Öncelikle herkese gene merhaba. Bu bölümü Ece'ye ithaf ediyorum. Sonra Medyamızda tanıtım videomuz var!! Videoyu yapan:Elfsun'a çok teşekkür ederim.
Bir Cuma klasiği Rasim hocanın bize çektiği nutuktur. 12 yıldır şu okuldayım her Cuma aynı konuşma arada bir değiştirin şu nutuğu artık kimse dinlemiyordu bile.
''Bundan dolayı size güveniyor ve size inanıyorum!''
Herkes tabikide kendini padişah sanan Rasim hocayı alkışladı. Alkışlamassak bize kızardı çünkü. Rasim hoca tamam dağılın dediğinde herkes servislere dağıldı koşarak kendi yerime geçtim bu yerde çoğu kişinin gözü vardı bunu çok iyi biliyordum.
Servisten evin önünde indim evde genelde kimse olmazdı. Annem gelmezdi çünkü geldimide gidici hep hep acele işi... Böylede şiir bilgimi gözler önüne seriyorum. Şaka maka annem hep geç gelirdi eve bazende hiç gelmezdi bende yalnızlığa alışmıştım. Yazlarını anneannem ve dedem bizde kalırdı. Tüm gün Aşk-ı Memnu izleyip dondurma yemiştik. Mükemmel bir yazdı. Ama en önemlisi anneannemin yaz boyunca sokaktan bulup beslediği bir kedimizin olması. Zübük. Adıyla uyumlu Zübük. Zübük adını anneannem bulmuştu çünkü arsızın tekiydi bu kedi. Ve benden nefret ederdi bende ondan. Ama anneannem gidinci birlikte yaşamaya başlamıştık. Kapıyı açtığımda Zübük miyavlayarak bahçeye çıktı bu kedi benden nefret ediyordu kesinlikle. Çantamı kapının yanına atıp yukarıya odama çıktım.
Ben döndüm bebeğim. Pembeye bulanmış odam beni çocuk gibi gösteriyordu biliyorum ama seviyordum odamı. Okul kıyafetlerimi çıkarıp ev şortumu ve askılı badimi giydim. Okul formalarımıda odamda bulunan çamaşır sepetine basket attım. Aslı hoca benide takıma almalıydı.
En sonunda ders çalışmaya başladım.
*
okul yoktu ve kim erkenden kalkmıştı tahmin edin yes me!. Küçük bir küfür mırıldanarak yatağımdan kalktım. Niye ben erken kalkıyorum ya. Seke seke aşağıya indiğimde karşımda Zübüğü gördüm.
''Günaydın karşim.''
''Miyav'' ben bunu sanada diye algıladım. Mutfak ve salon birbirine bağlıydı Zübük salondaki koltuğa geçip oturdu bende mutfağa geçtim. Mutfakta yenilebilecek ne varsa tepsiye koydum zübüğün kabınada mamasını ve sütü koyup içeriye geçtim. Zübüğün kabını koltuğun üstüne koyup tepsime gömüldüm.
''Zübük kumandayı at.'' Dediğimde tabikide kumanda gelmedi çünkü bu bir kediydi ve tembel bir kediydi. Gözlerimi devirip sehpada duran kumandayı alıp televizyonu açtım. Ve işte Aşk-ı Memnu hemde final bölümü. İşte bu, çünkü 18 yaşında bir Alara olmak üşenmeden vazgeçmeden Aşk-ı Memnu izleyebilmektedir.
Behlül kaçar dediğinde gözlerimi devirdim. Bu adamı hala sevememiştim. Zübükse pür dikkat televizyona bakıyordu. Tepsimi sehpanın üzerinde bıraktığımda televizyonla ilgisi yemekler sayesinde kesilmiş bir zübük gördüm. Bu kedi insan olmalıymışta son anda kedi olmuş gibi.
*
O kadar sıkılmıştım ki uzun süredir tuttuğum nefesi verdim. Saat bir gibiydi. Ve ben patlamak üzereydim en sonunda telefonumun çalmasıyla telefonuma doğru koştum.
YahşuklujojukDoruq Arıyor..
Bu ismi kendisi kaydetmişti yoksa böle konuşan biri değildim.
''Kanka evde kim var?'' dedi açar açmaz. Öküz bu çocuk önce naber der insan.
''Kimse kanka ben ve zübük varız ama bizi yaratık olarak sayıyorsun.''
''Gizem, ben ve Mert size geliyoruz karşim havuza girecez.'' Ve telefon yüzüme kapanır.
Evimiz baya büyüktü. Anneannemden kalmıştı sağolsun. Neyse evimizin bahçesinde kocaman bir havuz vardı. Buda demek oluyor ki benim arkadaşlarım havuza para vermez direk bize gelir.
Yerimden kalkarak mavi bikinimi giydim. Dolaptan birkaç tane havlu alıp aşağıya indirdim. Tam ben indiğim sırada kapı çaldı. Ve kapıyı açınca mavi gözlerle karşılaştım insanı derinden etkileyen mavi gözler...
''Fıstığım selam biz geldik.''
''Beni zorla getirdiler yoksa bu salaklarla takılmaya meraklı değilim.'' Dedi Gizem ve Zübüğü kucağına alarak sevmeye başladı.
Zübük insan sevmez demiştim ya. Ben hariç herkesi sever doğrusu onun.
Gizemle zübük sakalaşırken Dorukta ellerinde torbalarla içeriye girdi.
''Kanka bak alışverişte yaptım. Kızma bana diye.'' Torbaları yere koyup kafasını kaşıdı.
Gülerek torbaları mutfağa taşıdım onlarda havuz başına geçtiler. Onlar şakalaşırken bende aldığı hazır patatesleri fritoze koydum. Onları ayarladıktan sonra bende havuz başına gittim. Gizem güneşlenirken, Doruk havuzun içindeydi.
Mert nerde diye düşünürken göbeğimde bir soğukluk hissetmem bir oldu. Kendimi tepede bulunca çığlığı bastım.
''Hayır Mert,sakın bak hayı-''
Dememe kalmadan kendimi havuzda bulmam bir oldu. Ben sudan çıkar çıkmaz, Mert'inde çıkması bir oldu.
''Napıyorsun gerizekalı ya!'' diye bağırdım. Mavi gözlerini gözlerime dikti. Dudaklarınıda büktü. Beni benden aldı insafsız.
Ha bu arada bir ara Mert'e deli gibi aşık olduğumdan bahsetmişmiydim. Tabikide yıllar önceydi bu olay. 5. Sınıfta bana iyi davranıyordu ve bende bunu çocukça bir duyguyla aşk sanmıştım. Ama Mert o ara her hafta biriyle çıkıyordu. Daha sonradan bende arkadaş olmanın daha iyi olduğuna karar vermiştim. Şimdi ise bu haldeydik.
Burnuma koku gelince o an hatırladım ki patatesleri unutmuştum.
''Patatesler!'' Merti ittirerek havuzdan çıktım. Islak ıslak koşarak mutfağa ilerledim. Annem iyiki yoktu be, şu halde içeri girdiğimi görse beni keserdi sanırım. Patatesleri alıp tabaklara koydum. Tepsiye koydum ve havuz başına götürdüm.
Herkes bıraktığım gibiydi zübük yemek kokusunu duyduğu için gelmişti onada biraz koyup masaya geçtim. Gizemde adeta bir Zübük isali masaya geldi. Doruk ve Mert'te masaya geçtiler yemeğe başladılar. Gizem kendilerininki bitirip benimkilerini yemeğe başladığında kaşlarımı çattım.
''Yemesene benim o be.''
''Banane yetmedi bana.'' Dedi ve tabağımı kendi önüne çekti. Dudaklarımı büzdüm. Mert pes edip kendi tabağını verdi. Gülerek yemeğe başladığımda Doruk ağzı açık bize bakıyordu.
''Len sen kimseyle patatesini paylaşmassın yoksa Alara'ya mı aşıksın sen?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Sınıf
Humor"Bu yıl çok çalışmanız gerekecek çocuklar hepiniz çok çalışkansınız, eminim bu yıl hepiniz için çok farklı olacaktı"dediğinde sevgili müdürümüz gözlerimi devirmekle yetindim. Her yıl ki klasik sözler. Gözlerim bana bakan bir çift mavi gözle birleşti...