1. Bölüm *düzenlendi

14.8K 536 61
                                    

Sabahlamanın ardından mışıl mışıl uyurken üzerime atlayan bir salakla çığlık attım. Doruk'un da uykusu olmalıydı ki, yorganımın altına girmeye çalışıyordu. İzin vermeyip kafasına çok sert olmayacak şekilde vurdum ve yatakta oturur hale geldim. "Beni uyandırıp kendin uyumaya çalışıyorsun, sence ben buna izin verir miyim?" O hiçbir şey demeden başını yastığıma gömerken ben, başımı iki yana sallayıp homurdanarak odadan çıktım ve odamın karşısında bulunan banyoya girdim.

Kısa sürede işlerimi halledip banyodan çıkarken, Doruk hâlâ odamdaysa benden yiyeceği hakaretleri düşünüyordum. Neyseki öyle olmadı, şu an odamda değildi. Omuz silkip kıyafet dolabıma ilerledim ve kapaklarını açtım.

Bugün yeni gideceğim okulun ilk günüydü. Bunda bir sorun yoktu fakat gideceğim okulun erkek lisesi olmasından kardeşlerimin haberinin olmaması beni korkutuyordu. Biraz sonra kahvaltıda söylemek zorundaydım. Tabii ki öyle bir okula gitmeyi bende istemezdim fakat babamın isteğine karşı gelemiyordum. Orası daha disiplinli bir okulmuş ve orada kavga etmeyip daha başarılı olacakmışım, onun deyimiyle. Sanmıyordum, bir insanın huyu kolay kolay değişmezdi.

Dolabımdan siyah bir pantolon ve beyaz bir tişört aldım. Onları giyerken beyaz tişörtün üstüne giyeceğim gömleği dolaba göz atarak seçmeye çalışıyordum. Üstümdeki pijamalardan kurtulup kirli sepetine attığımda, dağılmış olan uzun saçlarımı aynaya bakarak taradım. Hafif bir makyaj ile yüzümü geçiştirdikten sonra seçtiğim siyah beyazlı gömleği giydim ve sırt çantamı alarak odadan çıktım.

Merdivenlerden indiğimde tüm gözler bana çevrildi, herkes kahvaltı masasındaydı. Başlamak için beni bekliyorlardı.

Her zaman olduğu gibi mutlu gözükmeye çalışarak "Canım ailem, günay-" derken sözümü rüzgar abim kesti. Sesini çok özlediğimi fark ettim. Rüzgar abim "Ne istiyorsun?" dedi, bunu derken neredeyse her zaman olduğu gibi ciddiydi. "Ben bir şey istemeyeceğim, sadece açıklayacağım." dediğimde masada kendi yerime doğru yürüdüm ve çantamı sandalyenin başına asarak oturdum. Meriç abim "Kesin sevgili yaptı, eğer öyle bir şey varsa o kişiyi bulup si-" sözünü kocaman olmuş gözlerimle kesip başımı hızlıca iki yana salladım. "Hayır, öyle bir şey yok." İlk defa bu kadar sinirli ve korkmuş görünüyordu, buna anlam veremedim. Sakinleşip başını sallayarak çatalını eline aldı ve birkaç şey yemeye başladı. Rüzgar abim hâlâ bana bakarken gözlerimi ondan kaçırdım ve portakal suyumdan bir yudum aldım. Belki de direkt söylemenin daha iyi olacağını düşünerek tek nefeste hızlıca söyledim. "Ben erkek lisesine gidecekmişim." Gözlerimi kapatıp onlardan gelecek herhangi bir sözü ya da hamleyi beklerken hiçbir şekilde ses çıkmaması garibime gitmişti. Gözlerimi açıp tek tek onlara baktığımda şaşkın görünüyorlardı. Normalde benim öyle bir okula gitmek istemeyeceğimi bildikleri için yüzüme sorar bir ifadeyle bakmaya devam ettiler fakat ilk atak Rüzgar abimden geldi.

"Hiçbir yere gitmiyorsun." dedi, sanki buna o karar veriyormuş gibi. Umursamadan kahvaltısını etmeye devam ederken sesimi sakin bir tonda tutmaya çalışarak cevap verdim. "Ben de gitmeyi istemezdim, biliyorsunuz. Babam nedenini bilmediğim bir şekilde göndermeye çalışıyor. Bahane olarakta o okulun disiplinli bir okul olmasını sunuyor. Ben inanmıyorum, bu işin içinde bir iş var." Söylediklerimden sonra Meriç abimin yüz ifadeleri değişti, ben ona dikkatle bakarken o, öksürerek boğazını temizledi Rüzgar abime hitaben konuştu.

"Rüzgar abi ne yapacaksın?" derken ona meraklı gözlerle baktı. Rüzgar abim cevap vermeden kahvaltısını etmeye devam ederken Doruk konuştu. "Hangi okulmuş bu?" Bıçak yardımıyla aldığım çikolatayı ekmeğe sürerken "Özel Çağdaş Koleji." dedim umursamazca.

Ben mutlu mutlu çikolatalı ekmeğimi yiyip portakal suyumu içerken Rüzgar abimin "Babam ne dediyse o, gideceksin." demesine şaşırdım. En başta verdiği tepkiyle şu an verdiği tepki hiç uyuşmuyordu. Kuzey'in kenardan lafa atlamasıyla göz devirdim. "Ablam oraya gitmeyecek tabii ki, değil mi abi?" dedi, kahvaltısından bir lokma bile yememişti daha. Bu sefer Rüzgar abime izin vermeden ben konuştum. "Sen sus küçük fare, Rüzgar abimin şaka yapar gibi bir hali mi var? Gidecekmişim işte, bitti."

Erkek Lisesindeki Tek Kız (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin