eighteen

293 31 9
                                    

''Bence bundan biraz fazla almalıyız.'' diyerek elimdeki twixlerle market arabasına yaslanmış Evelynn'e döndüm. Önce bana, sonra elimdekilere baktı. Yaslandığı yerden ayrılıp raftaki çikolataları işaret etti.
''Şunlardan da alalım.'' Kafa karışıklığıyla önümdeki onlarca çikolataya baktım.
''Şu, şu.'' Kaldırdığı kaşları ve öne çıkan dudaklarıyla bana aynı yeri işaret etmeye devam ediyordu. Suratımdaki aptal gülümsemeyle küçük tavşanıma bakarken yanıma geldiğini fark edememiştim. Rastgele çikolataları seçerken suratında mutlu olduğunu belli eden kocaman bir gülümseme vardı.
''Çikolata iyidir. Bol bol alalım.'' Aldığı çikolatalar market arabasında cipslerin ve krakerlerin yanında yerini buldu. Elimdeki twixleri de diğer abuc cuburların üstüne fırlattı. 
''Hadi gidelim yakışıklı.'' Tekrar market arabasının arkasına geçecekken kalçasının altından kavradım. Lacivert bol montumun içinde kaybolan elleri omuzlarıma sarıldı. Onu market arabasının boş olan kısmına bıraktım. 
 Omuzlarımda duran elleri yanaklarıma kaydı. Bakışlarımız buluştuğunda büzdüğü dudaklarıyla bana kaçamak bir öpücük bahşetti. Kendine rahat bir pozisyon bulduğunda yolculuğumuz başladı. 
  Tüm reyonları teker teker geziyor ve almak istediğimiz her şeyi alıyorduk. Evelynn gördüğü her tatlıyı istiyordu. Daha doğrusu yenilebilecek olan her şeyi istiyordu. İstediği şeyi gördüğünde önce iri yeşillerle döşenmiş kahve gözleri kısılıyor, sonra küçük, pembe ve öpülesi dudaklarını iştahla ıslatıyordu. Elleri sanki uzanabilecekmiş gibi uzun parmaklara sahip minik elleri o rafa doğru uzanıyordu ve izin almak istercesine gözlerimin içine bakıyordu. Hayır dediğimde tüm vücudumu titreten derin bir öpücükle istediği şeyi elde ediyordu. 

  Evelynn ayağa kalktığında raflarda gezinen bakışlarım ona kaydı. Düşmemesi için yürümeyi kestim ve market arabasını durdurdum. Kucaklanmayı bekleyen bir bebek misali kollarını açarak yüzüme bakmaya başladı. Küçük bir kahkaha attım.
  İnce beline sarılan kollarımla eş zamanlı olarak onun kolları da benim omuzlarıma sarıldı. Bacakları belime dolandı. Bütün vücdudum alev aldı. Yüzünü kulağıma yaklaştırırken yanağıma çeneme değen dudakları, değdiği yerde iz bıraktı. Kulağımın altına kondurduğu hafif öpücükle kalbim çığlıklar atmaya başladı. 
  Donmuş yüz ifademin yanında duran tanrıçaya ait yüzü göremesem de gülümsediğini hissediyordum. Sağ eli yavaşça göğsüme doğru kaydı, göğüs kafesimi parçalayan kalbimin üzerinde durdu. Ben daha bana yapılan şeyleri idrak edemezken, kucağımda ağırlık yok oldu. 

''Benden bu kadar çabuk etkilenmene bayılıyorum.'' Taş gibi olmuş vücudumu hareket ettiremiyordum. Bakışlarım küçük kadınıma kaydığında sinsice gülümsediğini gördüm. 
''Sen kötü bir kadınsın.'' Çatılan kaşlarım ve yanan vücudumla markette dolaşmaya devam ettim. Evelynn küçük adımlarını ve market arabasının tekeler sesini duyabiliyordum. İçeceklerin önünde durduğumda kendime gelebilmek adına derin bir nefes aldım. Birden ince kollar belime dolandı. Ve güzel bir ses, çalan şarkıya eşlik etmeye başladı. Çalan şarkının ''Everyday'' olduğunu anladığımda yüzümde acı bir ifade oluştu.
''Cidden mi?'' 
''Her yalnız kaldığımda seni düşünmemeyi beceremiyorum.'' Gözlerimin içine bakarak geri geri giden Evelynn, çoktan dünyanın en anlamsız dans hareketlerini yapmaya başlamıştı. Onu görmezden gelip elime aldığım kolayı market arabasının içine bıraktığımda, elimden tutularak dansa davet edildim. 

  İstemiyor gibi davranabilirdim ama onunla olan her şeyi, onu istediğim kadar çok istiyordum.

  Ne olduğunu anlamadan çoktan hareket etmeye başlamıştım. Önce omuzlarım ve kollarım hareket etmeye başladı. Evelynn küçük ama etkileyici dans figürleriyle devam ederken, ben yapabildiğimin en iyisini yapmaya çalıştım.

  Evelynn etrafında dönüyor, uzun saçlarını savuruyordu. Elleri sürekli havadaydı ve kalçasını nasıl oynatması gerektiği hakkında kesinlikle bir bilgisi vardı. Neyse ki markette bizden başka kimse yoktu. Büzdüğü dudaklarıyla geri geri giderken, kendimi ona çekilirken buldum. Bir araya geldiğimizde, vücudunu kullanmaya devam ederken elleri göğsümde gezindi. Beni gafil avlayarak hafifçe itekledi. Tekrar elleri havalandı ve benden biraz uzaklaştı. Yaptığım hareketler ona kahkaha attırıyordu. Şarkı sona yaklaştığında,onu arkasından yakalarak kollarımın arasına hapsettim. Gülüyordu ve nefes nefeseydi. Başımı eğerek güzel yüzüne baktım ve her bir ayrıntıyı hafızama sakladım. Dudaklarım boynuna tutkulu bir öpücük kondurduğunda, hareket etmeyi bıraktı. Çenemi omzuna yasladım ve fısıldadım. 
''Tek isteğim, tek ihtiyacım, açıkçası, sadece sen ve ben.'' 

Psychologist // hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin