Sıra için müdür anons yapıyordu veliler ve öğrenciler de ona göre hareket ediyorlardı. Benim kafam karışmıştı. O an neler olduğunu bilmiyordum ama o zamana kadar bu kadar güzel hissetmemistim sanırım.
Acaba onu bir daha görebilir miyim diye merak etmiştim. Bir kere daha sadece bir kere... Hemen elleri kaldırdım ve istek makamı Allah'a dua ettim. Ettigim şey dua mıydı yoksa dert yanma mı bilemedim ama muhatabım Allah'tı. En büyük Sırdaşım çünkü biliyorum ki bazı şeyleri yalnız o halledebilir.
Sanırım bu da öyle bir mesele idi. Okul gerçekten çok yeni ve eksikti. Henüz inşaat halinde diyebileceğimiz yerlere giderek duaya başladım.
"Allahım neydi o güzel? Sen yarattın onu da değil mi? Allahım noluyor bana filmlerdeki aşk böyle mi oluyor ? Kızın adı neydi acaba? Onu bir daha görebilecek miyim. Allahım onu benden ayırma. Bana naparsan yap ama ona yapma sen onu koru. Bana da doğru yolu göster. Bir kez daha olsun onu göster. Bir kez daha..."
Geri döndüğümde geç kalmıştım. Müdür bir şeyler anlatıyordu ve yine onu gördüm. Dua bu kadar erken kabul olur muydu? Şaşkındım ama ne yaşadığımın farkında olmadan.Ne ki bu neden aklımdan çıkmıyor ya benden büyükse, ya farklı sınıfta ise...
Artık sınıf listeleri açıklanmaya başladı. Önce 1-A Şubesini okuyordu ve ilk sahneye o çıktı EDA demek adın bu. Ne kadar güzel bende 1. sınıfım sonra başladım duaya "Allahım nolur beni de bu sınıfa koy.Allahım nolur beni de bu sınıfa koy.
Allahım nolur beni de bu sınıfa koy.
..."
Ve en son Mücahit Kalaycı. Herkes gibi çıktım küçük sahneye. Öğretmenimiz Mine hanımla önceden tanınmıştım.Bu yüzden yabancılık çekmeden yanına gittim.Hep beraber sınıfa gittik ve ilk olarak Eda ile tanışmak için yöneldim.
Ne diyecektim ben şimdi. Adını biliyorum. O da benimkini biliyor. Sorsam ve sahte olarak tanışsam yanlış anlar mı ki? Ama diğer insanlarla aramda bir farkındalık oluşturmam da gerekir? En iyisi acele etmeyeyim bu his neyse belki alamadığım oyuncakların isteği gibi geçer gider.
İlk derste arkadaşlarımın ailesi de derse katıldı. Ben yine yalnız kalmıştım. Pek fazla arkadaşım olduğu da söylenemezdi. Çünkü ben Mirkan'ın Ovabaşı kasabasında oturuyordum ve o okulun anasınıfına yazılan kardeşim ve 3. sınıf Hakan abimden başka tanıdığım yoktu. Ahmet belki gelebilirim diyordu ama belli değildi.
Bir kere konuşmak için Eda'nın yanına gittim ama babasının kalın sesinden korktuğum için kaçtım. Gerçekten bu durumda çok zorlanıyorum. Filmlerdeki gibi seni seviyorum mu demeli yoksa kaçmasın diye beklemeli mi?Ben böyleyken onun tarafından bilinmemek ne denli üzücü. Bu yaşta neler oluyor böyle. Acaba hasta mı oluyorum. Acaba kendimi kayıp mı ediyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin için
RomansaBir düşünün 10 yıldan fazladır bekliyorsunuz. Bir düşünün her zaman her yerde onunla hissediyorsunuz. Bir düşünün siz ona muhtaç iken onun senden haberi yok bile. Söylerseniz kaçmasından, söylemezsen gitmesinden korkuyorsunuz. Saklasan patlar, anla...