Sevgilim

4.8K 215 91
                                    

"Günaydın hayatım." Dedi ve yanağıma en ıslak öpücüklerinden bir tane bıraktı.
"Beni şöyle öpme, ayrıca Arda bu sınıfta ve sana pis pis bakıyor."
Evet, Yiğit ile bir haftadır çıkıyorduk ve mutluydum, yanı saninirim.
İlk gün Yiğitten köşe bucak kaçmıştım, oda bu halime gülmüştü. Akşamına kızlar öğrenmişti ve benim kızlarımın öğrenmesi demek tüm okulun öğrenmesi demekti.
Ve okul üçe ayrılmıştı. Birinci grup Yiğitin bana deli gibi aşık olduğunu ve benide zamanla kendine aşık ettiğini ki kim olsa olurmuş. İkinci grup Yiğitin çok yakışıklı olduğunu benim ise Mert'i kıskandırmak için onunla çıktığımı. Üçüncüsü ise benim ne yaptığımın farkında olmadığımı, Yiğitten hoşlandığımı ancak aşık olmadımığı, bir boşluktan kaçış yolu olarak gördüğümü söylüyorlardı. Ve ben içimden bahsimi üçüncü gruba yatırmıştım. Tebrikler üçüncü grup madalyalarını vermek üzere Rasim hocayı sahneye alalım lütfen.
İlk iki gün herkes bize uzaylı gibi bakıyordu daha sonradan hala aynı olduğumuzu fark edip normal yaşamlarına devam etti 12-TMB sınıfı. Hatta Nergis gelip
"Çok şanslısın, acaba sende ne buldu kıyafetlerini nerden alıyorsun?" Bile dedi. Kıza baygın bakışlarımı atıp Ardaya imdat bakışlarımı yaptım. Yoksa o manyağın elinden kurtulamayacaktım.
Arda demişken o şapşal abi gitti ve yerine kavgacı bir abi geldi. Savaşla ilk gün Yiğiti sıkıştırıp tehdit etmeyide unutmadılar.
Tabi ben buna bağırıp çağırmadım aksine güldüm. Bende böyle bir manyaktım.
Ama kısacası bir hafta sonra herkes bize alışmıştı. Hocalar bile.
Yiğit tam bana döndüğü sırada Eslem hoca sınıfa girdi.
"Günaydın çocuklarım Dorukcum tahtayı aç."
Doruk söylene söylene yerinden kalktı ve tahtayla uğraşmaya başladı. Bu sırada şiddetle kapı çaldı ve içeriye kıpkırmızı bir Rasim Hoca girdi.
"O iki moron buraya çıksın, ah biri burdaymış. Diğer moron buraya."
Doruk ne olduğunu anlayamamışken, Mertte yanına çıktı.
Ve Rasim hoca bağırarak konuşmaya başladı. Sınıfta gülememek için kendini zor tuttu.
"Evet Doruk ve Mert siz nesiniz?"
"İnsanız hocam." Dedi Doruk. Sınıf artık kahkasını tutamayıp gülmeye başladı.
"Hayır siz bir mo-ron-sunuz neymişsiniz?"
"Moronmuşuz babacım."
"Okulda labali olma benle. Evet sınıf bu ikisi neymiş."
Sınıf halinde "Mo-Ron" diye bakırdık ayni anda gülüyorduk.
"Bir daha moronlarda katılsın neymişler?"
"Mo-Ron hocam"
"Şimdi sadece kızlar ne bunlar?"
"Mo-Ron"
"Haydi birde erkekler"
"Mo-Ron."
"İki moron neymişsiniz siz"
"Mo-Ron muşuz hocamda niye biz moronuz"
"Ne demek evde telefonumu alıp yabancı ülkeleri aramak. Parasını sizmi ödüyorsunuz!"
Geçen hafta Doruk ve Mert barışmıştı ve bunu kutlamak için gizlice Rasim hocanın telefonunu kaçırıp yabancı hatları aramışlardı. Buda onların kutlama şekliydi tabi. Sınıf kendini tutamayarak gülmeye devam etti. Yiğit bile gülüyordu bu olaya.
"Ama baba bak o bizim şey yani yarışma vardı orayı aradık."
"Ulan haytalar ikinizde cezalısınız okuldan sonra tuvaletleri temizleyeceksiniz."
"Ya baba burası yabancı ülkelerdeki okullardan mı?"
"Ulan bende yabancı ülkedeki babalardan mıyım? İyi dersler Eslem hanım."
Rasim hoca sınıftan çıkınca Mert ve Doruk anırmaya başladılar.
"Aaa bu kadar yeter. Doruk tahtaya dön al şu flaşı hallet işte, Mert oğlum yerine geç!"
Mert gülerek yerine geçti. Doruksa hala olduğu yerde durup gülüyordu.

Dersin bitiminde kafamı sıradan kaldırıp önümdeki Kaan'ı dürttüm.
"Ne var koca kafa."
"Kalk bana çıkolata al."
"Sevgilin alsın."
"Ha sen ha o ne fark etcek aynısınız zaten."
Kaan'ın yanındaki Aycan bana dönüp zekama hayran kalmışçasına baktı.
"Hadi size bir soru sorayım? Capicino ile kapının bağlantısı ne."
Aycan ıylarken Kaan ciddi bir şekilde konuşmaya başladı.
"Acaba Kolpacino ile kolun arasındaki bağıntı ne?"
Aycan kusma taklidi yaparken Kaan ile beşlik çaktık.
"Zeka seviyeniz 0-3 yaş" dedi Yiğit.
"Biliyoruz, sen gidip sevgiline çıkolata alsana."
"O çıkolata sevmez ki."
"Canım istiyor."
"Ya ama sen sevmezsin."
"Ama canım istiyor."
Biz Yiğitle bunun tartışmasını yaparken Kaandan bir şasırma sesi geldi.
"Hıı yoksa?"
'Yoksa ne?"
Kaan dörtümüzü yaklaştırdı ve fısıltı halinde konuşmaya başladı.
"Hamilemisin?"
Kafamı sinirlice kaldırıp ona baktım.
"Ya sen nasıl bir salaksın kanka beni geçtin tebrik ederim."
"Rica ederim." Dedi ve önüne döndü.

Son SınıfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin