Bölgenin en iyi liselerinin birine başlamıştım. Güzel denilebilecek bir ortam vardı. Yaklaşık iki senedir bu okuldaydım.
Artık sanki karanlık bir kutunun içinde sanki içten içe bağırarak o kutuyu yırtıp sıyrılmaya çalışan bir sırtlan gibiydim.Ama kendi kendini yiyen bir sırtlan. Esir ve özgürlüğüne aç bi sırtlan. Belki bu zamanla geçer yada ben kendi kendimi yerken artık tükenir, solar giderim.
Artık onu unuttum diyebilirdim.Tabi buna unutmak denirse.Ama en azından aklıma eskisi kadar çok takılmıyordu. Adını sadece dua ederken ağzıma alıyordum. Yatılı okulda daha fazla derdim oluyordu aslında. Vakit yoktu belki de onu düşünecek.
Artık Mirkan'dan ziyade Ksimire şehrinin Kordelya ilçesindeydim. Çetin Fen Lisesi'nde idim. Okul biraz uzak olsa da ilçe deniz kıyısındaydı. Denize yürümeye gitsek de yüzmek için gitmedik.
Kordelya'yı seviyordum. İnsanları olsun ve diğer nice şeylerine de alışmıştım. Okula karşı da her öğrencinin takınacağı tarzda bir tavır takınmıştım.
Ama ne zaman Mirkan'daki İtimat Kolejine gitsem hala bir garip olurum hatta bazen ağladığım olur. O anılar aklıma gelir.Eda aklıma gelir ve ben bir garip olurum.
Ama artık aşmıştım sanki. Eskisi gibi değil, daha rahattım. Bana telefon lisede alındığı için bi numarası bile yoktu. Olsa da arar mıydım bilemem. Ama insan bi düşünüyor işte.
Sıradan seçim günlerinden biriydi. Babamlarla meşhuuuur pidecimize Ovabaşı'na gittik. Yine yorucu bir gün geçirmiştik hep böyle olurdu. Babamla da evde seçim yorumları ve sonuçlarını izliyorduk.
Hiç bir zaman telefon taşımayan ben o gün ilk defa telefonu yanıma almışım. Gizli numaranın biri tarafından arandım. Kim olduğunu bilmesemde belki eğlence olur diye açtım. Eda ve bir arkadaşıydı. Napacağımı bilemedim. Ama kendimi bıraktım ve konuşmaya başladım.
Ağzım iyi laf yapıyor diye birisini telefondan işleteyim diye aramışlar. Gerçekten kitap okumak işe yarıyor. ;)
Konuşma bir kaç saat iki erkek iki kız arasında döndü ve bitti.Ama bu konuşma asla unutmayacağım bir anı olarak kalacak. Çünkü o an dualarımın kabul olduğu andır.
Numarasını da almıştım. Artık ona sık sık mesaj atabilecektim. En azından halini hatrını sorabilecektim.
Zaten o iyi olsun bana yeterdi. Dahasına ne hacet? Artık dualarım da o, düşüncemde o olmuştu yine.
Allah bana birkaç senelik mola vermişti sadece.Konuyu böyle özetleyebiliriz. Ama bu yeni halim daha beterdi.
Eda'yı Kordelya'da tanıyan birkaç kişinin ona söylediği kötü sözler beni inanılmaz sinirlendiriyordu ki sakinleştirici almaya başladım.
Anneme sakinleştirici almaya başladığımda suratının aldığı ifade beni korkutmuştu.Hatta onu ikna etmek de uzun zaman almıştı. Ama babam zaten doktor olduğu için bir sakınca görmemiş hatta annemi ikna etme konusunda bana yardım etmişti.
Aslında ilaçtan ben de korkuyordum. Ama Eda'dan dolayı kavga çıkarttı dedirtemezdim. Onun kulağına böyle bir şey gidemezdi. Kordelyalılar da onu nereden tanıyor bilmiyordum. Ama ona laf gelmemeliydi. Ne olursa olsun getirtmezdim. Ama duygular hissimin önüne son zamanlar fazla geçmeye başlamıştı. Ben buna engel olmaya da çalışıyordum.
Sakinleştiriciyi aldım ama nedense kullanma gereksinimi hiç duymadım. Hem artık tepkimden onlar da korkuyordu. Ama ben de kendimi hafif kontrol altına almıştım.
Taaaaa ki...
Son zamanlarda olduğu gibi Eda ile telefonla konuşuyordum. Söylediğim bazı sözcükler onu üzdü. Ama ben onun üzülmesine asla dayanamadım. Kimsenin hala haberi yoktur. Duvarlara yumruk attım. Kendime vurdum. Kağıtlar yırttım. Ama sinirim asla yatışmadı.
Benimde aklıma bu sakinleştirici geldi ve mecburiyetten onu içtim. Ama pek de bir işe yaramadı. Neyse ki sonunda beni affetti de ben kendimi bu olaydan dolayı affedecek miydim bilmiyorum.
Ama keşke benim de ne kadar pişman olduğumu benim neler çektiğimi bilseydi keşke. Belki o zaman beni içten affederdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin için
RomantizmBir düşünün 10 yıldan fazladır bekliyorsunuz. Bir düşünün her zaman her yerde onunla hissediyorsunuz. Bir düşünün siz ona muhtaç iken onun senden haberi yok bile. Söylerseniz kaçmasından, söylemezsen gitmesinden korkuyorsunuz. Saklasan patlar, anla...