İşe normalde mutluluk ile giderim ama bu sabah pek de kendimi öyle hissetmiyordum. Trace'in sevgilisi ile beraber çalışacak olmamızdan kaynaklı bir gerginlik vücudumda dolanıyor olabilir miydi? Çok yüksek.
Nefes aldım ve sete giriş yaptım. Sanat yönetmeni olarak her şey ile ilgilenmek zorundaydım. Birkaç kişiyle konuştum, sette olmasını istediğim şeylerin listesini yeniden hatırlattım ve sonrasında çekim alanına doğru ilerledim. Elimde kahve ile dolanırken, fotoğrafçı Jacob bana selam verdi. ''Selam, Laila.''
Gülümseyerek kafamı salladım. Sete göz gezdirdim. ''Moodboard'a uygun değil mi? Bir sıkıntı yok?''
''Hayır, her şey güzel ama kıyafetler için sanırım model biraz sıkıntı çıkartmış. İstediği kıyafetleri yaptığımız sete uygun olmaz.''
''Styliste seti gösterdim ve o da ona uygun şeyleri giydirecek. Modelin 'giymiyorum' demek gibi bir lüksü yok.''
Jacob kafasını salladı. ''Farkındayım.''
Kahvemden sinirli bir şekilde içerken nefes aldım. ''Ben kontrol ederim.''
''Çok iyi olur.''
Gözlerimi devirerek, setin yanından ayrıldım. Modelin olduğu giyinme odasına doğru yürüdüm. Büyük ihtimalle benimle yüzleşmek için böyle bir şey yapıyordu. Odaya yaklaştığımda asistanım Kev, elime setin önizlemelerini tutuşturdu. Kafamı sallayıp ona selam verdikten sonra modelin odasına geldim. Kapıyı bir kez tıklattım. ve içeri girdim.
Gülümsedim. ''Merhaba ben Laila. Sanat yönetmeniyim. Sorun nedir?''
Vivian, stilist olarak elindeki parçaları koltuğa bıraktı ve nefes aldı. ''Laila Hanım,''
Kafamı salladım. Model, yüzündeki telefonunu uzaklaştırdı ve gözlerime baktı. ''Merhaba Laila.''
''Vivan, çıkabilir misiniz? Set hakkında konuşmak istiyorum. Beklentimizi açıklayacağım.''
Vivan olumlu bir şekilde kafasını salladıktan sonra büyük bir nefes alıp odayı terk etti. Melinda ile birkaç saniye bakıştım ve ardından nefes aldım. ''Sizi dinliyorum?''
''Laila, seninle açık konuşmak istiyorum.''
Melinda bornozu ile kalkıp saçını düzeltti. Dudaklarını yaladı ve bana doğru yürümeye başladı. Onun bu hareketi karşısında tek kaşımı kaldırdım, ona baktım. Adını bilmiyormuş gibi yaptım. ''Melina,''
''Melinda.''
Kafamı salladım. Bozulduğunu hissediyordum. ''Trace için bu kadar zahmete katlandıysan, üzgünüm ki intikamını dindirecek hiçbir şey olmayacak. Trace ile aramda hiçbir şey yok. Biz arkadaş bile değiliz. Onun telefon numarası bende yok.''
Melinda kaşlarını çattı. ''Boy boy fotoğraflarınız vardı. Her sitede!''
''Ondan sadece küçük bir iyilik istedim. Zaten ben,''
Nefes aldım. Gözlerimi kaçırdım. Bunu söylemek her zaman garip hissettiriyordu. İnanın New York'da oldukça fazla dile getiriyorum. ''Ben düzüm. Yani aramızda öyle bir şey olmasının mümkünatı yok.''
Melinda gözlerimin içine baktı. ''Pekala, anlamalısın ki haberleri okuduğumda çok sinirlendim ve biz ne yapsak, nasıl davransak tüm herkesin gözü üzerimizde.''
Kafamı salladım. ''Kesinlikle anlıyorum.''
Umrumda değildi.
Nefes aldım. ''Laila, ben paranoyak bir kadın değilim ama Trace benim için çok önemli.''
Dudaklarımı yaladım. ''Melinda, benim için de işim. Lütfen otur ve saç makyajını bitirelim. Çekim sonrasında yeniden konuşuruz.''
Melinde kafasını salladı. ''Evet, evet haklısın.''
Odasından çıktım ve nefes alarak Vivian'a baktım. ''Yirmi dakika.''
''Tabii Laila Hanım.''
Sete doğru yürürken kafamdaki düşünceyi atamadım. Trace neden Melinda'ya açıklama gereği duymamıştı? Bu tek taraflı bir ilişki miydi yoksa? Ve bu beni ne kadar ilgilendiriyordu?
&
Eve geldiğimde Sara kahkaha atarak içeri daldı. ''Seviştiğin en garip yer?''
Kaşlarımı çattım. ''Sanırım, kimya öğretminimizin masası?''
''Bu en ateşli yer Laila! Gerçekten hakkını veriyorsun iyi bir kariyerin ve paranın.''
Gözlerimi hızla Jessica'ya çevirdim. ''Ne oluyor?''
Jessica pantolonunu biraz yukarı çekti ve mırıldandı. ''Gerçekten bilmiyorum. Eve geldim ve Sara bu haldeydi.''
Sara nefes aldı. Bana sarılmak için yaklaştı. ''Seninle gurur duyuyorum. VS mankeninin elinden, Amerika'nın ünlü bir şarkıcısını kaptığın için.''
Jessica'ya baktım. ''Al şunu.''
Jessica, Sara'yı kollarımdan alırken kapı bir kez daha açıldı. Toprak rengine hakim baş örtüsü ile içeri giren Ophelia, gülümsedi. ''Niye herkes kapıda?''
Sara ona baktı. ''Tebrik ederim, gerçekten tebrik ederim. SEN MÜKEMMEL BİR İNSANSIN!''
Ophelia durdu. ''Ne?''
''BOŞANMAK İLE DOĞRU BİR KARAR VERDİN!''
Sara'nın söylediği söz üzerine Jessica ile bir anda göz göze geldik. Ophelia nefes verdi. ''Lütfen düşündüğüm şey olmuş olmasın.''
Hızla çantamı ve montumun kenara attım. ''Ben, kıyafetleri getiriyorum.''
''Sara'yı banyoya sokuyoruz.''
Ophelia, Sara'nın ayaklarını tuttu. Jessica'da kollarından tutup onu hızla banyoya soktular. Sara içeriden bağırdı. ''BIRAKIN BENİ!''
&
Sara'yı banyo ettirdik ve onu güzelce giydirdik. En sevdiği milkshake mekanına getirdik. Yaş aralığı 10-15. Ve biz 30 yaşlarına yaklaşmış kocaman kadınlardık. Küçük masalara hepimiz süslenmiş bir şekilde otururken Sara'ya baktım.
''Yine Frank'e şans verdim.''
Ophelia kafasını masaya koydu. Jessica gözlerini devirdi. Şaşkınca ona baktım. ''Neden?''
''Çünkü o Frank!''
Jessica güldü. ''Yine yatakta bir kadınla mı bastın onu?''
Sara gözlerini devirdi. ''TABİİ Kİ HAYIR!'' Ve ağlamaya başladı. ''Benim arabamda!''
Sara nasıl bu kadar saf olabiliyordu anlamıyoruz. Oysaki o tüm dünyaya diz çöktürebilecek bir kadın. Fakat eski sevgilisine devamlı ve belli aralıklarla geri dönüyor.
Jessica, Sara'ya tokat attı. Ciddi anlamda tokat attı. Şaşkınlıkla olanları izlerken Ophelia'nın baş örtüsü başından yavaşça düştü.
"KENDİNE GEL SÜMSÜK!"
Ophelia baş örtüsünü düzeltirken güldü. "Özür dilerim."
Sara anlatmaya devam ederken telefonuma mesaj geldi. Koltuğa otururken mesajıma baktım.
Bilinmeyen Numara: Melinda setin harika geçtiğini söyledi inanmalı mıyım?
![](https://img.wattpad.com/cover/156065304-288-k576655.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Girl Thing
Teen Fiction''Imm, şey bir kız var.'' Sara çayını içerken Jessica kaşlarını çatarak konuştu. ''4 milyarın dışında mı?'' Ophelia kaşlarını çattı. "Çin'in nüfusu 5 yıl içerisinde 4 milyar olacakmış." Sara mırıldandı. "Çin'e sığacaklar mı?" Ophelia rencide etti. "...