Selamm...❤
Yeni bölüm geldiii.İnşallah beğenirsiniz. Lütfen vote ve yorum yapmayı unutmayın. ❤
İyi okumalar...Sınıfta kimse yoktu. Aslında nereye gittiklerini merak etsemde bu iyi olmuştu bir kez daha onun yüzünü görmeye meraklı değildim çünkü.
Sırama oturup düşünmeye başladım. Ama bugün olanları değil bir kaç gün sonra olacakları düşünüyordum. Geçen hafta şu kendini beğenmiş yüzünden işimden istifa etmiştim. Üstelik ne kadar arasamda başka bir iş bulamamıştım. Babam her ay olduğu gibi bu ay da para isteyecekti ama benim tek kuruşum yoktu. Beni döveceğinden emindim ve bunu düşünmek bile sinirlerimi bozmuştu.
Yaklaşık on dakika sonra kapının açılmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım ve gelen kişiye baktım. Bu arkamda oturan adını bilmediğim oğlandı. Maviyi andıran gözleri, dağınık saçları, yapılı bir vücudu vardı. Tipi fena sayılmazdı aslında. (Neler düşünüyorum ben yaa..)
Sırasına yaklaştı ve altından bir şeyler alırken konuşmaya başladı.
"İlk günden çok sevdim seni yaa. Hele soktuğun laflar filan. Gözlerinden belli oluyordu kesin Barış çok sinir olmuştur haa. " deyip keyifle kahkaha attı. Galiba bu sınıfta Barış'ı sevmeyen tek kişi ben değildim. Bunu duyunca mutlu olmuştum. Kafamı ona çevirip "Hak etti ama " deyince küçük bir kahkaha daha attı.Neye bu kadar güldüğünü tam anlamamıştım ama yine de Barış'ı sevmediği için gözüme girmişti. "Demek hak etti , bunu söyleyen ilk kızsın. Daha Barış'ı tanımadığın için böyle konuşuyorsun belki de ama boşver can sıkıcı biri zaten" deyince kafamı salladım.
"Bu arada ders beden sen niye tek başına burada oturuyorsun?" dedi. ' Çünkü keyfim ve kahyası oturup konuştuk ve buna karar verdik' demedim tabi ki... "Daha bugün geldiğim için ders programını bilmiyor olabilir miyim acaba senin ismini bilmediğim gibi?" deyince sırıttı. "Kusura bakma unuttum ben Arda, sen de Öykü'sün zaten tanıştığıma memnun oldum" deyip elini uzattı. Bende uzattığı elini hafifçe sıkıp "Ben de " dedim.
'Tanışma faslı bittiyse inelim mi artık? " dedim. O da kafa sallayıp "İnelim" dedi. O önde ben arkada sınıftan çıkıp spor salonunun yolunu tuttuk. Spor salonunun yerini bilmediğimden sadece onu takip ediyordum.
Salonun kapısına ulaştığımızda kibarlık yapıp kapıyı açtı. Bende tebessüm edip devasa büyüklükteki spor salonuna girdim. Burda akla hayale gelebilecek bütün spor aletleri, basketbol , voleybol sahaları vardı. Hayranlıkla etrafa bakarken "Altta da yüzme havuzu var " diyerek iyice şaşırmama neden olmuştu Arda. Demek özel okulda spor salonu böyle bir yerdi. Gerçekten burslu olmasaydım buranın yanından bile geçemeyeceğimi bildiğim için beynimle bir kez daha gurur duydum. Zenginler buraya çok para ödüyorlardır diye düşünmeden de edemedim.
Arda basketbol oynamak için arkadaşlarının yanına giderken gözüme karşı takımda olduğunu tahmin ettiğim Barış takılmıştı. Basketbolu iyi biliyormuş gibi gözüküyordu. O basket attıkça etrafındaki kızlar alkışlayıp tezahürat yapıyorlardı. O günkü sarışında ordaydı (her ne kadar saçını boyatmış olsada) ve gözlerini bana dikmişti. Onu umursamayarak burnumu çektim ve pek havamda olmadığım için cebimden kulaklığımı ve telefonumu çıkarıp müzik dinlemeye başladım.
Açtığım slow şarkının bitip yenisinin başlamasıyla kulaklığımın kulağımdan çekilmesi bir olmuştu. Daha ne olduğunu anlayamadan o gün kafede gördüğüm sarışını kaşlarını çatmış bana bakarken buldum karşımda.
Sinirle ayağa kalkıp " Ne yaptığını sanıyorsun sen!? " diye bağırdım. Bağırmam sınıfın dikkatini çekmemiş olduğu için rahatlamıştım. Bir adım yaklaştı ve konuşmaya başladı. "Selam ben Sıla.Tanışmıştık kafede hatırlarsan ben de yeni hatırladım da neyse" dedi bilmişlikle ve devam etti "Burada okuyorsun diye kendini bizimle aynı seviyede filan zannetmezsin inşallah. Daha geldiğin ilk günden Barışla kavga ettin zaten daha fazla sinir etmek istemiyorsan uzak dur."