Umrunda olmadığını söylerken bana bakması içimde birşeyleri hareket ettirdi . Ne olduğunu bilmeden gözlerimi bende ona diktim.
İkimizde hiç bir şey söylemeden bakıyorduk ve bu durumdan şaşırtıcı bir şekilde korkmuyor yada utanmıyordum.
Sadece neden böyle baygın bakışlar attığını merak ediyordum. İçkiden olduğunu sanmıyordum çünkü bu bakış daha farklıydı.
Ufak bir acı geçtiğini görür gibi oldum gözlerinden. Kaşlarımı hafif çatarak anlamak için uğraştım. Sanki biraz daha zorlasam tüm yaşadıklarını görecektim. Fakat Berk buna izin vermeden gözlerini sıkıca kapatarak bekledi. Sinirli miydi gergin mi yoksa üzgün mü?
Gözlerini geri açtığında bana bakmadan yerinden kalkarak kapıya doğru yürüdü.
Peşinden gitmek istesemde bunun tuhaf kaçacağını bildiğimden sıkıntıyla yerime sindim. Daha tanışalı birkaç saat olmuş ve neredeyse hiç konuşmamıştık bile.
"Gruba yeni kişi katılmış gibi görünüyor. "
Yuvarlak yüz hatlarına sahip, sarıdan turuncuya kaçan saçlarını omzundan arkaya atan bir kadın benim yanıma yaklaşıyordu. Abartılı göz makyajı ile dikkat çekiyordu.
Gece mavisi mini elbisesinin yukarı çıkmış olmasını önemsiyor gibi durmuyor aksine bacaklarını göstermekten zevk alıyor gibi duruyordu.
"Biz de sen gelmeyince öldüğünü düşünmeye başlamıştık."
Erim kadına umursamaz bir bakış atıp bana döndü ve bardağını kafasına dikti.
Ulaş'a baktığımda ise çoktan yanımızdan gitmiş başka kızlarla takıldığını gördüm. Onu takmayarak gözlerim Eren'i aradığında bir yere gittiğini fark ettim. Haber vermeleri gerekmez miydi en azından? Erkekler birbirlerine karşı böyle mi davranırdıki? Gerektiğinde kardeşim diye omuz omuzayken birden gitmeleri? Biz kızlar mutlaka herşeyi anlatırdık değil mi? Yani daha önce hiç yakın arkadaşım olmadığı için tam olarak bilmiyorum ama okulda kızlar dedikodu yaparken duyuyordum.
"Olur mu öyle şey ? Siz gelmişsiniz ve uğramayacak mıyım? "
Kadın kulak zarımı yırtmak istercesine kahkaha attı. Yüzümü buruşturup refleksle sağ elim kulağıma gitti. Kadın bana bakıp tekrar gülünce hemen elimi indirdim.
"Bu çok tatlı birşeymiş. Adın ne?"
Yanıma oturup dibime girdi. Neredeyse kucağıma çıkacak gibi oturup bacak bacak üstüne attı. Elini omzuma koyup yüzümü incelemeye başladı.
"Usun."
Kız olduğumu anlayacak diye ödüm koparken, öksürerek ondan uzaklaşmak için yana kaydım.
"Daha önce hiç duymamıştım."
Benim uzaklaşmam onu etkilemediği gibi daha fazla dibime girdi. Elini yanağıma getirip okşamaya başlayınca korku içinde gözlerim açıldı.
"Bende duymamıştım. "
Erim'e gözlerimle kadını işaret edip yardım etmesi için dürtüyordum. Fakat Erim hiç takmadan gülerek bizi izliyordu. Resmen benimle dalga geçiyordu.
"Utangaç bir erkek ha? "
Bir anda yanağımı sulu bir şekilde öpünce, midemin ağzıma geldiğini hissettim. Hızlıca ayağa kalkarak sert olup olmamasına önem vermeden onu ittim.
Gitmeden önce son kez Erim'e dönüp baktığımda benim tam aksime sırıtması onu öldürme istediğimi ortaya çıkardı. Kaşlarımı o kadar çok çatmıştımki ağrımaya başlaması oldukça normal gelmişti. Ben tüm bu olayları yaşarken Reha etrafı görmeden telefonuyla uğraşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimin Umrunda?
Humor"Usun nereye?!" Nihayet dışarı çıkıp temiz hava alınca az da olsa sakinleşmiştim. Nasıl giderim burdan diye etrafa bakarken arkamdan koşan Erim'i gördüm. "Cehennemin dibine!" Nefes nefese yanıma geldiğinde ona aldırmayarak kenardan yürümeye başlad...