İyi okumalar <3
Bölüm sonunda fikirlerinizi bekliyorum...
~~~
14.Bölüm
~~~
Babamın spor malzemelerinin olduğu odaya girdim . Bu odaya genelgede babam girer sinir atar ve çıkardı. Şimdi sıra bana gelmişti. Aklımı kurcalayan onca şeyi atmak için kum torbası yumruklayacaktım.
Elime bandaj sarıp bir kaç ısınma hareketi yaptım. Hoparlöre bağlandığım telefondan müzik açıp kum torbasının yanına ilerledim.
Kum torbasına attığım yumrukları aslında çaresizce geçirdiğim günlere, babam göreve çıkınca yalnız başıma kalıp yorgana sarılıp ağladığım gecelere ,milli bayramlarda herkesin ailesi fotoğrafını çekerken benim en arkada gözümle babamı aradığım bayramlara ,annemin bizi, beni bırakıp gittiği günlere atıyordum. Çocukluğuma atıyordum o yumrukları.
Hakan'ın annesine şiddet uygulayan adama atıyordum. Annesi gözleri önünde öldürülen, dövülen çocuklara atıyordum. Kadınlara, çocuklara tecavüz eden ,öldüren ,döven ,küçümseyenlere atıyordum.
Hırs ,sinir, öfke iliklerime kadar işlemişti. Bir kaç yumruk daha atıp ardından tekme atmaya başladım. Göz yaşım terimle karışmıştı. Kum torbasını durdurup kollarımla etrafını sardım. Göz yaşlarım akıp giderken ses çıkarmamaya çalışıyordum.
Kapı açıldı ve içeri babam girdi.
"Kızım, kendini bu kadar üzecek ne oldu?" Ne olmadı ki? Belki başkası için basit ama benim için fazlaydı bu yaşadıklarım.
Anlımdaki teri havluya silip anlıma yapışan saçlarımı arkaya atarken konuştum "Sinirlendim." Kaşları çatıldı babamın.
"Neye sinirlendin bu kadar?" nasıl söyleyebilirdim ki anneme ne oldu? Anneme ne dolduğunu bana neden söylemiyorsunuz ? Babamı kırmak en son isteyeceğim şeydi .
"Okulda bir kaç şey oldu, kafam pataklamak üzereydi bende 'neden benim kafam patlasın kum torbası varken' dedim geldim buraya." Babam gülüp kafasını eğdi.
"Anlatmak ister misin ?" dedi anlayışla. Kafamı salladım.
"Çok önemli değil ya. Ben kafama çok takıyorum galiba." Babamın inanmadığı her halinden belliydi. Ben olsam bende inanmazdım. Kendini yere atıp konuştu.
"Kızım. Cancağzım. Bana her şeyi anlatabilirsin biliyorsun değil mi?" Eliyle etrafımızı gösterip konuşmaya devam etti "Bak bu odaya , bu eve kim var bizden başka? Bir ikimiz. Biz her zorluktan seninle birlikte çıkacağız güzel kızım. Hayat üstümüze gelecek biz ona karşı hep direneceğiz. Biz seninle güçlüyüz. Şimdiye kadar direndik bundan sonrada direniriz."
Ayağa kalkıp babamın yanına gidip boynun kollarımı doladım. Yanağımdan öpüp yanına oturttu. Kafamı göğsüne koyup omzuma elin attı bende kolumu beline sardım.
"İyi ki varsın. İyi ki babamsın." Saçlarımın üstünü öpüp konuşmaya devam etti .
"Sende iyi ki benim kızımsın. Sen olmasan buralara zor gelirdim ben. Her başarılı erkeğin arkasında kadın vardır derler ya. Benim arkamdaki kadın sen oldun." Babamı her zaman desteklemem gerektiğini daha küçükken öğrenmiştim. Çocukluğumda bile bunun bilincinde olup ona göre davranmış. Çocukluğumu tam yaşayamamıştım.
"Annenin yokluğunu ilk fark ettiğinde daha beş yaşındaydın o zamanlarda bile göz yaşını tutup bana 'Sen varsın, annem olmasa da olur' demiştin. Daha küçüktün kızım beş yaşındaydın." Hatırlıyordum o günleri. Babam beni parka götürmüştü Şırnak'tayken anneleri ya da ablalarıyla lojmanın parkına gelen çocuklar görünce sormuştum. Aldığım cevap hem beni hem babamı üzmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞİNA (Düzenleniyor )
Adventure"Kübra hadi gel, kahvaltı hazır!" sesi duyuldu içerden. Normalde bu sesi sizler annenizden duyuyorsunuz değil mi? Evet dediğinizi duyar gibiyim ama bu benim için geçerli değil çünkü ben daha annemi hiç görmedim .Ne garip değil mi sizi doğuran ,dokuz...