Ben bu adama dikkat kesilmişken herkesin gözü bana döndü.
Takım elbiseli Adam ve onun adamı olarak düsündüğüm kişide diğer köylüler gibi bana döndü. Bende onlara bakıp ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ama anlam veremiyordum.
Bir süre bakıştıktan sonra telefonum çaldı ve telefonla konuşmak için dışarı çıktım.
Arayan Annemdi...
Dedenlere vardınmı nasıllar gibi sorular sordu ancak zaten araları uzun süredir bozuk diye direkt olarak onu aramayacaktı ondan işim kolaydı.İçeri tekrar girmek için yöneldiğimde takım elbiseli adam ilk kahveye girdiğimdeki adamla sert bir şekilde konuşuyordu duyduğum kadarı ile,
Burada kalmayacak ne yap et gönder o çocuğu.. gibi şeyler söylüyordu.
O arada takım elbiseli adamın yaveri olan beni gösterdi girdim bende içeri.
İçeri girdim ve; pardon abi de sen kim oluyorsun hayırdır senin köyünmü de ben buradan senin bi lafınla gidiyorum?
Takım elbiseli adam; öyle hemen parlama aslanım kötü birşey demedim nerede kalıcaksın hem sen bu köyde kimsin neyin nesisin sormadan etmeden izinmi verecektim kalmana? Kim olduğumuda sana anlatır zaten buradaki abilerin
Deyip yaverinide alıp kalktı ve gitti,Kahveden.
Diğer köylüler baya şaşkındı karşılarında önünü ilikledikleri adama 17-18 yaşında birisinin böyle yapmasına.
(Ayrıca bu takım elbiseli adam köylü gibi konuşmuyordu şehirli olduğu belliydi)
Ben: Hayırdır abi kim bu adam?
Köylü abi: ismin nedir senin deliganlı? Önce onu diyiver bakalım
B: Ataberk abi ama sen kısaca Ata de dedim.
K: Bak Ataberk kardeşim, benim ismimde hüseyin. nerden geldin kimin nesisin bilmem ama konuştuğun bu adam öyle boş, laf söyleyecegin biri değildir edebini adabını takın önce hele dedi.
B: hüseyin abi ben geldikten sonra herkesin bi hal hareketi değişti o takım elbiseli adam geldikten sonra hele benim arkamdan konuşuldu ne bekliyordunuz pardon abi gidiyorum hemenmi diyecektim? Altı üstü birkaç gün kalacağım şurada dedim.
K: tamam yegenim. Bu köyün eski hocasının evi boşta bi süredir kullanılmıyor ama içi yinede temizdir bakkal da köyün meydanından yukarıda sağda 2. Dükkandır ben seni götürürüm dedi.
Köyün eski hocasının evinde bir ritüel gerçekleştirmek bilemedim olmamasından şüpheliydim ama başka seçenek yoktu.
Kabul ettim yola koyulduk hüseyin abiyle.
Ev biraz büyüktü bir süredir kullanılmadığı belliydi ama içi yinede temizdi.
Anahtarı verdiler teşekkür ettim ve evi incelemeye başladım.
Duvarlarda birkaç asılı fotoğraf ve anlamını bilmediğim 1-2 tane sure vardı.
Düşünmeden koltuğa kafamı koydum ve yatıyım dedim telefonuda şarja taktım yarın uzun bir gün olacaktı.
O gece rüya görmeden uyandım.
Sabah köy bakkalına gidip bir iki birşey aldım ve fiyatlar oldukça ucuzdu.
Kahvaltı ettim ve akşam ritüele hazırlanmak için bilgisayarımı açtım ve oradan Kitaptaki kalan şeylere bakmaya başladım gerekli olan.
Gerekli olan şeyleri yazmayacağım çünkü yapmanızı istemiyorum arkadaşlar
DERS ALMAK İNSANA, AFFETMEK YÜCE YARADANA KALMIŞ BİRŞEYDİR.
Gerekli şeyler çok fazla değildi onlarıda hellettim.
Ayna felan zaten evde vardı o yüzden dışarıdan bir iki şey almam gerekti.
Beni bulmamda zor olan şey mumdu ahmet abiden istedim elektrik var mumu napıcaksın dedi bende muma alışığım yattıgımda bir tane de olsa yakarım birkaçtane verirmisin dedim oda ayarladı ama biraz şüpheliydi.
Köylerinin başını belaya sokmamdan korkuyordu herhalde.
Herşeyi hallettikten sonra 3-4 saatlik bir sürem vardı ve o süre içerisinde de gidip köyün şu andaki hocasını görmek istedim.
Ahmet abi sana çok yük oldum ama bide şu hocayı görmek isterim merak ettim dedim. Araştırmada onada yer verecegim dedim.
Hoca bu saatte istirahat eder ama gel gidelim madem dedi.
Gittik köyün en tepesindeki ev hocaya aitti hocanın adını vermeyeceğim Ispartada bilinen bir hoca sıkıntı çıkmasın.
Gittik kapıyı çaldık ve hoca açtı. Genç ve yakışıklı bir adamdı. Diğer hikaye olan şeylerdeki gibi saçı sakalı beyaz birbirine karışmış bir hoca değildi.
Merhaba hocam Selamın Âleyküm müsade varmı dedim.
Aleyküm Selam delikanlı buyur gel dedi.
İçeride çok sayıda duvarda asılı sure ve bilmediğim şeyler vardı. Kuran-ı Kerim de yüksek şekilde koyulmuştu.
Dikkatimi çeken şey fotoğraf ve aynaları göremememdi.
Ve o Takım elbiseli olarak tabir ettiğim adamda oturuyordu tek başına içerde hocayla.
Takım elbiseli adam; hocam bu delikanlı köyümüzde birkaç gün kalıcakmış ödevle alakalıymış bizzat bende tanışamamıştım , bize sert çıkıştı biraz ama iyi bir çocuk belli.
Kahvede aslan kesilip gitmemi söyleyen adam hocanın yanında melek oldu.
Ben: Abi senle isim olarak dâhi tanışamadık isim neydi dedim
Sırrı ismim dedi.
B: Sırrı abi o gün yaşına hürmeten bi saygısızlığım olduysa özür dilerim ama sende benim gitmemi felan söyledin bende buralıyım ilk defa gelmişim zoruma gitti dedim.
Sırrı abi; Koçum kalcak yer yok diye demiştim ama bak kalacağın yeri ayarladım çok şükür.
B: Senmi ayarladın sırrı abi ? Teşekkür ederim dedim.
Sırrı abi: bir eksiğin gediğin olursa ben olmasam bile köydekilere söyle sırrı abinin haberi var de şehirden bile gider alır gelirler ne gerekiyorsa dedi.
B: Teşekkürler sırrı abi herşeyim var sağolasın yinede dedim.
Hocayla sohbet ettiler 5 dk daha ve o iş sende hocam diyip kalktı ben tabi muhabbete yetişememiştim.
Hoca bana döndü pek yakışıklı fiziği yerinde bi delikanlısın hayırdır bu köyde işin nedir dedi.
B: hocam ödev araştırması dedim.
Hoca; birbirimizi kandırmaya gerek yok delikanlı doğruyu söyle işin ne dedi..
Anlamsız şekilde kendimi yakın hissediyordum kendimi bu hocaya karşı , gerçeği söylemek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşanmış Korku Hikayeleri (Gerçek)
TerrorBu Kitabı yazarken, kimseyi inanmaya zorlamıyorum. İnanıp inanmamak insanlara kalmıştır inandıklarında bana bir katkısı olmayacağı gibi inanmadıklarında da birşey kaybetmeyeceğim. Sadece insanlar görmedikleri ve duymadıkları birşeyler hakkında nası...