Keyifli okumalar 💜🌌
~~~
16.Bölüm
~~~
***
Kasım 2019
2 Hafta Sonra
Sınav haftası gelip çatmış Allah içimizdeki huzur ve mutluluk kırıntılarını bir bir bizden almış can veriyor gibiydik. Sınav haftasının yüzü suyu hürmetine geceleri hiç uyumuyor, gündüzleri evden, okula koşturup duruyordum.
Dün gece çıkardığım edebiyat notunu trilyonuncu kez okumaya başladım. Hepsini ezberlemiştim ama bir yerlerde eksikler var gibiydi ve emindim ki hocalar o eksik olan şeyi soracaktı.
Hakan’ın sesi geldi arkadan “Kaan, şu konuyu anladın mı la?” Hakan tüm derslerde hepimizden iyiydi ve bunu ders çalışmadan yapabiliyordu. En zor konular tek seferde anlıyordu ama kolay olan konuları anlamakta zorluk çekiyordu ama o konuları da çok çabuk anlıyordu.
“Edebiyat ve benim bir araya gelmem için edebiyat diye bir şeyin olmaması lazım.” Kaan tam bir sayısalcıydı. Hunharca matematik ve fizik çözebilir ama edebiyat ve tarih sınavı gelince can çekişirdi.
Hakan, Kaan’dan umduğunu bulamayınca benim omzuma vurmaya başladı “Kübra bu konuları yarım saatte nasıl ezberleyebilirim?” Gözlerimi devirip arkaya döndüm.
“Yumurta çıkışa geldi, senin aklına yeni düştü çalışmak.” Hakan omuzlarını silkerken yanımda oturan Tuğran da arkaya dönmüştü. Aramız iyiydi baya onunla. Hakan ile aralarında olan ,nasıl olduğu hakkında hiç bir fikrimin olmadığı, atışma bitmiş bizimle takılmaya başlamıştı ama benim içimde garip bir his vardı ve mesafeli duruyordum Kaan ve Hakan gibi gelmiyordu bana.
“İki aydır öğrenemediğini yarım saatte öğrenebilmek için vahiy inmesi lazım.” Kaan Tuğrul’a hak verip konuştu.
“Ki bu gerzek onu da aklında tutamaz.” Hakan ensesine sert bir şekilde vurdu. İçimizdeki şamar oğlan Kaan'dı ne yazık ki. O kadar vuruyorduk ki bu yüzden beyninde nöron sayısı ciddi bir düşüşe geçmişti.
“Aklımda tutamazsam kopya çekerim!”
Ben konuştum bu sefer “Kelebek sistem oluyor sınavlar hatırlatmak isterim. Birlikte çekemeyiz. Herkesin kopyası kendine.”
“Sizden isteyen kim? Okuduğun notu versen ben onu minicik bir kâğıda yazar çekerim.” Arkama dönüp el hareketi çektim ve tekrar önüme dönüp okumaya koyuldum. Biliyorum sınav haftası inekliğim tutardı ve herkes bana gıcık olurdu.
“Canını istesek verir, notunu istesek canımızı alır!” Hakan olayı mükemmel şekilde özetledi, sağ olsun.
Kapı çalınca sınıfın içindeki duyanlar kafasını oraya çevirdi. Herkes bir buçuk ay yatmış son gün yüksek not almak için savaş veriyordu bu yüzden büyük bir uğultu sınıfı kaplıyordu.
Kapı açıldı ve içeri nöbetçi girip kağıdı hocaya uzattı ve hızlıca sınıftan çıktı. Sınavları kelebek sistemde oluyorduk ve her sınav yerimiz değişiyordu.
“Çocuklar kağıdı buradan veriyorum herkes sınıfını ve sırasını düzgünce not alsın!” hoca gırtlağını patlattı ama çoğu kişi kaile bile almadı. Bizim sıranın ,duvar kenarı, en önündekilere kağıdı verip tekrar yerine geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞİNA (Düzenleniyor )
Adventure"Kübra hadi gel, kahvaltı hazır!" sesi duyuldu içerden. Normalde bu sesi sizler annenizden duyuyorsunuz değil mi? Evet dediğinizi duyar gibiyim ama bu benim için geçerli değil çünkü ben daha annemi hiç görmedim .Ne garip değil mi sizi doğuran ,dokuz...