12. Bölüm

4.2K 486 39
                                        

Vance ve Raquel'le beraber Açıklık'tan Kuyumcu'ya doğru yürürken hayatımda duyduğum en yüksek siren sesiyle olduğum yere mıhlandım. Ne olduğunu anlamaya çalışarak etrafıma baktığım sırada gelen metal sesiyle korkuyla Raquel'e baktım. Daha sonra Vance

"Ne oluyor?" dedi. Bu konuda bir tahminim vardı ama yine de onay için Raquel'e baktım. Raquel bütün endişelerimi dile getirerek

"Saldırıya uğradık" dedi. Bir an önce kızların yanına gitmemiz gerekiyordu ama bu durumda Vance'ı arkada bırakmış olurduk. Vance ne düşündüğümü anlamıştı

"Siz bir an önce gidin bende hızlı bir şekilde koşacağım. Beni merak etme" dedi. Son cümleyi gözlerime yasıyan endişeye nazaran söylemiş olmalıydı. Başımı sallayarak Vance'ı onayladım ve Raquel'le beraber Kuyumcu'ya doğru koşmaya başladık. Vance'da bütün gücüyle koşmasına rağmen çoktan arkamızda kalmıştı. Vance için olan endişelerimi bir kenara bırakıp içinde bulunduğumuz duruma odaklanmaya çalışsam da bu çok zordu. Kuyumcu'dan içeri girmek üzereyken içerden David, Gregory, kızlar ve birkaç koruma çıktı. Kısa bir an birbirimize baktıktan sonra Raquel'le ben aynı anda David'e

"Neler oluyor?" diye sorduk. David soğukkanlılıkla

"Henüz ne olduğundan emin değiliz ama saldırı altındayız. Profesyonel bir saldırı. Şu an üçüncü seviye alarm durumuna geçtik. Birileri hem bilgisayar yardımıyla hem de dışarıdan fiziksel olarak sistemimizi çökertmeye çalışıyor" dedi. David'in söylediklerini duyunca yüreğimi bir korku kapladı. Üçüncü seviye alarm gerçekten ciddi bir şeyler olduğunun göstergesiydi. Zaten beş kademeli olan alarm sisteminde ülke saldırı altındaysa dördüncü seviye alarm, ülke nükleer saldırı altındaysa beşinci seviye alarm devreye girerdi. Ve üçüncü seviye alarm devreye girdiğine göre bize yapılan saldırı gerçekten zarar verme amaçlı olmalıydı.

"Şimdi ne yapacağız?" diye sordum. Kuyumcu'da tatbikat yapma imkanımız yoktu. Şu an olan her şey fark edilmeye müsaitti. Bu yüzden tatbikat yaparak bu riski artırmıyorduk. David bana bakıp

"Sizi elimizden geldiğince saklayacağız" dedi. İşte bunu beklemiyordum. Ben her zaman böyle bir durumda savaşacağımızı düşünmüştüm. Camilla'da benim gibi düşünmüş olacakki

"Savaşmak yerine saklanacak mıyız? İçeri girmeye çalışanlar, buraya saldıranlar kimse onlar buranın özelliklerini iyice keşfetmeden önce onları durdurmalıyız." dedi. David

"İçeri girenlerin kim ollduğunu bilmiyoruz Camilla. Yani önce biz onları, kim olduklarını, ne kadar destekle buraya geldiklerini keşfetmeliyiz." dedi. Ve sözlerini bitirir bitirmez tekrar Kuyumcu'nun içine gitmek için hareketlendi. Gregory bize hadi gelin işareti yaparak David'in arkasından gitmeye başladı. Bu arada korumalarda etrafımızı sarmıştı ve bizi gelebilecek tehlikelere karşı koruyorlardı. Herkes içeri girerken

"Bekleyin" dedim. David yüzünde soru işareyle bana döndü

"Vance, o henüz gelmedi" dedim. David gözlerini devirip sinirle bana bakarken Gregory

"Siz devam edin. Ben onu da alır gelirim." dedi ve açıklığa doğru koşmaya başladı. David'in peşinden Kuyumcu'ya girerken aklım Gregory ve Vance'da kalmıştı.

-Aynı anda Kuyumcu'nun girişlerinden birinde-

"Sana inanamıyorum" dedi sinirle uzun boylu oğlan.

"Buranın bu kadar korunaklı olduğunu tahmin edememiştim" dedi kızıl saçlı oğlan sıkıntıyla

"Tabii ya kızları korumaya hiç gerek görmezler zaten." dedi uzun boylu oğlan tekrar.

ElmasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin