Başlama tarihinizi buraya yazabilirsiniz.
İyi okumalar📖
1.Bölüm
"Kübra hadi gel yavrum kahvaltı hazır!" sesi duyuldu içerden. Normalde bu sesi sizler annenizden duyuyorsunuz değil mi? Evet dediğinizi duyar gibiyim ama bu benim için geçerli değil çünkü ben daha annemi hiç görmedim .Ne garip değil mi sizi doğuran ,dokuz ay karnında taşıyan kadını tanımamak?
"Tamam baba geliyorum!" dedim bende sesim içeri duyulacak kadar yüksek sesle. Saçımı düzelttim makyajıma son kez baktıktan sonra yere koyduğum çantamı alıp kapıyı açtım ve evin çelik kapısının yanına çantamı gelişi güzel fırlattıktan sonra hemen kapının karşında ki mutfağa geçtim.
Mutfağımız küçüktü ve bizim gibi iki kişi için gayet idealdi. Mutfak dolaplarımız beyazdı ve iki kişilik masamız ve sandalyeler de beyazdı.
"Ne zaman çıkacaksın baba?" dedim babamın yüzüne bakarak .Babam çok yakışıklı bir adamdı ve ben ona hiç benzememiştim. Babam kumralken ben esmerdim mesela, babam ela gözlüyken benim göz rengim koyu kahveydi. Ne kadar babama ben kime benziyorum diye sorsam da bana hiç cevap vermiyordu.
"Yemek yiyince çıkacağım sende sofrayı topla öyle çık tamam mı ?"dedi bende kafamı salladım.
Babam elini cebine götürüp para çıkardı ve bana uzattı. Elinde ki parayı aldım ve cebime koydum. Babam hafta başları bana yirmi lira verirdi ve bu parayla idare etmem gerektiğini söylerdi. Tabi ki kantinden alışveriş yapmam için değil ihtiyaçlarım için kendi biriktirdiğim parayla almam için verirdi parayı .Param bittiği zaman da veriyordu ama ben genelde paramı biriktiriyordum.
Sofradan kalkıp ekmek kestim ve içine peynir sürdüm ve üstüne ceviz attım. Ekmeği buzdolabı poşetine koyup poşetin ağızını kapattım sonra buzdolabından elma aldım ve onu da buzdolabı poşetine koydum kapının yanına koyduğum çantamı küçük bir gözüne koydum.
"Kızım ben çıkıyorum bir şey olursa ara beni ya gelirim ya birini yollarım." dedi ve yüzümü avuçladı ve anlımı öptü. Kapının zili çalınca açtım .Babamın askerlerinden Muammer ağabeydi.
"Günaydın Muammer ağabey." dedim yüzümde tebessümle.
"Günaydın küçük hanım. Günaydın Komutanım." Dedi o da bize tebessümle. Muammer ağabey yirmi sekiz yirmi dokuz yaşlarındaydı. Bordo bereli Astsubaydı ama tam olarak rütbesini bilmiyordum.
"Görüşürüz kızım" dedi babam ve evden tüm gösterişi ve üniformasıyla çıktı. Bende mutfağa geçip orayı topladım ve bulaşıkları makineye koydum. Babamın asker olmasının en güzel yanı erkenden kalkması ve beni de kaldırmasıydı bu huyundan dolayı bir kere bile okula geç kalmamıştım.
Banyoya gidip son işlerimi de hallettikten sonra banyodan çıktım. Ayakkabılıktan ayakkabımı aldıktan sonra ayağıma geçirdim. Çantama eğilip elime aldım ve tek omzuma taktım. Kapıyı çekip kitledim ve binadan çıktım.
Durağa yürüdüm cüzdanımdan otobüs kartını çıkardım. Cüzdanımı tekrar çantama attım ve durağın demirine dayanıp şarkı mırıldanarak otobüsü beklemeye başladım.
On, on beş dakika sonra otobüs geldi ve kart basıp bindim boş koltuk görünce avına saldıran aslan edasıyla hızla gidip kendimi koltuğa attım. Kafamı cama yaslayıp kitap çıkarıp okumaya başladım.
"Hangi kitabı okuyorsun?" yanımda oturan kişiyi görmek için kafamı o yöne çevirdim .Bizim sınıftan Mustafa'ydı. Kitabı kapatıp kapağını ona çevirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞİNA (Düzenleniyor )
Adventure"Kübra hadi gel, kahvaltı hazır!" sesi duyuldu içerden. Normalde bu sesi sizler annenizden duyuyorsunuz değil mi? Evet dediğinizi duyar gibiyim ama bu benim için geçerli değil çünkü ben daha annemi hiç görmedim .Ne garip değil mi sizi doğuran ,dokuz...