4. Bölüm #Kamadlar

6K 595 106
                                    

Sonunda bir baygın bir kendimde olduğum bana hayli uzun gelen bir sürenin sonunda Gregory'nin birilerine seslenen sesiyle gözlerimi açtım. Bir mağaranın, devasa bir mağaranın girişine benzer bir yerde duruyorduk. Aceleyle bize koşan sedyeli birkaç insan gördüğümde yeniden bilincimi kaybettim.

Aradan ne kadar süre geçtiğini bilmediğim bir süre sonunda uyandığımda duvarları gri ve köşeli olmayan yuvarlak bir odada olduğumu fark ettim, daha önce hayal meyal gördüğüm mağara konsepti burada da devam ediyor gibiydi. Koluma hastaneleri acil kısmında takılan hızlı toparlayıcı ilaç- vitamin karışımı banttan yapıştırılmıştı.

Dikkatle yerimden doğrulduğum sırada doktora benzeyen genç biri (doktor önlüğü giydiği için doktor olduğunu düşünsem de bu mağarada ne aradığına dair bir fikrim yoktu) aceleyle bana doğru koştu.

"Efendim, iyi misiniz?" dedi adam endişeyle karışık bir şaşkınlıkla bana bakarken.

"Sanırım. Neredeyim ben?" dedim bir an önce aklımda dolaşan soruların cevabını bulmaya çalışarak.

"İsminizi hatırlayabiliyor musunuz?" dedi dokor.

"Alexis Black. Yorgunluktan bayıldım, kafa travmasından değil, hafızamı neden kaybedeyim?" dedim.

"Tam olarak nasıl bayıldığınız ya da bayılırken başınızı vurup vurmadığınız bilgisi bana gelmedi, her ihtimale karşı hazırlıklı olmaya çalıştığım için kusura bakmayın. Bay Williams sizi bırakır bırakmaz gitmek zorunda kaldı." dedi doktor sitem ve kinaye dolu bir ses tonuyla.

"Gregory burada değil mi?" dedim şaşkınlıkla.

"Bildiğim kadarıyla burada değil." dedi doktor ve benim daha fazla soru sormama izin vermeyerek beni kontrol etmeye başladı. On dakika boyunca doktorun sağlığımla ilgili sorduğu soruları cevaplamak beni tekrar yormaya başlamıştı ki kapıda Gregory belirdi.

"Dylan, Alexis'in durumu nasıl?" dedi Gregory içeri girer girmez.

"Kendisinin de beni aydınlatma nezaketinde bulunduğu gibi kafasına herhangi bir darbe almadığından durumu iyi gözüküyor. Kan örneklerinin çıkması zaman alacak ama ciddi bir şey olduğunu sanmıyorum, yalnızca yorgunluktan bayılmış gibi." dedi adının Dylan olduğunu öğrendiğim doktor.

"Kanı ne zaman aldın?" dedi Gregory Dylan'ın söylediği oldukça sıradan cümlelerle gereğinden fazla ilgilenerek.

Dylan derin bir iç çekip hayatındaki her şeyi boş vermiş gibi bir edayla Gregory ile resmi olmayan bir biçimde konuşmaya başladı.

"Sen onu buraya getirir getirmez. Yaklaşık kırk dakika oldu yani."

"Kırk dakika oldu ve henüz sonuçlar çıkmadı mı?" dedi Gregory yarı umutlu yarı gergin bir ses tonuyla.

"Eğer sorduğun buysa açıkça cevaplayayım. Bu cihaza koyduğum hiçbir kan, istersem var olan tüm tetkit türlerini isteyeyim yarım saatten geç çıkmadı. Ya da cümlemi düzelyetim: bir insana ait olan hiçbir kanın sonuçlarının çıkması yarım saatten uzun sürmedi." dedi Dylan masasına yaslanıp kollarını birbirine kavuşturarak Gregory'e bakarken.

"Uyandığımda biraz sert çıktığımı biliyorum ama insan bile olmadığımı iddia etmek sence de biraz fazla değil mi?" dedim.

Dylan hafifçe gülerek bana baktıktan sonra tek kaşını kaldırarak

"Mesleğimi ve kişisel kinimi her daim birbirinden ayrı tutarım." dedi.

"Ne demek oluyor bu?" diye sorduğum sırada Gregory yanıma gelerek ayağa kalkmam için bana yardım etti ve

ElmasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin