twenty one

243 23 3
                                    

Harry

   Yatağın karşısındaki duvarı kaplamış aynada son rütuşlarımı yapıyordum. Beyaz gömleğin yakalarını düzelttim, kol düğmelerine son kez baktım. Sandalyenin üzerinde duran simsiyah ceketi dikkatlice üstüme geçirdim. Siyah rugan ayakkabılarım, siyah takımım, beyaz gömleğim... Her şeyim tamamdı. Saçlarımı geriye doğru atarak derin bir nefes aldım.
   Banyonun kapısı açıldığında, sevgilimin hazırlandığını anlamıştım. Ceketimin üzerindeki tozları elimle temizledim. Topuklu ayakkabısının sesleri küçük odada yankılanmaya başladığında, heyecanla başımı kaldırdım.
''Evel-''
   Devam edemedim. Tek bir kelime daha çıkmadı dudaklarımdan. Ne diyebilirdim ki? Söyleyeceğim hangi kelime, hangi söz gördüklerimi anlatacak kadar büyüleyiciydi? Hangi kelime kalbimi tekleten bu hissi anlatabilirdi?
  Ben bile anlamıyordum kendimi. Yanıyordum. Kalbim tekliyordu sürekli, nefesim kesiliyordu. Avuç içlerim terliyor, vücudum titriyordu resmen.
  Ölüyordum.
  Elleri hafif buklelerle bezenmiş saçlarına gitti, onları yavaşça arkaya attı. Utançtan kızarmış yanakları, dudaklarıma küçük bir tebessüm bıraktı. Utançla eğdiği, benden sakladığı yüzünü yavaşça kaldırdı. Güneş gibi parlayan ela gözleri, yeşillerime dokundu. Kırmızı dudakları tüm odağımı kendi üzerine topladı. Dudaklarım sızım sızım sızladı.
O kırmızı dudakları öpmeliydim.
  Gülümsedi, inci dişlerini gözler önüne serdi.
"Güzel olmuş muyum?"
  Gözlerimi şaşkınlıkla kırpıştırdım. Yavaş ve sakin adımlarla ona yaklaştım.
Ben avcıydım. O ise benim gözüme kestirdiğim küçük ceylanım.
"Güzel mi? Ha-harika gözüküyorsun."
  Elimi uzattım. Küçük bir kahkaha ile ellerimizi birleştirdi. Bana doğru bir adım attı ve bakışlarım büyük bir detaya takıldı. Kocaman olmuş gözlerimle ela gözlere bakakaldım.

 Kocaman olmuş gözlerimle ela gözlere bakakaldım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  Uzun bir süre sessizce kaldık. Evelynn, soran bakışlarıyla ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"O neydi?"
"Ne neydi?"
  İnce parmaklarıyla saçlarını tuttu ve telaşla etrafına bakındı. Sessizce geri çekildim. Ve elimle bana doğru yürümesi için işaret yaptım. Gördüğüm şeyden emin olmam lazımdı. Bir adım attı ve sol bacağı çırılçıplak bir şekilde karşımdaydı.
"Elbisen.." dedim. Sakinleşmek için burun kemerimi sıktım. "Elbisen yırtılmış."
   Derin bir kahkaha dudaklarından firar etti. Yaklaştı, ayaklarımız birbirine değdi. Elleri kemerimde dolaştı, gömleğimin düğmelerine değerek yavaşça yukarı tırmandı.
Bende bıraktığı etkinin farkındaydı. Bundan hoşlanıyordu ve bunu kullanmaktan hiç geri durmuyordu.
"Bu elbiseyi senin için seçtim sevgilim. Geçireceğimiz, beraber geçireceğimiz, gece için."
  Tek kelime etmedim. Çünkü çoktan ikna olmuştum ve o bunu biliyordu.
Onu gördüğüm andan itibaren yapmak istediğim şeyi gerçekleştirdi, dudaklarıma tutkulu bir öpücük kondurdu. Benden uzaklaşamadan onu yakaladım ve bitmesini istemediğim anı uzattım.
"Hadi, gidip güzel bir gece geçirelim."

  Arabadan indiğimizde Evelynn'in hayran bakışları etrafta, erkeklerin hayran bakışları ise Evelynn'in üzerinde dolaştı.
Sıktığım dişlerimin gıcırtısının 50 kilometre öteden duyulabileceğini düşünüyordum.
   Derin bir nefes aldım. Sevgilimin yanına geçtim ve kolumu bükerek, bakışlarımı ona çevirdim. Büyük bir gülümseme bahşetti, çantasını diğer eline alarak zarifçe koluma girdi. Restoranın girişine doğru ilerledik. Girişte duran genç oğlan, paltolarımızı aldı. Evelynn gördüğü ilginin memnuniyetle içten bir teşekkür etti.
"Harry Styles adına masa ayırtmıştık."
   40 yaşlarındaki kadının bakışları bilgisayarda dolaştı. Büyük bir gülümsemeyle bize döndü.
"Size masanıza kadar eşlik edeyim efendim."
   Işıklarla, küçük yıldızlarla süslenmiş geniş bir koridordan geçerken, Evelynn sanki ondan yeterince etkilenmemişim gibi eğilerek kulağım bir şeyler fısıldadı.
"Burası gerçekten çok güzel. Ne kadar para ödediğini düşünemiyorum."
"Sen mutlu olacaksan daha fazlasını verebilirim. Çok daha fazlasını."
  Merdivenle karşılaştığımızda onu durdurdum. Onda önce çıkarak elimi ona uzattım.
"Ah, çok centilmensiniz." Dudaklarımda serseri bir gülümseme oluştu. Ellerimizi birleştirdik.
"Bu centilmenliğinizin karşılığını ilerleyen zamanlarda alacaksınız."
Ben doğru mu duydum?

   Şaraplarımız, yemeklerimiz hazırdı. Masamız mumlar ve kırmızı güllerle süslenmişti.
Ve tüm Paris, ayaklarımızın altındaydı.
"Manzara çok güzel.."
  Heyecanla ve mutlulukla gözlerimizin önüne serilmiş Paris'i izliyordu.
Dirseklerimi masanın üzerine yerleşti başımı ellerimin üzerine koydum. Karşımdaki güzel kadını izlemeye başladım.
"Evet," diye fısıldadım."... manzara çok güzel."

  Kahkahalarla, kaçamak öpücüklerle gecemizi geçirmeye devam ettik. Birbirimize dair bilmediğimiz her şeyi öğrendik. Hatırlamak istemediğimiz tüm anıları, gülerek andık. Ellerimiz hiç ayrılmadı. Parmakları yüzümde dolaştı, gözlerindeki mutluluğu tüm vücuduma yaydı. Ve bu mükemmel anıyı, bir fotoğrafla unutulmaz kıldık.

  Klasik bir müzik çalmaya başladığında, Evelynn sandalyesini geriye çekerek ayağa kalktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

  Klasik bir müzik çalmaya başladığında, Evelynn sandalyesini geriye çekerek ayağa kalktı. Elini nazikçe bana uzattı.
"Bu dansı bana lütuf eder misiniz?"
  Birkaç kişinin bakışları altında büyük bir gülümsemeyle kalktım. Paris'in gözde çifti olarak camla kaplanmış terasın ortasına doğru ilerledik.
  Ellerim ince beline dolandı. Kızıl kraliçemi kendime doğru çektim. Kolları boynumu sarmaladı, parmakları ensemdeki saçları okşamaya başladı.
"Umarım seni mutlu edebilmişimdir."
"Seninle geçirdiğim bir günde mutlu olmamam imkansız."
  Yüzlerimiz birbirine yaklaştı ve dudaklarımız küçük bir öpücük için birleşti. Ve o anda, çevremizdeki insanların geri sayıma başladığını duydum. Evelynn'i daha çok kendime çektim ve aşıklar şehrinde, aşık olduğum kadını tutkuyla öperek yeni bir yıla girdim. Aramızdaki çekim yüzünden birbirimizden zor ayrıldık. Nefes nefeseydik. İkimizinde dudaklarında büyük bir gülümseme vardı.
"Bizli bir yıl diliyorum sevgilim. Mutlu yıllar."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Psychologist // hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin