"Sen?"
Adının Erim olduğunu öğrendiğim parkta çarptığım taş varlık eliyle beni göstererek anlamaya çalışıyordu. Kesin beni hatırlamıştı.
"Merhaba Usun ben."
Yalanımı belli etmemesi için ona gülümserken Ulaş araya girdi.
"Sizde mi daha önce karşılaştınız?"
Hala yanımda oturan Ulaş'a dönerek sinirle elini omzumdan çektim.
"İkinizlede daha önce karşılaşmadım ben! "
Erim bir adım atarak önüme geldi. Başımı kaldırarak ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırken birden Ulaş'ı kolundan tutup kaldırdı .
"Burada ben oturuyordum!"
Erim omuz silkerek yanıma oturunca Ulaş oflayarak eski yerine geçti. Şuan resmen diken üstünde oturuyordum.
"Saçına ne yaptın? "
Ulaş sırıtmış benim vereceğim cevabı beklerken Reha,Berk ve Eren olayları anlamak için dikkatle bizi izliyorlardı.
"Neden bahsediyorsunuz? Biri bize de açıklasa..."
Reha'ya dönerek gülümsedim.
"Biz onunla geçen karşılaşmıştık. "
Yalan üretmeye çalışıyordum.
"Evet bana çarpmıştı."
Kız olduğumu söylememesi için birşeyler yapmam gerekiyordu.
"Anladım. "
Reha gülümseyince olay kapandı diye düşünüyordumki Berk araya girdi.
"Peki saçın? "
Ona katilin olacağım bakışımı atarken ağzımı aralamıştımki Erim konuştu.
"Geçen saçı biraz(!) daha uzundu da ."
Biraz kelimesine bilerek baskı yapmıştı.
"Hemen de hatırlarmış..."
Sahte olduğu belli olan gülümsememle ona baktım. Pis pis sırıtarak bana bakıyordu.
"Yalnız dikkatle bakınca...Sanki kıza benziyorsun."
Berk sandığımdan akıllı çıkmıştı.
"Hepiniz niye üstüme geliyonuz lan! Anladım istemiyorsunuz beni. Gidiyorum ben!"
Erkek gibi konuşayım derken kaba oldum sanki. Yok ya ne kabası kibarım ben.
"Otur yerine."
Yerimden kalkarak gitmeye çalışıyordumki Erim ile Reha'nın kollarımdan tutup geri çekmeleriyle yerime yapıştım .
"Sende bizim kardeşimizsin artık. Yani gidemezsin. "
Eren göz kırpınca gülümsememe engel olamadım. Al kaçır çocuğu o derece.Ama kardeş oldu mu yaa.
"Sizde bi daha üstüne gitmeyin."
Reha hepsinde sırayla gözlerini gezdirdi.
"Neyse kaç yaşındasınız?"
Yanımdan ses gelmesiyle Erim'e döndüm.
"Eren 20, Ulaş 21, Berk ve Erim 22."
Anladım anlamında başımı salladım.
"Sen kaç yaşındasın?"
Eren'e gülümseyerek cevap verdim.
"On sekiz yaşındayım. "
Erim yandan bana bakarken başımı ona çevirdim.
"Başka yere gitsene sen!"
Diğerleri başka konu hakkında konuştuklarından bizi fark etmiyorlardı. Ulaş hariç.
"Burası iyi."
Kolumla onu itmeye çalışırken kolumu tutup arkasına aldı. Böylece sanki ona arkadan sarılmış gibi duruyordum. Elim sırtındaydı ve bir türlü çekmeme izin vermiyordu.
"Bırak elimi."
Dişlerim arasından tıslayarak sessizce konuştum.
"Rahat dur yoksa herkese gerçeği söylerim. "
Anında elimi çekmeyi bıraktım.
"Pisliğin tekisin."
Alayla güldü.
"Bunu bana ben erkeğim diye herkesi kandıran biri mi söylüyor? "
Tamam iyi laf sokuyordu.
"Tam olarak öyle sayılmaz. "
Ulaşla göz göze gelince hemen başımı öne eğdim. Konuştuklarımızı duymadığından emindim ama ya dudak okuyorsa?
"Ne sayılır peki?"
Ona hiç cevap vermeden Reha'ya döndüm.
"Ben artık gitsem iyi olacak."
Reha hemen kaşlarını çattı.
"Başka yere gidecektik."
Biraz daha burada kalırsam ben kalpten gideceğim ama.
"Evet ama işim vardı. Başka zaman?"
Erim arkadan elimi sıktı ve kulağıma yaklaşıp fısıldadı.
"Hayır şimdi! "
NOT : Arkadaşlar lütfen okuyan beğenebilir mi? Gittikçe beğeniler azaldı ve cidden üzülüyorum. Ayrıca bir iki kelime de olsa, olumsuzda olsa yorum yaparsanız sevinirim. Düşüncelerinizi merak ediyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kimin Umrunda?
Comédie"Usun nereye?!" Nihayet dışarı çıkıp temiz hava alınca az da olsa sakinleşmiştim. Nasıl giderim burdan diye etrafa bakarken arkamdan koşan Erim'i gördüm. "Cehennemin dibine!" Nefes nefese yanıma geldiğinde ona aldırmayarak kenardan yürümeye başlad...