.3.

3.4K 212 120
                                    


   Bana bir ders programı vermişlerdi ayrıcada Hogwarts hakkında çokça da bilgi. Akşam yemeği saati gelmişti ve bizde koridorlarda geziyorduk. Slytherin binasına mensupların yaptığı şeylerden bahsetmeye başladılar. Elina devam etti.

-Slytherin içlerindeki en iyisi. Disiplin ve asillik birtek Slytherin' de var. Diğer binadakiler ile neredeyse hiçbirimiz konuşmayız, zaten konuşmaya da gerek yok. Dışarıdan onlara göre bizler kendilerini beğenmiş, yalancılarız. Ama şunu bilki Hena, ancak zeki insanlar yalan söylemeyi becerir.

Alice de hemen lafa atıldı.

-Aynen öyle. Birde kan statüsü vardır bizde. Slytherin' de hemen hemen herkes safkandır, Elina ve bende dahil. Ikimizde Kutsal 28 'deyiz. One diye soracak olursan Kutsal Yirmi Sekiz, "tamamen safkanlardan oluşan" yirmi sekiz safkan büyücü ailesidir.

-Peki Tom ? Tom 'un kanı hangi statüde ??

Elina yüzüne bir gülümseme yerleştirdi ama bu şaşırdığını belli eden bir gülümsemeydi sanki az da bir şeyler planlar gibiydi ifadesi.

-Demek Riddle 'a Tom diyen tek kişiler Profesörler değilmiş. Riddle bir melez. Annesi safkandı fakat iğrenç bir muggle' a aşık olmuş vs vs sonuç olarak Tom bir melez. Ama ruhu tamamen safkan. Dürüst olmak gerekirse onun gibi birisini başka tanımadım, hoş onu da tanıdığımız söylenemez.

-Evet. Riddle herkese mesafelidir. Onun profesörlerin ve salak kızların gördüğü yüzü çok farklı. Riddle her zaman eline kitap alır ve herkesi görebileceği, işitebileceği bir köşeye geçer. Kimse Riddle 'ı tanımaz. Ona yakın olan Dolohov 'lar bile. Neyse bu kadar Riddle muhabbeti yeter kendimi o aptallardan birisi gibi hissetmeye başladım.

Dedi ve baş parmağı ile bir kız topluluğunu gösterdi. Tom 'u tanıdığım kadarıyla (ne kadarsa artık.) muggle denilen büyü dışı kişilerden, bulanık dediklerinden ve de melezlerden nefret ediyordu. Bu yüzden dün ki konuşmamızda sinirlenmiş ve susmuştu.  Akşam yemeği için büyük salona gelmiştik. Elina platin sarısı saçları olan ve ona aşırı benzeyen bir erkeğin yanına oturdu, Alice de onun yanına. Ben ayakta kalmıştım. En uçtaki boş yere geçecekken Tom 'un yanındaki çocuk kalktı ve Tom bana kimsenin hatta neredeyse benim bile göremeyeceğim bir bakış attı. Yanına oturduğum zaman sanırım kaskatı kesilmiştim fakat kızların bana öğrettiği gibi kendime geldim ve dik duruşumu hiç bozmadım. Masanın üzerine ki muhteşem yemeklere baktım fakat aç olsam bile iştahım sıfırdı. Bu düşünce ile neyi unuttuğumu düşünmeye başladım. Ben neden o haldeydim ?? Herşeyi bir anda hatırlamasamda olurdu, kesik kesik anılara da razıydım. Elina bir anda elini gözümün önünde salladı bende kendime geldim.

-Sana sesleniyorum Hena ??

-E-evet dinliyorum.

Yanındaki platin saçlı çocuğu gösterdi tam karşımda oturuyordu.

-Bu kişi diyorum ikizim Abraxas.

-Ben ondan 12 dakika büyüğüm.

Bunu gülümseyerek söylemişti. Elina 'da gözlerini devirmişti.

-Memnun oldum ?

-Athena Miller. Bende memnun oldum.

El sıkıştık. Sonra herkes ile tanışmaya başlamıştım.

-Aaron Parkinson.

-Athena Miller. Memnun oldum.

-Nicholas Macmillan.

-Athena Miller.

El sıkıştıktan sonra yanındaki çocuğu gösterdi.

-Bu da Antonin Dolohov.

-Tanıştığımıza memnun oldum Dolohov.

Yalan. Biraz fazla soğuktu ve sertti. Tom kadar olmasa da soğuktu. Bir kız lafa atladı.

-Senin gibi bir bulanık burada ne arıyor ??

-Anlamadım ??

-Bulanık olduğu gibi de aptal. Diyorum ki bulanlıklar Gryffindor 'a. Salakların yeri orası

Elina yeteri kadar sabrettiğini belli edercesine lafa atladı.

-O zaman senin burada ne işin var Greengrass ?? Salaklar Gryffindor' a dedin hadi kış kış.

Alice yüzünde memnun bir ifade ile bakıyordu bana. Ben kendimi savunabilirim dercesine baktığımda rahat ol bakışları attı. Greengrass denilen beyin yoksunu ilk sarardıktan sonra yine cırladı.

-Söylesene bulanık? Cadı olduğunu öğrendiklerinde ailen mi sana işkence etti ?? Yoksa bi muggle senden yararlanırken sen izin vermedin diye mi bu hale geldin ??

Tom 'un çatalı tabağına sert bir şekilde çarptı. Herkes ona bakıyordu.

-Yeter! Kesin sesinizi! Bu yaptığınızı ancak muggle ana okullarındaki çocuklar yapar!  Ve Greengrass laflarına dikkat et. Çünkü tehlikeli sularda yüzüyorsun.

Bu cümle üzerine bütün masayı sessizlik ve şaşkınlık ele geçirmişti. Herkes şaşkındı fakat bir şey diyemiyorlardı. O Greengrass' da çenesini kapatmıştı. Harika (!) göze çarpmamak için uğraş verirken Tom Riddle 'ın beni savunması gerçekten de işime yaramıştı doğrusu (!)
   Akşam yemeği bittikten sonra kızlara döndüm.

-Bu okulda kütüphane var mı? Var ise nerede ??

Bana kabataslak bir anlatış yaptılar bende yola koyuldum... Uzun bir arayıştan sonra bulmuştum. Görevliden okul yıllıklarını istedim. O da verdi. Belki Miller soyadında birisi bulabilirdim. Birkaç yıllık fos çıkmıştı. Bu arama çok uzun sürüyordu. Kafamı gömdüğüm kitaptan kaldırıp gerindim. Baktığımda kimseler yoktu. Rafların arkasından çıkıp kapıya yöneldim tam açtım çıkıyorum derken kapı kilitli. Hay ben... Daha o çubuk- yani asalardan da alamamıştım. Burada kapana kısılmıştım iyi mi. Bu gün günlerden cumartesi. Yani yarın pazar. Umarım bu okul muggle esnafları gibi pazar günleri açmamazlık yapmıyordur. Yoksa iki gün burdayım. Acaba Elina 'lar yokluğumu fark edecek mi ?? Madem bütün gece buradaydım etrafı kurcalayabilirdim. Görevli kadının durduğu yere gittim biraz kurcaladım, kitap raflarına gittim. Yığınla büyü kitapları, Hogwarts tarihi vs kitaplarını aldım ay ışığı sayesinde az da olsa okuyabiliyordum. Başladım okumaya çünkü uykum yoktu...

  Ilk Hogwarts tarihini bitirdim ve daha sonra bütün büyü kitaplarını. Ama hala bir gram uykum yoktu. Zaten gelen giden de yoktu. Sonra aklıma hafıza kaybım geldi ve onun hakkında kitap aramaya başladım. Bir iki kitap bulduktan sonra onları da okudum, okurken nihayet uykunun güzel kollarının içine giriyordum...
  

 Avada KedavraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin