"Beni orada öldürseler hiçbirinizin haberi olmazdı. Bu yüzden saçmalamayı bırak."
Ona yüklenmemin doğru olmadığını biliyordum çünkü o Erim gibi yapmamıştı fakat dediğimde haklıydım. Hiç umursamamışlardı bile.
"Hayır hayır. Öyle değil dostum. Telefonda onunla konuşuyordum geç farkettim. "
Reha'ya karşı yumuşasam da henüz içeride yaşadıklarımın etkisinden çıkamamıştım. Lanet olsun! Az önce bir kızla resmen! Düşüncesi bile intihar etmeme sebep oluyordu.
"Herneyse artık görüşmeyelim. Rahat bırakın beni. "
Yaslandığım duvardan kalkarak hızlı adımlarla Reha'nın yanından geçtim.
"Usun bekle. Ne demek artık görüşmeyelim? Biz arkadaşız."
Peşimden gelirken beni ikna etmek için çabalıyordu... Boşunaydı.
"Arkadaşım olamazsınız siz. Böyle arkadaşlık olmaz tamam mı!?"
Koşmayı bırakıp aniden arkama döndüm.
"Gelme peşimden daha fazla! "
Kendimi daha fazla tutamayarak ona bağırmamla irkilerek durdu. Olduğu yere çakılmış gibiydi. Üzgün olduğunu görebiliyordum fakat yalnız kalmam lazımdı.
Yalnız kalıp olanları düşünmem, hazmetmem gerekiyordu.
Bu yüzden sonunda önüme çıkan taksiye atlayarak gideceğim yeri söyledim. Bir an önce buradan çıkmak istiyordum.
Ve en güzel düşünme yeride kayalıklar olduğu için oraya gitmek istemiştim. İnsanı sakinleştiriyordu.
Acaba ben gittikten sonra diğerleri ne yapıyordu? Hala içeride eğleniyorlar mıydı? Neden beni umursayacaklardı ki?
Mutlaka eğleniyorlardır. Şuan sokağın ortasında duran ve gözlerimin içine içine bakan Berk de birazdan o yere geri dönerdi zaten.
Ya da biraz ilerde bar gibi olan yerin önünde duran Erim de gider kendine bir kız bulurdu.
Sonuçta Usun kimdi ki onlar için? Bir gün bile dolmadan tanıştıkları kız. Yada onlara göre erkek.
"Geldik abi."
Hemen hemen benim yaşıtım gibi gözüken taksiciye yandan bir bakış attım. Erkek gibi olmaktan ilk defa bu gece utanmıştım. Hemde çok...
Sesli bir nefes verdikten sonra cebimden para çıkarıp oğlana uzattım.
Kendimi hızla taksiden dışarı çıkarttım. Hava karanlık olsada şuan bunu takmayacak kadar mutsuzdum.
Hemen bir kaya bulup üstüne oturdum. Rüzgardan hafif bir ürperti gelince titrememe engel olamadım. Ama kışın doğmuştum ve bu yüzünden soğuğu seviyordum.
"Çok mu kötü? "
Arkamdan gelen sesle yüzümdeki gözyaşlarını hızlıca sildim. Kimsenin beni ağlarken görmesini istemiyordum. Hemen içlerinde acıma duygusu oluşuyor ve bilmedikleri hâlde teselli etmeye çalışıyorlardı.
"Ne kötü? "
Arkama dönmeden denize bakarken o, yanıma oturmuştu. Başımı hafifçe yan çevirip ona baktım. Sesi gibi yüzü de çok tatlı bir kızdı. Benim yaşlarımda duruyordu.
"Yaşadığın olay?"
Kaşlarımı çatarak kafam karışmış şekilde ona baktım. Sarıya çalan saçını eliyle bir omzunda toplayarak rüzgardan uçuşmasını engelledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimin Umrunda?
Humor"Usun nereye?!" Nihayet dışarı çıkıp temiz hava alınca az da olsa sakinleşmiştim. Nasıl giderim burdan diye etrafa bakarken arkamdan koşan Erim'i gördüm. "Cehennemin dibine!" Nefes nefese yanıma geldiğinde ona aldırmayarak kenardan yürümeye başlad...