"Olmaz!"
Arkadaşlarıyla nasıl hemen tanışabilirdimki? Ben mutlaka birşey yapar kendimi rezil ederdim yada kız olduğum ortaya çıkardı.
"Neden?"
Hayal kırıklığı yüzünden anlaşılıyordu fakat daha yeni tanıştığı birine nasıl böyle davranırdı?
"Yani daha isimlerimizi bile iki dakika önce öğrendik. "
Başını onaylar biçimde salladı .
"Olsun ben seni sevdim. Eminim arkadaşlarımda sevecektir. Sorun yok.Rahatla."
Göz kırparak ilerlemeye başladı. Arkasından koşarak ona yetiştim.
"Yine de-"
Eliyle ağzımı kapatarak konuşmamı engelledi.
" Biraz erkek gibi ol. Korkma hemen. Yemezler oğlum seni."
Haklıydı. Erkek gibi davran Usun.
"Tamam. Kaç kişiler? "
Sol eliyle saçını karıştırırken hesaplamaya çalışıyordu.
"Dört. "
Neyseki fazla değiller.
"Nereye gidiyoruz? "
Eliyle yoldan geçen taksiyi durdurdu.
"Gidince görürsün. "
Taksiye binince şoföre benim anlamadığım bir adres söyledi. Yol boyunca çeneme hakim olamayıp arkadaşları hakkında soru sorsamda söylemedi. Benim tanıyarak yorum yapmam daha iyi olurmuş.
"Geldik."
Parayı beraber ödemek için ısrar etsemde onun davetlisi olduğumu söyleyerek kendi ödedi. Bende fazla ısrar etmedim zaten. Ne kadar beni erkek sansa da erkek olan oydu.
"Hadi."
Bir kafeye girince bende peşinden gitmek zorunda kaldım.
Kafede hiç yaşlı birisi yoktu. Zaten kafenin dizaynı bile gençler içindi. Genelde koyu renkler kullanılmış ve rahat bir yer yapmışlardı. Sandalyeler yerine oldukça yumuşak olduğu belli olan koltuklar kullanılmıştı.
Reha kafenin son kısmına kadar yürüdü. İleride kanepelere dizilmiş üç kişi oturuyordu. Doğrusu oturmuyorlardı bildiğin yayılıyorlardı.
"Toplanın."
Reha onlara seslenince hiçbiri kımıldamadı. Aksine daha çok yayıldılar.
"Ha ha çok komik. "
Diğerleride hafifçe sırıttı.
"Bu kim?"
Boyattığı belli olan kırmızı kafa eliyle beni gösterdi. Gözleri mavi renkti ve neredeyse düşecek gibi oturuyordu .
"Tanıştırayım. Usun."
Kızıl saçlı elini kaldırarak selam verdi. Yüzünde ufak bir tebessüm bile olmadı. Suratsız . Yine de sert yüz hatlarıyla yakışıklı olduğunu unutmamak gerek.
"Berk."
Ardından yanındaki en düzgünleri gibi duran çocukta selam verdi . Gülümseyince oldukça sevimli olmuştu. Berk'in aksine yırtık dar pantolon giymemişti ve zincir yoktu.
"Eren."
En sonda dikkatle beni inceleyene sıra geldi. Siyah dalgalı saçları vardı. Kulağının birinde küçük, siyah yıldız şeklinde küpe vardı.
"Ulaş. "
Kaşlarımı çatarak ne yaptığını anlamaya çalıştım. Fakat o inatla bakmaya devam etti.
"Dört kişi dememiş miydin?"
Bizde yerimize oturunca Reha'ya sordum.
"Erim her zaman geç kalır. "
Başımı anladım anlamında sallayarak önüme dönünce Ulaşla göz göze geldim. Neye bakıyordu bu?!
"Gay misin?"
Sorum üzerine bunu beklemediği belli olan Ulaş şaşırırken Berk kahkaha attı. Eren kendini tutmaya çalışsa da o da en sonunda patladı.
"Kesin lan."
Ulaş susmaları için seslensede gülmeye devam ettiler.
"Gay değilim ben! "
Hee hee.
"Niye dik dik bakıyorsun o zaman? "
Gözlerimi kısarak ona baktım.
"Çünkü seni daha önce görmüş gibiyim."
Nereden görmüş olabilirki?
"Yok be yanlış görmüşsündür ."
Kollarını birleştirerek geriye yaslandı.
"Bende tam onu düşünüyordum."
Düşünme ya düşünme!
"Reha bize hiç bahsetmedin Usun'dan?"
Eren gülümseyerek bana bakıyordu. Çok tatlı biri olduğunu şimdiden anlamıştım.
"Dün tanıştık zaten."
Berk tek kaşını kaldırarak bize baktı. Şüpheli gibi hissettirmesi normal mi bunun?
"Dün tanıştığın biri? Bize kardeşim diye anlattığın? "
Reha cidden farklı birisi fakat kendimi ona yakın hissediyordum.
"Gerçekten iyi birisi. Sizde seversiniz diye düşündüm. "
Ulaş birden yerinden kalkıp yanıma geldi.Tam soluma oturdu. Tekli koltukta oturuyordum fakat genişti. Yani Ulaş yanıma otursada sıkışık durumdaydık.
" Rahat mı battı ?! "
İfadesizce sağ elini omzuma koyarak yüzüme yaklaşmaya başladı. Diğerleride benim gibi şaşkınlardı.
"Hatırladım. "
Sinsice sırıtmasıyla iyice korkmuştum.
"Ulaş gay mi oldun lan?"
Yanımıza gelen kişiyle hepimizin bakışları ona döndü. Göz göze gelmemizle sertçe yutkundum. Bu kadar tesadüf fazla değil mi?
"Erim de geldiğine göre grup tamamlandı. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimin Umrunda?
Humor"Usun nereye?!" Nihayet dışarı çıkıp temiz hava alınca az da olsa sakinleşmiştim. Nasıl giderim burdan diye etrafa bakarken arkamdan koşan Erim'i gördüm. "Cehennemin dibine!" Nefes nefese yanıma geldiğinde ona aldırmayarak kenardan yürümeye başlad...