Bölüm ~10~

206 30 28
                                    

Yeni bölüm geldi...🌟İnşallah beğenirsiniz. 🙏 İyi okumalar.... 💟

Korku dolu gözlerle yavaşça arkama baktım. Düşündüğümden daha korkutucu bir şekilde duruyor ve arkamızdaki evin duvarının yanından buraya doğru bakıyorlardı. Konuştuklarımızı duymuşlar mıydı acaba? Ama o kadar uzaktan duymaları imkansızdı. Bu yüzden duymadıklarına emindim. Belki de Sinem'in bana ne anlattığını tahmin etmişlerdi. Biraz daha böyle dikilirsek buradan sağ çıkacağımdan şüphelenmeye başlamıştım artık.

Tekrar önüme dönüp Sinem'e baktım. O da en az benim kadar korkmuştu ve tedirgin görünüyordu. Belki de bir plan yapıyordu. Biraz aksiyon filmlerine özenip ''Plan ne?'' diye sorduğumda hiç beklemeden ''Bu!'' deyip bileğimden tuttu ve son hız binaların arasından geçerek koşmaya başladı. İlk başta anlamayıp yalpalasamda sonunda planın 'koşmak' olduğunu anladığımda tüm gücümle Sinem'in yaptığı gibi koşmaya başladım.

Koşarken bir yandan da arkama bakıyordum. Bize yetişmeleri an meselesiydi ama neyseki ileride dar sokaklar vardı. Orada gözden kaybolabilirdik. Yani umarım...

Sinem ''Yollarımızı ayırmalıyız!'' dediğinde neden ayırdığımızı anlamasam da ''Tamam.'' dedim ve ilk sokak ayrımına geldiğimizde o sağa dönünce ben de sola döndüm. Arkamızdan adamların birbirlerine 'ikiye ayrılın' dediğini de duymuştum.

Hiç durmadan bir sağa bir sola dönüyordum. Koştuğum sokaklar o kadar küçüktü ki sanki her biri çıkmaz sokağa çıkacak gibi geliyordu.

Ayaklarımda koşmaya mecal kalmayınca nefes nefese arkama baktım. Kimsenin olmadığını görünce rahatlayarak kendimi yere attım ve nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Ciğerlerim her nefes alışımda yansada yavaş yavaş düzene girmişti.

O sırada aklıma Sinem geldi. O da kurtulmuş muydu acaba adamlardan? Hem niye yollarımızı ayırmıştık ki? Belki de hepsinin onun peşinden koşmalarını istiyordu ve benim bu tehlikeye girmemi istemediği içindi. Onun için endişelenmeye başlamıştım iyice. Belki de adamlar bir süre sonra beni bırakıp Sinem'in peşine takılmışlardı.

Öyle olmamasını umarak nefesim düzene girince yavaşça ayağa kalktım. Biraz daha burada durursam geleceklerini düşündüm ve ilerideki sokağın bitişine doğru yürümeye başladım. Sokağın bitişine geldiğimde sağa dönmemle karşımda peşimdeki adamları görmem bir olmuştu. En arkalara birinin yanında ise Sinem duruyordu. Demek onu da yakalamışlardı.

Korku ve şaşkınlıkla bir iki adım gerilerken en öndeki siyah giyimli adam tek adımda önüme gelip durdu ve yüzüme bir şeyi bastırdığında bayılmamak için dualar etsemde gözlerimin kapanmasına engel olamamıştım.

* * *

Ne kadar zaman geçti ya da saat kaçtı bilmiyordum. Tek bildiğim kafama torbaya benzer bir şeyi geçirdikleri, ağzım bağlı bir şekilde sandalyeye bağlandığım ve soğuk bir odada olduğumdu. İlk uyandığım sıralar ne kadar bağırsam çağırsam da - yani ağzımdaki şeyle ne kadar bağırılıyorsa o kadar bağırmıştım - tek bir hareket olmamıştı odada. Demek ki yalnızdım. Sinem neredeydi acaba? Farklı bir odaya mı koymuşlardı onu da?

O sırada Eylül aklıma geldi. Şimdiye akşam olduğuna emindim ve eve gelmememin ya da telefonlarına bakmamamın onu delirttiğine de emindim. Kim bilir nasıl endişelenmişti...

Sert bir kapı açılma sesi duymamla düşüncelerimden sıyrıldım. Kimin geldiğini merak etmiştim ama başımdaki torba yüzünden göremiyordum.

''Demek kız bu." diye kalın bir ses duyduğumda korkmaya başlamıştım. Bir sürü ayak sesi vardı ama kaç kişilerdi bilemiyordum. O sırada başka bir kalın ses "Evet efendim her şeyi bildiğine eminiz."

~GECE MAVİSİ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin