini düzenlemiş,koruma altına almıştır. Kadının mümtaz bir şahsiyete sahip olup,erkeklerin malı veya kölesi olmadığını belirtmiş,erkekle beraber yeryüzünün halifesi olduğunu bildirmiştir. Son kitap ve son peygamber vahyin bitiminde "dinin kemale erdiğini" ilan ederken,kadını onure ederek haklarınında kıyamete kadar koruma altına alındığını kayda geçirmiştir.
Kur'an'ı Kerim'de Mümtehine,Nisa,Nur ve Talak surelerinde kadından bahsedilir. Nisa suresinin anlamı "Kadınlar"demektir. Kur'an'daki yüz on dört sure içerisinde "Erkekler" diye bir sure isminin olmayışı bu açıdan son derece manidardır. Bu apaçık kadına verilen değerin sembolüdür. Kıyamete kadar; nur,furkan,yol gösterici,rahmet ve hidayet olarak nitelenen yüce Kur'an,müminlerin dilinden kadına verilen hakları ve değeri haykıracaktır. Zulüm doku çağlardan sonra kadın gerçek değerini ve şahsiyetini bulmuş kimliği kazanmıştır artık.
Şimdi Allah'ın vahyinden ayetlerle devam edelim...
"İçinizden kendisiyle huzura kavuşan eşler yaratıp;aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi,onun varlığının belgelerindendir. Bunlarda düşünen toplum için dersler vardır"(Rum/21)
Evet... Köle,mal,şeytani ruh ve kötülüklerin kaynağı değil;temiz kalpli müminler için;Allah'ın izniyle helal kılınan,nikâhlanılan "huzurun,sevgi ve şefkatin" kaynağıdır kadın...
"Erkek ve kadından her kim inanmış olarak iyi bir iş yaparsa,onu(dünyada) hoş bir hayatla yaşatırız. (Ahirette ise) onların ücretini yaptıklarının en güzeliyle veririz"(Nahl/97) buyruğuda kadın-erkek ayrımı yapılmaksızın hayır yarışına teşvik etmekte ilahi emir ve yasaklara birlikte muhattap kılınmaktadır. İslam'da,gökler ötesinden muhatap kabul edilen bir varlık;diğer sistemlerde ise sömürülen ve kullanılan bir meta! Ahzab otuz beşte de bir cümle içerisinde yüce rabbimiz kadın lafzını on defa peşi sıra kullanmıştır. Beşeri sistemde kadından bu şekilde bahseden bir varlık var mıdır? Ayrıca Kur'an'ın muhtelif ayetlerinde şu hususlar özellikle vurgulanır;
•Kadınlara mirastan pay verilmesi(Nisa/11)
•Evlilikle ilgili durumlar ve rıza alınması. (Nisa/3)
•Gebelik,süt emzirme hallerindeki hakları. {Ahkaf/15–Bakara/233–Lokman/14}
•Boşanma durumunda ki hakları(Bakara/235–Nisa/35)
•İffetleriyle ilgili koruyucu önlemlerin emredildiği ayetler(Nur/26)
Hadislere de baktığımızda kadının hak ve hukukunu emreden ayrıntılara girerek ihmal edileceği veya suistimal edileceği kapıları sıkıca kapatan,emsaline rastlanamayacak buyruklara şahit oluyoruz. Allah Resulü(SAV) buyuruyor; "Sizin en hayırlınız kadınlarına karşı huyu en iyi olanlarınızdır. Bende aileme karşı en hayırlı olanınızım" (Müsned-2 472)
"Kadınlarınız hakkında Allah'tan korkunuz. Şübhesiz onlar sizin yanınızda yardımcılarınızdır. Onları Allah'ın emaneti olarak aldınız ve namuslarını allahın izniyle helâl edindiniz."(Ebu Davud)
"Kadınlar erkeklerin birbirini tamamlayan öbür yarılarıdır" (Camius'sağir-2329)
"Ümmetimden kim üç kız çocuğu veya üç kız kardeşe bakıp yetiştirir ve onlara güzel muamelede bulunursa onlar ateşle kendileri arasında bir perde bulunur."(Beyhaki)
Kadınlarla ilgili daha nice ayet ve hadisler mevcuttur. Allah Resulü risaletinin başından sonuna kadar kadınların üzerine titremiş,her fırsatta mü'minlerin dikkatini çekerek uyarmıştır. Veda hutbesinde Hakk'ın Rahmetine kavuşmasına az zaman kala,sayıları yüz bini bulduğu rivayet edilen ashaba şöyle seslenmiştir: "Kadınlar hakkında Allah'tan korkunuz." Ümmetine karşı ne kadar da şefkatli ve merhametli bir peygamber... İşte bundandır ki Onun Medine'ye ayak bastığı esnada semada Medine'nin kız çocuklarının sevinç şarkıları yankılanırken O da "Allah şahittir ki Bende sizleri seviyorum" diyordu.
İşte o genç kızlar,kadınlar vahyin kaynağından beslenerek sevgili peygamberlerinin hadislerini gelecek nesillere aktaran raviler oluyorlardı. Bu hususta Hafız Zehebi der ki: "Hiçbir kadının yalan hadis rivayet ettiği bilinmemektedir." İmam Şevkâni de: " Âlimlerden hiçbirinin,ravisi kadınlar diye bir hadisi reddettikleri nakledilmemiştir." Evet,nereden nereye... Hz. Ömer(r.a) der ki: "Allah'a yemin olsun ki,biz,cahiliye devrinde kadınlara hiç değer vermezdik. Yüce Allah onlar hakkında vahiy gönderdikten ve onlara bazı şeyleri verdikten sonra biz de kadınlara değer vermeye başladık."(Buhari)
Tüm bu hakikatler gün gibi ortadayken tarihlerinin binlerce yılını ve bugününü kadına zulümle geçirenler ve şeytana kulluk eden kimi çevreler utanmadan kadın konusunda İslam'a saldırarak Müslüman kadının kafasını karıştırıp, onu da kendi kadınları gibi sefih ve rezil duruma düşürmek istemektedirler.
Bu noktada tüm bu gerçeklerin farkında olan müslüman kadına büyük görevler düşmekte,"Müslüman kadının şahsiyetini" islami yaşantıdan soyutlanan kadınlara tekrar göstermek ve benimsetmek durumundadır.
.....
Allah'ın sevgisini hakedenlerden olmak duasıyla.. Allah'a emanet olun. Selam ve dua ile...